Sonradan görme! Ne oldum delisi olmak, taşımasını bilmeyene yetki vermişler önce babasını kesmiş.
Halkımız bu etiketleri boşuna vermemiştir, yıllar boyu gördükleri yaşanmışlıklar vardır. Abartılacak bir mevki olmasa da her insan taşıyamaz çünkü.
Mevki makam insanı bozmaz. O mevkii: temsil kabiliyeti olmayan, ehliyetsiz ve niteliksiz insanları bozar. Bir insanı tanımak için önce makam vereceksin demeleri bu yüzdendir.
Ahlaki bir kimliğe sahip değilse bulunduğu makama hayrı olmaz. Bulunduğu makama ve topluma saygısı ve sorumluluk bilinci yoktur.
Halka ve makama sorumluluk bilinci olmayanda da adalet, vicdan ve merhamet duygusu yoktur. Bu tip kişilere makam vermek büyük bir vebaldir.
Biri sorun getirecek diye korkar, kapasitesi sorunla baş edecek düzeyde değildir. Fakat bilmediğini de bilmez.
Bilmediğini bilmemek kötüdür, zehirler insanı, kendini yenileme çabası, öğrenme çabası olmaz.
Koltuğunu çok sever, onun için vatanmış, milletmiş, hizmetmiş önemli değildir. Tek derdi koltuktur.
Dışarda insanlar türlü türlü konuşurlar, konuşsunlar umursamaz. Yeter ki yüzüne söylemesinler, kendisi ile yüzleşmekten korkar.
MEVKİLER
Mevkiler, insanlara hükmetme ve emir yeri değildir..
Mevkiler, bulunduğun mevkii kullanarak, kendinden zayıf gördüğünü ezme yeri değildir.
Mevkiler, bilmediğin bir alanda ısrarla, insanlara zarar verdiğini bile bile koltuğa yapışma yeri hiç değildir.
Mevkiler, başkalarının çalışıp çabalayıp yaptığı hizmetle, sanki kendi yapmış gibi hatta babasından kalan mirasla yapmış gibi böbürlenme yeri değildir.
Mevkiler, düşünmekten korkmadan kendi ürettiğin projelerle, hizmetle mutlu olma yeridir.
Mevkiler, adalette yarış yeridir.
Mevkiler, hizmette yarış yeridir.
Mevkiler, mevkiden güç alma yeri değil, o mevkie güç verme yeridir.
Geçmiş zaman, hiç geçinemeyen bir baba ve oğlu varmış. baba, oğlunu

'Sen adam olamazsın'

diyerek devamlı ikaz edermiş. Gel zaman git zaman oğlan, ülkenin veziri olmuş. Genç vezir, adamlarına babasını yanına getirmeleri için emir vermiş. Yaşlı baba, yaka paça vezir oğlunun huzuruna çıkarılmış. Kendisi ile gurur duyan vezir,

'Bak baba gördün mü beğenmediğin oğlun vezir oldu'

demiş. Baba oğluna şöyle bir bakmış ve demiş ki ;

'Oğlum, ben sana vezir olamazsın demedim, adam olamazsın dedim.'
'Yüksek zatın yüksekliği alçaldığı, alçağın alçaklığı ise yükseldiği zaman artar.' İ. Hakkı Bıçakçızade.