DÜYÛN-U UMÛMİYE İDÂRESİ

Dış borçları hesapsız ve düzensiz kullanan Osmanlı Devleti 1875 yılına gelindiğinde büyük bir mali bunalım içine düşmüştür. Bütçe açığı 5 milyon lirayı aşmış, dış borçlar ve faizleri ödenemez hale gelmiştir. Mahmud Nedim Paşa Hükümeti 6 Ekim 1875 tarihinde yayınladığı Kararname ve 7-10 Ekim 1875 tarihli notalarla iç ve dış borçların faiz ve amortisman bedellerini 5 yıllık süre için yarıya indirir. Ayrıca 5 yıllık bir süre içinde her yıl borçlarının yarısını nakden, yarısını da %5 faizli tahvil olarak ödeyeceğini duyurur. Çıkarılan tahvillere 'Ramazan Tahvilleri', kararnameye de 'Ramazan Kararnamesi' adı verilecektir. Bu kararlar hiçbir olumlu sonuç vermez. Hükümet kısa bir süre sonra borçları ödeyemez hale gelir. Çıkarılan tahvillerin fiyatları süratle düşer. Paranın değeri düştüğü için bütçe açıkları artar.
Avrupa ülkeleri bu olumsuz gelişmeler üzerine vatandaşlarının haklarını güvence altına almak için temel olarak Osmanlı Devleti üzerinde mali egemenlik kurmaya yönelik ödeme planları içeren öneriler getirirler. Osmanlı Devleti bu önerilerin hiçbirini benimsememiştir.
1879 yılı Kasım ayında, tuz, damga, müskirat (alkollü içkiler), sayd-ı mahi (balık avı) resimleriyle İstanbul, Bursa, Edirne, Samsun'un ipek aşarından oluşan 6 gelir kaynağı 10 yıl süreyle Galata Bankerlerine bırakılarak, başına Fransız Hamilton Long'un getirildiği 'Rüsum-u Sitte' (Altı Resim) İdaresi kurulur. Rüsum-u Sitte İdaresi, on yıl boyunca bu gelirleri toplayacak, elde edilen gelirlerle borçların faiz ve amortismanlarını ödeyecek, artan kısmını da Osmanlı Hükümetine verecektir. Bu idarenin kurulması Avrupa ülkelerini hoşnutsuz kılar. Bunun üzerine Osmanlı Hükümeti 3 Ekim 1880 tarihli notayla bütün alacak sahiplerini görüşmeye çağırır.
Alacaklılar 1881 yılı Eylül ayında İstanbul'da toplanır. Şûray-ı Devlet (Danıştay) Başkanı Server Paşa'nın başkanlığında toplanan Mali Komisyon 3 ay süren çalışmalardan sonra hazırladığı kararnameyi Aralık ayında padişahın onayına sunar. Hicri 1299 yılının Muharrem ayında onaylanan kararnameye 'Muharrem Kararnamesi' adı verilmiştir.
Muharrem Kararnamesi uyarınca Rüsum-u Sitte İdaresi yerine 'Düyûn-u Umûmiye-i Osmaniye Varidatı Muhassasa İdaresi' kurulur. Bu şekilde borçların ödenmesi düzenli ve tek yola girmiş olmaktadır.
Kararnameye göre, 9 eski borçlanmanın miktarında indirim yapılmış, faiz ve amortisman bedelleri ödenememiş olan bir borçlanmanın miktarı yükseltilmiştir. 12 borçlanma 4 tertipte birleştirilmiş, eski tahviller alınarak yerine yenileri verilmiştir. Devlet borçlarının birleştirilme ve değiştirilme işleminden sonra 237.138.819 liralık borç tutarı 141.505.309 liraya indirilmiştir.
Muharrem Kararnamesi hükümleri uyarınca Rüsum-u Sitte İdaresi'nin yaptığı tahsilat, Düyûn-u Umumiye İdaresi'ne bırakılır. Borçlara karşılık gösterilen 6 gelir kaynağından ipek aşarı ve balık avı vergilerinin bölgeleri genişletilir. Doğu Rumeli ve Kıbrıs gelirleri, Bulgaristan, Yunanistan ve Karadağ'ın ödeyeceği vergiler de borçlara karşılık gösterilir.
Kararname uyarınca kurulan Düyûn-u Umûmiye İdaresi Yönetim Kurulu 7 üyeden oluşmaktadır. Merkezi İstanbul olan idarede İngiliz ve Hollandalı, Avusturyalı ve Macar, Fransız, Alman İtalyan, Osmanlı ve ayrıcalıklı alacaklılar için birer temsilci bulunaktadır. İdarenin başkanlığı 5'er yıllık sürelerle İngiliz ve Fransız temsilcilere verilir.
Düyûn-u Umûmiye İdaresi topladığı gelirlerden yönetim giderlerini düştükten sonra kalan parayı Osmanlı dış borçlarının ödenmesine ayırmaktadır. İdare, mali yıl başından 2 ay önce gelir, gider ve borç ödemelerine ayrılan fonları gösteren bütçeyi Maliye Bakanına sunmakla yükümlüdür. Bu bütçe uygun görülürse genel bütçeye eklenecektir.
Düyûn-u Umûmiye İdaresi, tahsili kendisine bırakılan gelirlerin toplanması dışında çeşitli işletmelerin yönetim işiyle de görevlidir. Ayrıca Muharrem Kararnamesinin yayınlanmasından sonra yapılan dış borçlanmalara karşılık gösterilen gelirlerin tahsili de idareye bırakılmıştır. Düyûn-u Umûmiye İdaresi böylece Osmanlı Devleti gelirlerinin %32'sini tahsil etmek hakkını elde etmiştir. Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı'na girince İngiliz, Fransız, Rus, İtalyan uyruklu alacaklılara yapılan borç ödemeleri durdurulmuştur. Kurtuluş Savaşı öncesinde, tahsili Düyûn-u Umûmiye İdaresi'ne bırakılmış olan Anadolu'ya ait gelir kaynakları şunlardır:
  • Vergi Gelirleri
  1. Temettü Vergisi geliri
  2. Damga vergisi geliri
  3. Tuz tekeli geliri
  4. Alkollü içki vergileri geliri
  5. Bazı illerin gümrük vergileri geliri
  6. Sayd-ı bahri (deniz avı) geliri
  7. Sayd-ı Bahri ve Berri (deniz ve kara avı) ruhsat tezkeresi gelirleri
  8. Bursa, Aydın, Menteşe, Konya, Adana, Trabzon, Ankara, Sivas ve Urfa Aşarı
  9. Anadolu ipek aşarı
  10. İzmir, Karesi, Bursa, Karahisar, Saruhan, Menteşe ve Denizli zeytinyağı aşarı
  11. İzmir, Bursa, Karahisar, Saruhan, Denizli ve Menteşe palamut ve Afyon aşarı
  12. Karahisar, Kırşehir, Kayseri ve Yozgat hububat aşarı
  13. Anadolu ağnamı
  • Vergi Dışı Gelirleri
  1. Ergani bakır madeni gelirleri
  2. Berlin Antlaşması uyarınca Burlgaristan'ın vermesi gereken tazminat niteliğindeki vergiyi ödememesi nedeniyle, Osmanlı hükümetinin Düyûn-u Umûmiye İdaresine ödemek zorunda kaldığı yıllık 100.000 lira
  3. Bataklıkların kurutularak satılmasından elde olunacak gelir

Yukarıdaki tablo Kurtuluş Savaşı öncesinde Anadolu gelirlerinin nasıl ipotek altına alındığını açıkça göstermektedir. Düyûn-u Umûmiye İdaresi, Anadolu'nun en önemli gelir kaynaklarını denetim altına almıştır. I. Dünya Savaşı sırasında Düyûn-u Umûmiye İdaresi alacaklı devletler adına tahsil ettiği gelirlerin ödenmesini durdurmakla birlikte bu gelirlerin Türk Kurtuluş Savaşının yürütülmesinde kullanılması 1920'lerde önemli bir sorun olmuştur.
Düyûn-u Umûmiye sadece, borç veren ülkelerin alacaklarını toplayan bir örgüt değil, Osmanlı Devletine yatırım yapmak isteyen yabancı sermaye yatırımları için de bir garantidir (Devam Edecek).