-Kamu işveren Heyeti 2018 için 3+3, 2019 için 3+3! zam teklif etti. Memur-Sen olarak bu teklife kapalıyız.
-Türkiye'nin hem bütçesi hem cüssesi ele alındğında 3+3/3+3'ten oluşan teklif ne adaletle, ne cömertlikle uyuşmuyor.
-Biz teklife 'Evet' kartonu açmak isterdik ama 'Müzakere edilebilir' kartonu bile açamadık. 'Bu teklife kapalıyız'a mecbur bırakıldık.
-3+3/3+3 olamaz. Bu teklife kapalıyız. Bize dört ayda mağdur edecek rakam değil, dört başı mamur rakam lazım.
-Sektöre teşvik bize tenkis anlayışını doğru bulmuyoruz Alın teri dökene %3 parayı işletene %40 adalet bu olamaz.
-Rakamlardan ve teklifden son derece rahatsısız. Biz istiyoruz ki bize; zammı enflasyon canavarı değil, 'Milletin adamı' versin
-2018 için 3,5+3,5 2019 için 4+5 teklifi müzakere edilebilir, 'Kalemi elimizi veriyor ama mürekkebi olmadığını da gösteriyor'
-Uzun ve yorucu müzakereler sonucu 2018: (4+3,5) 2019: (4+5) olarak mütabakata varılmıştır. Kümülatif 17,5



ATAMADAN SORUMLU ŞUBE
MÜDÜRLÜKLERİNDEN OLURLAR

Yukarıdaki bu sözler Toplu sözleşmede yetkili konfederasyon olan Memur-Sen'in Genel Başkanı Ali Yalçın'a ait. Yalçın toplu sözleşme görüşmeleri sürecinde yaptığı paylaşımlardaki görüşleri böyle idi. İlk başta önerilen sefalet zammına karşı direnen bir sendikacı profili çizen Yalçın; 3+3 beğenmeyip, 3,5+3,5'u müzakere edilebilir buluyor. Ali Yalçın 'Biz istiyoruz ki bize; zammı enflasyon canavarı değil, 'Milletin adamı' versin' diyerek, bence Türkiye Sendikacılık tarihine 'kara bir leke' olarak geçti. Sendikal mücadeleyi ayaklar altına alan Yalçın'ın 'Milletin adamı' versin diyerek, Cumhurbaşkanına yaranmaya çalışmasıyla tüm kamu çalışanlarını yaraladı. Sendikal mücadele emekten, üretimden gelen güç kullanılarak yapılır. 'Cumhurbaşkanından zam dilenerek, İktidar partisine kuruluş yıldönümü övgüsü yaparak, 'Teklifi kapalıyız' karton şovlarıyla' yapılmaz. Kamu da tüm yönetici atamalarında 'liyakat, sınav kazanma' gibi değerleri çöpe atarak yandaş kadrolaşması yapanlar iktidara bağımlı oldukları için tabi ki üretimden gelen güçlerini kullanamaz. Bundan dolayı çalışanların haklarını savunamaz. Savunmaya kalkarlarsa, 'Atamadan Sorumlu Şube Müdürlüğü' görevlerinden olurlar.

DERNEK KURSUNLAR
Korkarım Memur-Sen sayesinde memur maaşları 2023 yılında asgari ücretle eşitlenir. Memur-Sen Genel Başkanının yapılacak ilk veya sonraki bir seçimde selefi gibi milletvekilliği veya belediye başkanlığıyla ödüllendirilirse, doğrusu hiç şaşırmam. Memur, şef, kurum müdür yardımcısı, kurum müdürü, şube müdürü, il müdür yardımcısı olmak, köyden, ilçeden kent merkezine gelebilmek, geçirdiği soruşturmadan ceza almadan kurtulmak için Memur-Sen'e bağlı sendikalara üye olanlar yaşanan bu durumda şikayet etmeye hiç hakları yok. Sendikacılık yapmak Memur-Sen'in fıtratında yok. Gerçekten kamu çalışanlarını seviyorlarsa sendikacılığı bırakıp, iktidar yanlısı yeni dernek kursunlar. Bu derneğin adı da 'Yönetici Atamasından Sorumlu Dernek'koysunlar. Bu dernek aracılığıyla yönetici atamalarını yine yapsınlar. Böylece meydan gerçek sendikacılara kalır. Onlarda bu işi layıkıyla yaparlar. Böylece her toplu sözleşme döneminde memurlar 3,5'luk zam alarak, 3,5 atmış olmazlar...

***


İSTİFA İLE SKANDALIN ÜZERİ KAPATILMASIN

15 Ağustos'ta Görünüm'de kaleme aldığım, 'En Güvenilmez Kurum ÖSYM' başlıklı yazımda ÖSYM'nin yerleştirme sonuçlarında yaptığı hatayı eleştirerek şu yorumda bulunmuştum; 'ÖSYM son yıllarda art arda yaptığı hatalarla Türkiye'nin en güvenilmez kurumların başına geçti.Yapılan hata ile bir programa yerleşememenin üzüntüsünü yaşayanlar daha sonra üniversiteye girmenin sevincini paylaştı. Açıklanan sonuçlarla bir programa girmenin mutluluğunu yaşayanları daha sonra 'hata yaptık' denilerek, üzdüler. Sınava bir dakika geç kalanların yüzüne kapıları kapatmayı marifet sananlar, her yıl KPSS'den, YGS'ye, LYS'den TUS'a kadar her sınavda hata yaptı. Milyonlarca gencin geleceğiyle oynadı. Skandalsız bir sınav sonuçlandıramayanlar derhal istifa etmeli. Etmiyorlarsa da gönderilmeliler. ÖSYM'de liyakat sahibi, işini ciddi yapan, dürüst insanlar görev yapmalıdır. Bu skandallar zincini başka bir ülkede olsaydı, oradaki yönetim derhal istifa ederdi. Biz de ise çalıştığı yeri; 'Türkiye'nin en güvenilmez kurumu' yapanlar hiçbir şey olmamış gibi koltuklarında oturma cüretini gösteriyor...' Bu yazımdan altı gün sonra ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ömer Demir istifa ettiğini açıkladı. Demir yaptığı açıklamada 'İlgili personelin kasıt taşımayan dikkatsizlikleri sonucu ortaya çıkan yerleştirme hatası nedeniyle ÖSYM'nin kurum olarak tartışılmasının önüne geçmek maksadıyla görevden ayrılma talebimi ilgili makama bugün itibarıyla sunmuş bulunmaktayım' demiş. Demir'in istifasını Türkiye açısından olumlu buluyorum. Ne mutlu ki artık binlerce gencin hayatını etkileyecek hata yapıldığında birileri artık istifa edebilecek. Peki Demir'in dediği 'kasıt taşımayn dikkatsizlikler' yaparak, binlerce genci mağdur eden personeller ne olacak? Ömer Demir'in istifasıyla bu skandalın üzeri kapatılmamalı. Kasıtlı ve kasıtsız hata yapanlara da gereken cezalar verilmeli ki; bundan sonra bu kurumda torpilliler değil, liyakatk sahibi insanlar çalışabilsin...

***



HOŞ GELDİN ÖYKÜ BEBEK
Gazetemizin başarılı Görsel Tasarımcısı Burcu Dere'nin kızı oldu. Burcu Dere ve eşi Mesut Dere'nin bebekleri Eskişehir Devlet Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesinde dünyaya gözlerini açtı. Genç çift çocuklarına 'Öykü' ismini verdi. Hoş geldin Öykü Bebek. Yaşama sırası artık sende. Sevgili Burcu ve eşini kutlayarak, minik Öykü'ye sağlıklı ve başarılı bir ömür diliyorum. Allah bahtını açık etsin. Ayrıca sevgili Yaşar Arda'nın da dedeliği hayırlı olsun. Kendisine de 'Dedeli-torunlu' sağlıklı uzun ömür diliyorum...

***

FOTO ŞAKA:



Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu: Ali Bey, üyelerinizin yüzde 3,5'luk zammı hayırlı olsun. Artık bayramda 'bozdur-bozdur' harcarlar.

MEMUR-SEN Genel Başkanı Ali Yalçın: Bakanım zam dediğiniz ne ki. Size verdiğim dosyadaki isimleri artık yönetici yaparsınız. Böylece toplu sözleşme masasında gösterdiğim performansı ödüllendirmiş olursunuz.