Avcının kırk hikayesi varmış, kırkı da av üstüneymiş.
Ayının da kırk türküsü varmış, kırkı da armut üstüneymiş.
***
Biz de 'ötekileştirme' üstüne bir türkü tutturduk ki...
Yazdığımız son yazılar dönüp dolaşıp buna saplanıyor.
'Bırak şunu artık!' diyorum kendime. 'Evirip çevirip temcit pilavı gibi insanların önüne koyma artık bunu... Alınganlığın bu kadarı da fazla…'
Hikayeyi biliyorsunuz.
'Toplumun bir kesimini ötekileştirdiğinizden dolayı bugünkü yazınızı köşenize alamadık!'
Ahha!
O an Mahmut Nedim Paşa gözlerimin önünde canlanıvermişti ya hani.
***
E tabi ötekileştirmek kötü bir şeydir.
Mesela La Fontaine de kargaların bir kesimini ötekileştirmiştir.
Nasıl yani, diye soracak olursanız ki sorarsınız.
Şöyle ki:
La Fontaine,
'Bir dala konmuştu karga cenapları;
Ağzında bir parça peynir vardı.
Sayın tilki kokuyu almış olmalı,
Ona nağme yapmaya başladı:
'-Ooo! Karga cenapları, merhaba!
Ne kadar güzelsiniz, ne kadar şirinsiniz!
Gözüm kör olsun yalanım varsa.
Tüyleriniz gibiyse sesiniz,
Sultanı sayılırsınız bütün bu ormanın.'
Keyfinden aklı başından gitti bay karganın.
Göstermek için güzel sesini
Açınca ağzını, düşürdü nevalesini.
Tilki kapıp onu dedi ki: 'Efendiciğim,
Size güzel bir ders vereceğim:
Her dalkavuk bir alığın sırtından geçinir,
Bu derse de fazla olmasa gerek bir peynir.'
Karga şaşkın, mahcup, biraz da geç ama
Yemin etti gayrı faka basmayacağına.'
***
Burada Bay La Fontaine, ağzındaki peyniri tilkiye kaptıran kargaya aptal demiştir.
Böylece kargaların bir kesimini ötekileştirmiştir.
Ne ayıp!
Oysa kargalar zeki hayvanlardır. Alet yaparlar mesela.
Kopardıkları bir ağaç dalının yaprağını, budağını temizleyip onu bir tür zıpkın gibi kullanırlar.
Onunla derede sazan avlayamazlar ama…
Ama ağaç kovuklarındaki kurtları avlarlar.
Sonra yerden aldıkları; dikkatinizi çekerim, geçimini hırsızlıkla sağlayan kargaları ötekileştirmemek için çaldıkları demiyorum; yerden aldıkları cevizleri gökyüzünden aşağı bırakarak kırarlar.
Ve sonra aşağı inip afiyetle yerler.
La Fontaine'in aptal diyerek bir kesimini ötekileştirdiği kargaların ne kadar zeki olduklarını anlatmakla bitiremeyiz.
Mesela bir kavanozun dibine biraz su koyun. Suyun içine de bir kurt atın.
Karga kavanozun içine çakıl taşları atmak suretiyle suyun seviyesini yükseltip kurdu oradan almayı başaracaktır.
Yani?
Yani La Fontaine, kargaların bir kesimini ötekileştirmekle ayıp yapmıştır.
***
La Fontaine bununla da kalmamıştır.
Bu fablda tilkiye de dalkavuk muamelesi yapmıştır.
Ve tilkilerin bir kesimini de dalkavuklukla suçlayarak ötekileştirmiştir.
Oysa tilkiler onurlu…
Cesur hayvanlardır.
Köylerde köpeklerden hiç korkmadan kümeslere kadar sokulmayı başarırlar.
***
Yukarıdaki fablı bizim Orhan Veli çevirmiştir Türkçeye.
Böylece o da La Fontaine'in ötekileştirme suçuna karışmıştır.
Bu da silsile yoluyla gelip bize dayanmış olsa da bugün, toplumun her kesimini kucaklayan bizim gibi yufka yürekli birini, toplumun bir kesimini ötekileştirmekle suçlamak hiç de doğru değildir.