Böyle bir sorunun ve cevabının çok da gerekliliğini görmemekle birlikte,
31 Mart'tan önceki bu son yazıda, biraz daha fazla, içimden geldiği gibi yazmak istiyorum…
Neden Yılmaz Büyükerşen?
Bir kez daha Yılmaz Büyükerşen, yeniden Yılmaz Büyükerşen…
Neden?
20 yıldır sürdürmekte olduğu, Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini 25 yıla taşımaya hazırlanırken, karşısına çıktığı Eskişehirliler neden bir kez daha Yılmaz Büyükerşen'e oy verecekler?
Eskişehirliler neden ısrarla, hatta inatla Büyükerşen'in bir dönem daha Büyükşehir Belediye Başkanı olmasını istiyorlar?
Neden?
Çünkü…

***

Çünkü Eskişehir kadim tarihi içinde, hem Osmanlı'ya, hem de Cumhuriyet'e ev sahipliği yapmıştır…
Her iki büyük devletin ilk kıvılcımları bu topraklarda ışıldamış, sonrasında kökleşip, devleşmiştir…
Çünkü bu şehir,
Batıdan, Balkanlardan gelen, kuzeyde Kırım'dan ve Romanya'dan gelen, yine kuzey doğudan Kafkaslardan gelen göçlerle zengin bir kültür yapısına sahip olmuş, ancak bu zenginliğini ancak ve ancak 1999'dan sonra fark edip, o filizi büyütmeye meyil etmiştir…
Eskişehir'in 1999'dan sonra yakaladığı gelişim, değişim ve dönüşüm ivmesi, 1890'lı yıllarda Hicaz Demiryolunun gelmesiyle makus talihi değişen, ancak o değişimin Cumhuriyet'in ilk 20 yılından sonra yitirilmesinden sonra yakaladığı en büyük atılım hamlesidir…
Bir şehrin kendisini var etme çabasının vücut bulmuş halidir bugünkü Eskişehir…
Hep söyledim, yazdım, yine söylüyor, yine yazıyorum…
Bir şehre yollar, caddeler, binalar, parklar, sosyal donatılar, büyük şaşalı yapılar yapabilirsiniz, ancak bunları şehrin ruhuyla bezeyemezseniz, o şehirde yaşayan insanların mutlu, huzurlu ve gururlu olmalarını sağlayamazsanız, hiçbir anlamı olmaz…
Bu şehrin insanlarının ruhlarını, geleceklerini, yaşamlarını emanet ettikleri bu şehrin ruhu aynı zamanda Yılmaz Büyükerşen'in de ruhudur…
Yılmaz Büyükerşen'in bu şehre beslediği sevgi, bir Eskişehirlinin beslediği sevgiden daha çok, daha farklı, daha üstün değildir…
Aksine,
Aynıdır…
Eşittir…
Birinin diğerine üstünlüğü söz konusu değildir…
7 yaşında Fazıl Say'ı canlı dinleyen, 8 yaşında Moliere'in Cimri'sini, Çehov'un Vişne Bahçesi'ni, Gogol'un Palto'sunu izleyen çocuk, ne hissediyorsa bu şehirle ilgili, Büyükerşen'in hisleri de aynıdır…
Yazın yakıcı güneşinde, yanında oturduğu havuzun ortasındaki heykelin yüzündeki tebessümü taklit etmeye çalışan emekli, bu şehir için ne hissediyorsa, Büyükerşen de aynısını hissetmektedir…
İşte bu ortak histir, Eskişehir'i Eskişehir yapan…
Çok sevmek ya da az sevmek değil,
Sevmektir, bu şehri bu şehir yapan…
Bu duygudaşlık, bu çocukça heves, delikanlı hoyratlığı, temkinli olmak ama yaşamayı da sevmenin dinginliğidir bu şehrin gücü…
Yılmaz Büyükerşen,
Bizim, biz Eskişehirlilerin Eskişehir sevdamızın, altında bir araya geldiğimiz adamın adıdır…
İşte o yüzden Yılmaz Büyükerşen…

***

Gerektiğinde bize, bize rağmen karşı çıkan, karşı duran, 'olmaz' diyebilen, 'yapmam' diyebilen, ama bunu söylerken bile aslında bu şehrin yani bizim yararımıza bir şey yapıyor olduğunu bildiğimiz, bizim için bize bile papuç bırakmayan adamın adıdır Yılmaz Büyükerşen…
İsim, kariyer, karizma, algı yaratmak gibi bir derdi olmayan, zaten bunların hepsine sahip olan, ulaşılmaz zannedilen otağında aslında gelen kimseyi geri çevirmeyen, herkesle görüşen bir kişidir Yılmaz Büyükerşen…
'Gittim, benimle görüşmedi' ya da 'beni görüştürmediler' diyen bir Eskişehirli yoktur…
Var olanlar ise, zaten kapısından çevrilmeyi planlayan ve onu kendisine göre kullanmayı hesaplayanlardır…
Ya olmadık bir şeyin peşindedirler ya da zamanlamaları yanlıştır…
Yılmaz Büyükerşen herkesle görüşür, herkesi dinler, kimseyi derdini, isteğini dinlemeden geri çevirmez…
Ama olmayacak işe 'olmaz' der, yapmayacağı işe 'yapmam' der…

***

Neden Yılmaz Büyükerşen?
Elinize mikrofonu alsanız, caddeye çıkıp Eskişehirlileri durdursanız ve bu soruyu sorsanız, ki yapılıyor, herkes bir şey söyler…
Kimi Eskişehir'i uçurduğunu, kimi kaçırdığını, kimi fezayı çıkardığını söyler,
Kimi de susar, 'ne bileyim' der, 'seviyorum, inanıyorum, güveniyorum' der…
İşte en gerçek ve en geçerli neden budur…
'Sevmesi, inanması ve güvenmesi…'
Neden Yılmaz Büyükerşen?
Çünkü Eskişehirliler,
Onu seviyor, ona inanıyor, ona güveniyor…
Çünkü önlerinde, yanlarında, karşılarında, içlerinde böyle bir şehir var…
Kendi şehirleri, kendi kaleleri, kendi evleri…
Kendilerine ait, onların olan, onlara ait olan ve hakkında söz söyleme haklarının olduğu bir şehir var karşılarında…
O şehir Eskişehir…
Eskişehirlilerin,
Tüm bu övünçlerinin, altında simgeleştiği adamın adı Yılmaz Büyükerşen…

***

Yılmaz Büyükerşen olmak, hiç öyle kolay bir şey değil…
Bir ömür ister ilk önce…
İnanç ister, dirayet, sabır ve cesaret ister…
Kavga, mücadele, inat, en çok da fedakarlık ister…
Direnmek, bedel ödemek…
En çok da, sırtını dayayacağın bir şehir, bir şehir halkı ister…
Yılmaz Büyükerşen,
Sırtını Eskişehirlilere dayamış, bundan güç almış ve sırtını dayadığı insanlara asla yüz çevirmeden, onlardan aldığı güçle Eskişehir'i 'şehir' yapmış adamın adıdır…

***

Yılmaz Büyükerşen Eskişehir'dir...
Eskişehir Yılmaz Büyükerşen'dir…
Ve biz, hepimiz Eskişehir'iz…
İşte o yüzden, Yılmaz Büyükerşen…