İnce ama billur bir ses tonu vardı…
Hala kulağımdadır o ses…
İfadeleri son derece yalın, anlatımı son derece sadeydi…
Öyle tek tek anlatırdı ki,
Bir onun dersinde dinlediklerimi bir de Ahmet Taner Kışlalı'dan dinlediklerimi hala tutarım aklımda…
Neredeyse 35 yıl geçmiş üzerinden…
Ölümünden birkaç gün önce, izlediğim bir film nedeniyle aklıma gelmişti…
Film,
İngiltere tarihi ile ilgiliydi ve içinde sıkça Magna Carta'ya (Büyük Sözleşme) atıfta bulunuluyordu…
Tedavi gördüğünü okumuştum…
İçim burkuldu…
Aynı, Kışlalı'nın suikast sonucu öldürüldüğünü öğrendiğim andaki gibi…
Acı bir tesadüf ki,
4-5 gün sonra da ölüm haberini aldık…
Prof. Dr. Mümtaz Soysal'dan söz ediyorum…
*****
1984-1985 döneminde Ankara Üniversitesi Basın-Yayın Yüksekokulu'na girmeye hak kazanmıştım, üniversite sınavı sonucunda…
Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümünde, ilk 2 yılın derslerinin büyük çoğunluğu,
Hukuk, siyasi bilimler, toplum bilim, Türkçe, Anayasa hukuku gibi derslerdi…
BYYO'nun hemen önünde Siyasal Bilgiler, hemen sol tarafında Hukuk Fakülteleri vardı…
Mesleki derslerin dışındaki tüm derslerimize, ülkenin bu en prestijli fakültelerinden hocalar geliyordu…
Toplumbilime Özer Ozankaya, Anayasa Hukuku dersine Mümtaz Soysal, Devletler Hukuku dersine Korkut Boratav, Türkçeye Emin Özdemir, sinema dersine Nilgün Abisel, ve tabi, Siyaset Bilimi dersine Ahmet Taner Kışlalı…
Onların yanında Necip Hablemitoğlu, Şükrü Sina Gürel, Pars Esin…
Yine ulu bir çınar;
Nermin Abadan Unat…
Dönemin efsane hocalarından Ünsal Ozkay'ı ise, bir dönem farkıyla kaçırmıştım…
******
Bu değerli bilim insanlarından ders almış olmaktan her zaman gurur duydum…
Ancak Mümtaz Hoca ile Ahmet Taner Kışlalı'nın bende bıraktıkları izler çok daha fazla ve çok daha derin…
Örneğin,
Demokrasinin, azınlığın haklarını korumak olduğunu Mümtaz Hoca'dan öğrenmiştim…
Bir Anayasa metninde ne kadar az madde varsa, o Anayasanın o kadar güçlü olduğunu da…
Örneğin 'burg'ların ne demek olduğunu…
Bugün Avrupa'da birçok şehrin isminin sonunda yer alan bu kelime, orta çağda feodal beylerin kalelerinin etrafına toplanan halkın yaşadığı yerleşim birimlerinin adıydı…
'Burjuva' kelimesi bundan türemişti…
Çünkü burg'larda yaşayan halk zamanla ticareti geliştirmiş ve zenginleşmişlerdi…
Hamburg, Edinburg, Volfsburg, San Petersburg, o şehirlerden yalnızca hemen aklıma geliverenler…
*****
Prof. Dr. Mümtaz Soysal, benim gibi on binlerce öğrenci bıraktı arkasında…
Elbette, engin bilgi dağarcığının tümüne vakıf olmak mümkün değildi…
Ancak onun gibi insanlardan tek bir şey öğrenmiş bile olmak, çok önemliydi, hala da önemli…
Ruhu Şad olsun…