Çocuklarla konuşmayı seviyorum. Çocuk dediğime bakmayın, kimileri delikanlı!...
Her şeyi olduğu gibi söylüyorlar.
Doğruya doğru yani…
'Şimdiki çocuklar harika,' demişti Aziz Nesin.
Kitaplarından birinin adıydı, 'Şimdiki Çocuklar Harika'
'Bu romanı, çocuklar için değil, ana babalarla öğretmenler için yazdım,' diye de eklemişti.
Çocukların gözünden büyükleri anlatmıştı romanında. Büyükleri eleştiren çocuklar…

***

Şimdiki çocuklar da harika. Hiç yalanları yok!
'Günde kaç saat nettesin?' diye soruyorum.
'Dört saat,' diyen var.
'Beş saat,' diyen var.
'Altı saat,' diyen var.
'Günde kaç saat kitap okuyorsun peki?'
'Hiç okumuyorum,' diyen var.
'Bazen biraz,' diyen var.
'Annen, baban cep telefonuna el koysa günde üç beş saat?'
'Yine okumam!' diyen var.
'Kavga çıkartırım evde,' diyen var.
'Ben de onların telefonuna el koyarım!' diyen var.
'Önce kendilerine yasaklasınlar interneti!' diyen var.
'Annem benden daha çok internette!' diyen var.

***

Kitap, yayıncılık işlerinde epey yol kat etmiş…
Yayınevinde peş peşe, takır takır popüler kitap basan bir tanıdığım,
'Kitabını yayınlayalım,' dedi.
'Ne yapacaksın yayınlayıp?' dedim
Karışık bir hesap anlattı o bana:
'İki liraya basarız, beş liraya satarız; önce üç basarız, satıldıkça beş basarız!...'
'Hadi ulan oradan!' diyemezsin.
Sonuçta saygın bir işadamı...
Para onda yani!
Güç de onda!
Saygınlık da öyle!
Sende olan?
Hiç!

***

Gayet açık bir yaşanmışlık anlattım ben de ona:
'Yıllar önce; sanattan, edebiyattan anlayan genç, güzel kızlar okusun diye yazdığım öykü kitaplarına yaşlı, dul kadınlar rağbet gösterdi!'
Bir şey anlamadı.
Kitaplar elimde kalınca…
Bir süre kolilerde, balkonda, orada burada bekledi.
Sonra…
Sonra Sultan isyan edince,
'Senden de kitaplarından da bıktım, ne yapacaksan yap bunları!' diye…
Kolileri köye götürdüm.
Yaşlı, dul kadınların çok işine yaradı kitaplar; kışın soba tutuşturmakta kullandılar.

***

Yayıncı tanıdığım birkaç hafta önce yine,
'Kitabını yayınlayalım,' dedi.
'Yayınla! Yazıları bir araya getireyim de…' dedim.
'Yazıları kimse okumaz abi, satamayız!' dedi. 'Öykülerinden bir kitap yapalım biz.'

***

Yazdığım bu yazıların bu kadar işe yaramaz görülmesi…
Ne yalan söyleyeyim, ağırıma gitti!
'Beynimden vurulmuşa döndüm,' derler ya öyle işte.
Hiç aklımda yoktu oysa kitap falan. Ama yine de…
Tüm kişiliğini, tüm benliğini, en insani yanını, iç dünyanı…
En gizli duygularını yazdığın, neredeyse kafanın içini gözyaşı gibi akıttığın yazıların böylesine hor görülmesi insanın zoruna gidiyor.
Neden yazmaya devam ediyoruz ki?
Hiç bilmiyorum.
Hiç.