Kadın kocasının mezarına gidiyormuş sık sık.
Gözünde siyah güneş gözlükleri…
Başında eşarbı.
Üstünde tepeden tırnağa siyah pardösüsü…
Mezarın başında dua edip…
İki gözü iki çeşme ağlıyormuş.
Sonra, artık döneceği sırada pardösüsünü, eşarbını çıkarıp bir kenara koyuyormuş.
Pardösüsünü çıkarınca ortaya çıkan mini eteğiyle, derin göğüs dekoltesiyle mezarın başında sağa sola gidip geliyormuş, cilveli yürüyüşlerle.
Namaz sonrası mezarlığa uğrayıp ölülerin ruhuna dua okumayı alışkanlık edinen imam efendi de bir süredir görüyormuş kadının bu davranışını.
Bir anlam veremiyormuş kadının bu yaptığına.
Bir iki derken…
Dayanamamış.
Duayı yarıda kesip kadının yanına seğirtmiş.
'Be kadın; ayıptır, günahtır bu yaptığın. Ölülere saygın yok mu senin. Neden böyle şeyler yapıyorsun?' diye bağırıp çağırmaya başlamış kadına.
'İmam efendi,' demiş kadın. 'Kocam öldüğü için ne kadar üzüldüğümü görmüyor musun? Kocam hayattayken bana hep; sendeki bu vücut, bu işve, bu cilve ölüyü bile diriltir, derdi. Ben de bir umut dirilir mi diye uğraşıyorum!' demiş.

***

Sonunda bu da oldu!
Ölü dirildi!
Ama artık ölüyü cilveli kadınlar değil, din adamları diriltiyor.
En son Güney Afrika'da bir papaz diriltti.

***

Güney Afrika'nın Johannesburg kentinde, kilisenin önünde cenaze töreni yapılıyor.
Büyük bir kalabalık var cenazenin başında.
Önce rahmetlinin ailesini tanıtıyor, Papaz Alph Lukau.
Sonra, enteresan el kol hareketleriyle, tabutun içindeki ölünün karnına dokunuyor.
'Diril!' diye bağırıyor.
Ölü de diriliyor.
Bu kadar basit!
İnsan bir iki dua okur.
İlahi bir şeyler söyler.
Trans olur falan.
Papaz efendide işi uzatma yok.
Mucizesi o denli kuvvetli yani.
'Diril!' diyor diriliyor insan.

***

Papazın sahte olduğu söyleniyor.
Ölü?
Ölü de sahte.
'Diril!' deyince papaz…
Yavaş yavaş doğruluyor tabutun içinde.
Ağzı bir karış açık, sağa sola bakıyor aval aval.
Cenazeye katılanlar?
Onlar sahte değil ama…
Dangalağın önde gideni hepsi; her şeye inanmaya hazırlar.
Ölü dirilince çığlıklar…
Sevinçten birbirlerine sarılmalar…
Aziz Nesin,
'Dünyadaki en karlı ticaret din tüccarlığıdır. Sermayesi yalandır, müşterisi cahildir,' demişti

***

Bizde henüz ölüyü dirilten sahte din adamı yok ama…
Ama son zamanlarda had safhaya ulaşan din tüccarlığına, inanç istismarına; ortalıkta dolaşan hokkabazlara, tacirlere bakınca…
Biz de neredeyse hazırız buna.
Atatürk,
'En hakiki mürşit ilimdir, fendir,' demişti.
İlimden, fenden, bilimsel bilgiden; kitaplardan, okumaktan, yazmaktan, sanattan, edebiyattan; akıldan, fikirden uzaklaşıp bunların yerine kısa yoldan köşeyi dönmeyi, bedavadan zengin olmayı, kolay yoldan statü elde etmeyi koydukça yaklaşıyoruz ölüyü dirilten sahte din adamlarına.