'Ben ölmek istemiyorum.'
Bu sözler eski eşi tarafından bıçaklanan Emine Bulut'a ait.
İnsanın sahip olduğu en büyük hak yaşama hakkı iken,
Maalesef yine bir kadının yaşam hakkı elinden alındı.
Hem de kızının gözleri önünde.
'Anne lütfen ölme' diyerek annesinin başını tutması, ağlaması yürekleri yaktı.
Kadınların gördüğü şiddet, cinayet ve yapılması gerekenlerle ilgili önerilerde bulundum.
Farkındalık çalışmaları yaptık
Şu an sözün bittiği yerdeyim. O küçücük çocuk yaşadığı sürece yaşadığı travmayı unutmayacak.
***
KADINLAR MAL GİBİ ALINIP SATILIRDI
Avrupa ve Ortadoğu'da kadınlar mal gibi alınıp satılırken, köle muamelesi görürken, Türklerde kadın erkekle eşit statüdeydi.
Devleti yönetebilir, devlet başkanlığı yapardı.
M.Ö. 1500'lerde Pers ve Medlerin en güçlü hükümdarı Ahameniş Kralı Kirus'u bozguna uğratan İskit/Saka imparatoriçesi Tomris Katun buna en iyi örnektir.
Devlet yönetiminde Kağan'ın kararı, hatun bu kararı onaylamadıkça geçerli sayılmıyordu.
Kadınlar erkeğin olduğu her alanda vardı ve özgürdü.
Bu kadar özgür olmalarına rağmen, hem erkek hem de kadında ahlaki suç yok denecek kadar azdı.
'Ünlü İtalyan gezgini Marco Polo, bir 'seyahatname klasiği' olan il millione adlı yapıtında, Türk kadınlarının ahlaki temizliğini över ve onların tüm dünyanın en temiz ve ahlaklı kadınları olduğunu söyler.'
Günümüzde bu kadar cinayet, ahlaksızlık kol gezerken herkes ahlaktan bahsediyor ve bunu sadece kadınla bağdaştırıyor.
Ne kadar çok Ahlak söyleminde bulunan varsa en çok Ahlaksızlığın oradan çıktığını düşünmekteyim.
Kadını yaşam hakkını bile elinden alma cüretini gösteren ahlaksızlar varken.
Kimseye ahlaktan bahsetmeyin.