Sevgili okurlar;
Acı ve tatlı hatıraları ile bir Ramazan ayı daha geride kaldı. Bu yazıyı kaleme aldıran olay ise kendimin şahit olduğu bir durum. Yolda tanıdığım bir şahsa rasladım. Bayramlaştık. Üzerinde spor bir kıyafet va de kır havasını andıran bir şeyler vardı. Kendisinin samimiyetine güvenerek sordum hayrola kıra falan mı gideceksin diye. O da gülerek kısmet olursa Ramazan uğurlamasına gideceğiz dedi. Bende biraz hayretle Ramazan nasıl uğurlanır dedim. Bana söyledikleri gerçekten üzücü idi.
Biliyorsun hocam bir ay boyunca balıkla içki içmemiştik. Şimdi yanımıza yeteri kadar malzeme alıp (içki) birkaç arkadaşla birlikte Ramazan'daki günleri kazaya gideceğiz dedi.
Benim de aklıma Allah'ın yüce kitabındaki ayetler geldi. Allah teala 'O kimseler ki önce iman ederler sonra küfrederler. Sonra iman ederler sonra küfrederler. Sonra da küfürlerinin artırırlar işte onlar için Allah'ın mağrifeti yoktur. Güzel bir yola gitmeleri için de yol bulmazlar'
İşte o kutsal ayda elini her türlü kötülükten pislikten alıkoyan bir Müslüman, hemen Ramazan'ın akıbetinde bu tür mel'anetlere başlarsa Allah teala da o kuluna kendi kelamına göre, sözüne göre rahmet nazarıyla bakmaz.
Sadece o ayın içinde olan Kadir Gecesi hürmetine sevabını Allah'tan bekleyerek boş geçirmezse Allah o kulunun geçmiş günahlarını affeder.
Bu kardeşimiz eğer o günü uyanık geçirip ihya etti ise, yüce peygamberimizin müjdesine göre affa uğramış oluyor. Ama hemen Allah'ın haram kıldığı işlere başlarsa yeniden amel defterlerini saçlarala günahlarla doldurmuş olur.
Bir Müslüman için en büyük devlet ve saltanat bir yılın tüm günlerinin sanki Ramazanmış gibi geçirmektir.
Ramazan'da elimize geçirdiğimiz af beratını nefsimizin küçük menfaatlerini uğruna heba etmeyelim.