Sevgili okurlar;
Dünya kurulduğundan bu yana şakşakçılar hiç eksik olmamış, hatta firavundan ve nemruttan bu tarafa bu meddahlar onların da felaketini hazırlamış ve ikisi de ta cehennemin dibine gitmişlerdir.
Bu meddahlar o devirlerde bu tarafa şakşakçılığı artırarak birçok devlet başkanının ve bizim deyimimizle büyük adamların akıbetlerinin felaketle neticelenmesine sebep olmuşlardır.
Bir Saddam'a bir Kaddafi'ye bir zalim Esad'a yaptıkları işin doğru olmadığı ve bunun felaketle neticeleneceğini anlatabilen insanlar olsa idi onların neticesi böyle mi olurdu.
Buna en güzel örnek, adaletiyle meşhur İslam halifesi Hz. Ömer kendine her gün ölümü hatırlatan bir kişiyi kendi parasıyla tutar. Bırakın şakşakçılığı bu zat her gün Hz. Ömer'e 'Ya Ömer ölüm var' diye ölümü hatırlatırmış.
Zaman gelmiş Hz. Ömer yaşlanmış ve saçları ağarmış, Hz. Ömer aynaya her baktığında saçlarının beyazladığını ve ölümün artık yakın olduğunu kendiliğinden hatırlamaya başlamış ve o ücret ödeyerek tuttuğu hatırlatıcıyı azad ederek, 'Bana ölümün yakın olduğunu artık saçlarım hatırlatıyor. Sana gerek yok' diyerek göndermiş.
Özellikle zamanımızda bazı makamlara gelmiş siyasilerin etrafından o kadar çok meddah (şakşakçı) türemiş ki bizim eskiden yakından dost olduğumuz ve yıllarca konuşup, kaynaştığımız bu insanların yanında yıllarca gözükmeyenler şimdilerde onların bir numaralı yakını ve adamı olmuş, ama unutmasınlar ki yarın o makamdan ayrıldıkları veya düştükleri zaman selamı, sabahı kesecek ilk insanlar da onlardır.
Osmanlı Devleti'nin en şaşaalı dönemlerinde en büyük parayı 'Padişahım çok yaşa' diyen meddahlar (şakşakçılar) alırmış. Ama padişahların tahttan indirilişinde ilk darbeyi de onlar vurmuşlar.
Onun için şu anda siyasetin içinde olanlar bu tür meddahlardan ziyade yıllarca kendisine dost olmuş kimseleri hiçbir zaman hakir görüp arkadaşlık ve dostlukları kesmemelidirler.
Babasının, oğlum sen hiçbir zaman adam olmazsın dediği kişi zaman gelmiş bir ile vali olmuş. Hemen bir araç göndererek, çabuk bana babamı getirin demiş. Babasını getirmişler, o zat makamında zevkten dört köşe babasına bakarak yerinden kalkmadan 'Baba sen bana 'Sen hiçbir zaman adam olamazsın' demiştin. Bak işte vali oldum,' demiş.
O muhterem baba 'Oğlum ben sana vali olamazsın demedim, adam olamazsın demiştim,' der.
İşte bunun gibi yukarıya giden geride kalanları unutmasınlar.