On iki ayın en hayırlısının sonuna yaklaşıyoruz. Bayramla birlikte öğün sayımız artacak, öğün aralarında atıştırmalar başlayacak, sıcak havaların etkisiyle artan sıvı ihtiyacını karşılamak için gazlı ve/veya şekerli içecek tüketimi de artacaktır. 'Yeterli ve Dengeli Beslenme' alışkanlığı toplumumuzun önemli bir sorunu halindedir. Yeterli beslenme vücudun yaşaması ve çalışmasına yetecek kadar enerji alınması, dengeli beslenme ise enerjinin yanı sıra vücut için gerekli besin ögelerinin ihtiyaç kadar alınmasıdır. Aşırı ve dengesiz beslenme şişmanlığa veya daha da ötesi obeziteye neden olabilmektedir. Obezite hem çocukluk çağında hem erişkinlerde görülen, yaygınlığı dünyada ve ülkemizde giderek artan ve çok ciddiye alınması gereken bir hastalıktır. Çocukluk çağında aşırı kilolu olanların yaklaşık üçte biri erişkin yaşlarda da şişman veya obez olmaktadır. Obezite vücuttaki yağ dokusunun sağlığa zarar verecek ölçüde, aşırı bir şekilde artmasıdır. Bunun temel nedeni vücuda alınan enerjinin harcanandan daha fazla olmasıdır. Vücudun harcadığından fazlası yağ dokusuna çevrilerek vücudun bir bölgesine ya da farklı bölgelerine depo edilmektedir. Bir bireyin şişman veya obez olduğuna karar verebilmek için çeşitli yöntemler vardır. Bunlar arasında en çok kullanılanı erişkinlerde Beden (veya vücut) Kitle İndeksi (BKİ veya VKİ) değerinin hesaplanmasıdır. Bireyin kilosunun, boy uzunluğunun karesine bölünerek elde edilen değer 25 ten fazla olanlar şişman (aşırı kilolu), 30 dan fazla olanlar obezdir. Çocuklarda ise cinse (kız, erkek) ve yaşa göre hazırlanmış olan Vücut Kitle İndeksi Persentil Eğrileri daha çok kullanılmaktadır. Buna göre çıkan değer 85 ten daha fazla ise çocuk şişman (aşırı kilolu), 90 dan fazla ise çocuk obez demektir.

Toplumda yakın geleceğin etkili sorunlarından birisi olarak görülen ve çocukluk döneminden başlayarak dikkat edilmesi gereken bu sinsi hastalık kendisiyle birlikte bir çok hastalığa zemin hazırlamakta, onlarla birlikte olmakta veya onların nedeni olmaktadır. Obez çocuklar geç yürüyebilmektedir. Kol ve bacakların alt taraflarında yağ dokusu oluşmakta, sürtünmeden dolayı bacak aralarında pişikler olmaktadır. Nefes alıp-vermede zorluklar oluşabilmektedir. Erkek çocukların meme bölgesinde yağ birikmesi olabilmektedir. Hareket azdır, bacak ağrıları olabilmektedir. Bağışıklık sisteminde gelişme geriliği ve etkinlik azlığı görülebilmektedir. Düz tabanlık ve eğri bacaklılık oluşabilmektedir. Diyabet, kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, safra kesesi hastalıkları, uyku apnesi, fıtık, varis, kolestrol, stres, psikolojik bozukluklar hatta kanser obezite ile ilişkilidir.

Obez çocuklarda kendine güven azlığı olmakta, okul başarısı düşmekte, sosyal ilişkileri zayıflamaktadır. Daha ileriki yaşlarda iyi bir iş bulma ve iyi bir evlilik yapma şansları bile azalmaktadır. Çocuğun obez olmasına neden olan etmenlerden biri genetik yapıdır, ancak çocuklarda görülen obezitenin yüzde birinden daha azı genetiktir. Ayrıca obezite genleri tek başına şişmanlık yapamamakta, buna beslenme yanlışlıkları ve hareketsizliğinde eşlik etmesi gerekmektedir. Çocuklarda obezitenin diğer bir nedeni çevredir. Çocuğun büyük bir ailede yaşaması, annenin yaşlı olması, tek çocuk olması, aile içinde geçimsizlik yaşanması, gıda reklamları, okula servisle gitmek, asansör kullanmak, televizyon ve/veya bilgisayarda çok vakit harcamak, güvensiz bir çevrede ya da yoğun trafiği olan veya yapılaşmanın fazla olduğu bir yerde yaşamak nedeniyle zamanının çoğunu evde geçirmek, spor yapamamak, sınavlar için uzun süreli oturarak çalışma zorunluluğu ve benzeri çevre etmenleri çocuklarda şişmanlığı ve obeziteyi tetiklemektedir. Çocuk obezitesini teşvik eden ilk ortam ailedir. Çocuğun anne sütü alma süresi, ebeveynden birinin veya ikisinin obez olması, anne ve babanın beslenme alışkanlıkları, anne- babanın çocuğa yemek yedirme ısrarları, ödül olarak enerji içeriği yüksek içeceklerin verilmesi, evdeki yemek çeşitleri, yeme şekli ve zamanı, evde çok yiyecek bulunması, çocuğun bunlara erişebilme olanağı obeziteye yol açabilmektedir.

Obezitenin en önemli iki nedeninden birisi sağlıklı ve dengeli beslenmedir. Süt çocuklarının erken dönemde beslenmeye başlaması, anne-babanın yağlı, şekerli beslenme alışkanlıkları, hızlı yeme alışkanlığı, hazır gıdalarla beslenme, şekerle tatlandırılmış gazlı içecekler veya meyve suları tüketimi fakat posalı (lifli) beslenmeme, öğün atlama şişmanlığa-obezliğe neden olabilmektedir. Lifli karbonhidratlar (bulgur, tam buğday ürünleri, yulaf, baklagiller vb), proteinler (süt ve süt ürünleri, et, yumurta, balık), vitamin ve mineral deposu, lifin (posanın) en önemli kaynağı sebze ve meyveler yeteri kadar bir miktarda ve dengeli bir şekilde tüketilmelidir. Doğru beslenme alışkanlığının çocukluk çağından itibaren kazandırılması gerekir. Obezitenin en önemli iki nedeninden diğeri ve belki de birinci öncelikli olanı fiziksel aktivitenin çok düşük olması yani hareketsizliktir. Vücuda alınan enerjinin en büyük kısmı bazal metabolizma için kısaca vücudun yaşaması için kullanılır. Metabolizma hızlı olursa iyidir, fakat obezlerde yavaştır. Enerjinin kalan kısmı büyüme, ısı üretme,doku yenileme, enfeksiyonlara direnç ve aktiviteler için kullanılır. Vücudun enerji dengesini etkileyen en önemli faktör fiziksel aktivitedir. Çocukluk çağından itibaren kazandırılması gereken en önemli alışkanlıklardan biri de fiziksel aktivite, egzersiz olmalıdır. Çocuklar için tempolu (terleten) yürüyüşler, yüzme, bisiklet, basketbol, dans en uygun egzersizlerdir. Altı-on sekiz yaş arası çocukların haftada en az üç kere ve yirmi dakikadan fazla bir süre bu egzersizlerden bazılarını biraz da yüksek tempoda yapması çok yararlıdır. Şişman çocuklar egzersiz sırasında normal kilolu çocuklara göre yüzde elli daha fazla enerji harcar, daha yüksek solunum gücüne gerek duyarlar. Bu yüzden zorluk çekerler, egzersiz toleransları düşüktür ve hareketler rahatsız edici hatta ağrı verici olabilir. Bu gibi çocuklar alay edilme korkusuyla daha çok kapalı mekanları ve sabit bir yerde durup yapacakları aktiviteleri tercih ederler. Egzersiz amacıyla yapılacak otuz dakikalık tempolu günlük bir yürüyüş metabolizma hızını artırır, iştahı azaltır, kan basıncını, kolestrolü ve yağ düzeyini düşürür, yağsız vücut kitlesi kayıplarını azaltır, psikolojik iyileşme sağlar.