Pazar günü saat 17.20 sularında Eskişehirspor-Ankaragücü maçı bitti…
Ligin başından beri, bence takımın oynadığı en iyi maçtı…
Zira o golü yemeden maçın 2-0 olması işten bile değildi…
Futbolun ilahları istemedi…
Maçın bitimiyle birlikte,
Ankara'dan gelen gazeteci dostlarımın, gülümsemelerini gizlemeye çalışıp, beni teselli etmelerine aldırış etmemeye çalışarak merdivenlerden indik ve basın kapısının önüne çıktık…
Yağmur durmuştu durmasına da, çatıdan oluk gibi akan yağmur sularına dikkat etmek gerekiyordu.
Basın kapısının hemen yan tarafında bulunan protokol kapısının önü tenhaydı…
Bir iki dakika sonra Ankaragücü Kulüp Başkanı olduğunu öğrendiğim kişi Sinan Özeçoğlu ile kapıya çıktı…
Etrafları birden kalabalıklaştı…
Ankara'dan maçı izlemeye gelmiş olan diğer protokol misafirleri sarıverdi…
Ankaragücü Başkanı,
Haliyle ağzı kulaklarında, bir taraftan çevresindekilerin tebriklerini kabul ediyor, diğer taraftan da, Sinan Özeçoğlu'na misafirperverliklerinden ötürü teşekkür ediyor, Eskişehirspor'un ne kadar büyük bir camia olduğundan dem vuruyordu…
Birkaç dakika sonra,
Sinan Özeçoğlu kalabalığın içinden sıyrılıp çıktı…
Alacakaranlığın içinde birkaç dakika bekledi…
Tek başına…
Diğer yöneticiler, önce mi ayrılmışlardı, sonra mı ayrıldılar bilmiyorum…
Ancak polis barikatlarının bu tarafından gördüğüm manzarada, Özeçoğlu tek başına birkaç adım sağa, birkaç adım sola yürüdü…
Telefonunu kulağına götürüp kısa bir konuşma yaptı…
Ardından barikatların ortasındaki kapıdan tek başına çıkıp, hızla uzaklaştı…
Tek başınaydı…

***

Eminim,
Eskişehirspor Kulübü Başkanı Sinan Özeçoğlu, otomobiline doğru yürürken,
İstifa kararını çoktan vermişti…

***

Ankaragücü ise,
Eskişehirspor'u yenmekle yalnızca 3 puan kazanmadı…
Süper Lig'e çıkabileceklerine ilk kez bu kadar güçlü ve derin bir inanç duydular…
Zira TFF 1. Ligi'nin diğer takımlarına baktığımızda,
Her ne kadar yıllarca Süper Lig'de-1. Lig'de oynamış şehir takımları olsa da, içlerinde futbol mazileri bu kadar dolu, iki takım var…
Eskişehirspor ile Ankaragücü…
Onlar ligin tepesinde, biz ise dibindeyiz…
Üstelik artık yönetimimiz de yok…
Ankaragücü, Pazar günkü maçın ardından artık, şampiyon olabileceğine gerçekten inanıyor…
Biz ise,
Sonu neredeye kadar gideceği belli olmayan, karanlık ve uzun bir yola giriyoruz…

***

Önümüzdeki günlerde,
Trajediyle karışık yeni komiklikler izleyeceğimizden hepimiz eminiz…
Eskişehirspor'u bu hale getirenler,
Kör, topal ve kötürüm bırakanlar,
İçinden çıkılmaz sıkıntılar, telafisi neredeyse imkansız hasarlar yaratanlar,
Hiçbir şey olmamış, hiçbir şey yapmamış,
Onlar hiçbir şeyden sorumlu değillermiş gibi, çıkacaklar ortaya…
Gözümüzün içine baka baka yalanlar söylemeye kalkıp, süslü vaatlerle kandırmaya yeltenecekler…
Ya da,
Kulübün sıkıntılarını çözmek için destek arayan yönetime;
'Bırakıp giderseniz gidin kardeşim…
Yerinize gelecek birileri bulunur elbet…' diyen iktidarın yerel temsilcilerinin yüzlerindeki ifadeye bakacak ve içimizden şunu mırıldanacağız…
'Olacak olan, eninde sonunda olur…'