Adalet ve Kalkınma Partisi 14 Ağustos 2001 tarihinde kuruldu. Partinin Eskişehir'deki Kurucu İl Başkanı Osman Yüksel oldu. Hasan Tuç'ta Kurucu Merkez İlçe Başkanıydı. Bu iki isim arkadaşlarıyla büyük fedakarlıklarla AK Parti Eskişehir Teşkilatı'nı kurdu.

ADAY YAPILMADI
Bugün AK Parti sayesinde belli makamlar gelmiş insanlar, partinin başarılı olacağına inanmadıkları için kuruluşta üye olma cesaretini gösterememişti. O günlerde 'elini taşın altına sokan isim' Osman Yüksel'di. Yüksel 3 Kasım 2002 seçimleri öncesinde İl Başkanlığından istifa ederek, milletvekili adayı oldu. Kendi yerine de akrabası olan Fikret Dönmez'i İl Başkanı yaptı. Kurucu İl Başkanı Yüksel partideki 'ilk haksızlığa 2002 Genel Seçimlerinde' uğradı. Parti Genel Merkezi 6 kişilik milletvekili aday listesine onun ismini yazmadı. Partinin kurucularından olan Genel Başkan Yardımcısı Murat Mercan 1. sıra adayı oldu. Eski emniyetçi Muharrem Tozçöken 2. sırada yer aldı. Sivrihisarlı Eğitimci ve işadamı Fahri Keskin 3. sırada, Eski ETO Başkanı Ayhan Arslan 4. sırada yer aldılar. AK Parti Kadın Kolları Başkanı Gülnur Hayran 5. Sırada, Mimar Birol Azdiken 6. Sırada yer aldılar. Seçimler yapıldı. AK Parti Türkiye'de iktidar oldu. TBMM'ye sadece iki parti girebildi. Bir yıl önce Osman Yüksel, Hasan Tuç ve arkadaşlarının Eskişehir'de kurduğu AK Parti %29 oranında oy alarak Eskişehir'de birinci parti oldu. %22 oy alan CHP ikinci sırada yer aldı. Altı Milletvekilini AK Parti ve CHP üçer üçer paylaştı. AK Parti'den Murat Mercan, Muharrem Tozçöken, Fahri Keskin, CHP'den Cevdet Selvi, Vedat Yücesan ve Mehmet Ali Arıkan milletvekili seçildi.

'UYUM NOKSANLIĞI'
Osman Yüksel 2004 Yerel Seçimlerinde AK Parti'den İl Genel Meclisi Üyesi seçildi. Meclis içinde yapılan oylama ile 'İl Genel Meclisi Başkanlığına' getirildi. Yüksel İl Başkanlığına aday olmak istedi. Seçim 21 Nisan 2006 tarihinde yapılacaktı. O yıllarda Parti'nin Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı Eskişehir'e gelerek, Yüksel ile görüştü. Yazıcı, Yüksel'e 'İl Başkan adaylığından çekil. Biz tek adaylı seçim istiyoruz. Adayımız Fikret Dönmez'dir. İl Genel Meclisi Başkanlığına devam et' dedi. Yüksel, yola birlikte çıktığı arkadaşlarını ortada bırakmamak için Yazıcı'yı dinlemedi. İl Başkanlığına aday oldu. 21 Nisan'da yapılan seçimde 2 oy farkıyla İl Başkanlığına seçildi. Genel Merkez kendisine biat etmeyen Yüksel'i ve İl Yönetim Kurulu'nu 'Uyum noksanlığı ve güvensizlik' gerekçesiyle görevden aldı. Uğradığı tüm haksızlıklara rağmen AK Parti için çalışmaya devam etti. Temayül yoklamalarından birinci çıkmasına rağmen birileri onun ismini milletvekili aday listelerine yazmamakta inat etti. Yüksel siyaset yapmayı ve bu yolla Eskişehir'e ve Türkiye'ye hizmet etmeyi seviyordu. 'AK Parti ile Cumhur İttifakı' yapan MHP'den gelen adaylık teklifini değerlendirdi. İl ve genel merkez düzeyinde karşılıklı görüş alışverişleri sonrasında Yüksel MHP Eskişehir Büyükşehir aday adayı oldu. AK Parti ile MHP arasında 'ittifak olmaması halinde' Yüksel MHP'den Büyükşehir adayı olacak. Yüksel Eskişehir'de 'karşılığı olan ve sevilen' bir isim. MHP'nin Yüksel ile bugüne kadar 'yerel seçimlerde aldığı oyun çok daha fazlasını alacağını' düşünüyorum. O'nun adaylığı MHP'den Büyükerşen ve Sakallı'ya 'gidecek oyların tutulmasında' etkili olur. AK Parti'den MHP'ye oy getirir. Bugün MHP'den 'Büyükşehir aday adayı oldu' diye AK Parti içerisinde Yüksel'i eleştirenler, o yıllarca 'haksızlığa uğrarken' neden ona sahip çıkmadı?
--------------------------------------------------------------------
'BİZİM BAŞIMIZA NE GELECEK
BİLMİYORUM' DEMİŞTİ

Ali Kırca'nın 19 Haziran'da 1999'da sunduğu Siyaset Meydanı'nda ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, FETÖ yapılanmasının nasıl çocukluktan bu yana devlet kadrolarına, eğitime, askeri kadrolara sızdığını ve kimliklerini nasıl gizlediklerini anlatmıştı.

SUİKASTE KURBAN GİTTİ
Programda terör örgütü elebaşısı Fethullah Gülen'in yaptığı bir konuşmada yayınlanmıştı. Terör örgütü elebaşısı konuşmasında şunları söylemişti; 'Arkadaşlarımızın mevcudiyeti İslami geleceğimiz adına bu işin garantisidir. Bu açıdan Adliye, Mülkiye veya başka bir hayati müessesede, bizim arkadaşlarımızın mevcudiyeti öyle ferdi mevcudiyetler şeklinde ele alınıp öyle değerlendirilmemelidir. İstikbalde yürümek için sistemin püf noktalarını keşfedin. (..) Fuzuli kahramanlık yerine ele geçirmeyi tercih edelim. Bu nedenle Mülkiye ve Adliye'de çalışan arkadaşlarımız için bu çok önemlidir.' Saylan bu programdaki son cümlesinde; 'Bu konuşmadan sonra bizim başımıza ne gelecek bilmiyorum' demişti. Bu programa Türkan Saylan'ın yanı sıra Prof. Dr. Necip Hablemitoğlu, Emekli Orgeneral Kemal Yavuz, Çağdaş Eğitim Vakfı Başkanı Gülseven Yaşer'de katılmıştı. Prof. Dr. Necip Hablemitoğlu, 18 Aralık 2002'de fail-i meçhul bir suikaste kurban gitmişti. Bugün onun 16'ncı ölüm yıldönümü. Öldürüldüğü için tamamlayamadığı Köstebek isimli araştırma kitabında Gülen hareketinin örgütlenmesini yazdı. Kitap, vefatından sonra bitirilememiş haliyle yayınlandı. İşte o programda söyledikleri Köstebek kitabının önsözü oldu.

ERGENEKON KUMPASI
Kemal Yavuz ve Gülsevin Yaşer Ergenekon kumpası mağduru oldular. Programı sunan Ali Kırca kaset mağduru oldu. Ergenekon kumpası kurbanı olan Prof. Dr. Türkan Saylan, hastalığı ağırlaşmışken, gün doğmadan yapılan ev baskınından 35 gün sonra (18 Mayıs 2009) hayatını kaybetti. Son sözleri, 'Ben bütün randevuları tamamladım. Bana düşen bütün görevleri yerine getirdim, ölüme hazırım' olmuştu. Yaptığı projelerde fakir kız çocuklarının çocuk yaşta gelin olmalarını önleyen, Atatürk ilke ve devrimlerinin yılmaz savunucusu olan Türkan Saylan'ın beş gün önce doğum günüydü. Saylan'ı 83'ncü doğum gününde saygıyla anıyorum. FETÖ tarafından Saylan'a o örgütü deşifre ettiği için bedel ödetilirken Terörist başı Fethullah Gülen'i 'O bir Bilge bir kişidir' diye savunanlar yapılan bu zulmü büyük bir zevkle izliyorlardı. Birileri tarafından aldatılmayı alışkanlık haline getirenlerin bugün başta Saylan, Hablemitoğlu olmaz üzere tüm kumpas mağdurlarından bir özür dileme borçları yok mu?
-------------------------------------------------------------------
YENİ HASTANEDE YIRTIK BAYRAK

Bir okurum Çevreyolu'ndan geçerken, Yunus Emre Devlet Hastanesi'nin yeni hizmet binasındaki yırtık ve bakımsız haldeki Türk bayrağını ve pislikten simsiyah hale dönüşen Sağlık Bakanlığı bayraklarının fotoğraflarını çekerek, bana gönderdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Tek Millet Tek Bayrak' vurgusunu yaptığı bir ortamda yeni yapılan hastaneye asılan şanlı Türk Bayrağının bu bakımsız halini kimse görmüyor mu? Bu görüntü yeni yapılan hastane binasına hiç yakışıyor mu?
-----------------------------------------------------
FOTO ŞAKA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan:
Devlet Bey, partimizin kurucu il başkanını Eskişehir'de büyükşehir adayı yapıyormuşsun. Bunu bana sormadan yapman ortaklığa hiç yakışmadı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: Merhum Alparslan Türkeş'in oğlunu Genel Başkan Yardımcısı yaparken bana sordun mu?
--------------------------------------------------
FIKRA
MEMUR FIKRASI


ABD, İngiliz ve Türk maliye bakanları bir araya gelmiş. Kamu çalışanlarının durumlarını görüşmektedirler. ABD Maliye Bakanı der ki: Bizim araştırmalarımıza göre kamu görevlilerimizin bir aylık geçimi için 1000 dolar gerekiyor. Biz onlara 1500 dolar veriyoruz. Bunun 1000 dolarını çeşitli ihtiyaçlarına harcıyorlar, 500 dolarını nereye harcıyorlar bilemiyoruz. İngiliz Maliye Bakanı sözü alır: Bizim araştırmalarımıza göre kamu görevlilerimizin bir aylık asgari geçim endeksi 1000 Sterlin. Biz çalışanlarımıza 1400 Sterlin veriyoruz. 1000 Sterlin'i çeşitli ihtiyaçlarına harcıyorlar. 400'ünü ne yapıyorlar bilmiyoruz. Bizim Maliye Bakanı sözü alır: Bizim kamu çalışanlarının asgari bir aylık geçimi için 5000 TL gerekiyor. Biz 3000 TL veriyoruz. Gerisini nereden buluyorlar bilemiyoruz.'