İngiliz Yargıç, gece yarısı parktan geçen kızı korkutan adama, 7 yıl 7 gün hapis cezası verince şaşıran gazeteciler sormuş: 'Adam kıza elini bile süremedi. Kaçan kızın çığlıklarına yetişenler de adamı yakaladı. Bu ceza çok değil mi?' Yargıcın yanıtı hukuk tarihine geçecek düzeydeydi: 'Kızı korkutmanın karşılığı 7 gündür. 7 yıl, İngiliz kızlarının gece yarısı parkta dolaşma özgürlüklerine saldırmanın cezasıdır.' O İngiliz yargıç kim bilir Türkiye'de 'kadınların şortla gezme özgürlüğüne saldıran psikopat yaratıklara' kaç yıl verirdi? Veya 'eşine, eski eşine, kız arkadaşına, eski sevgilisine şiddet uygulayanlara' kaç yıl verirdi? Bu saldırganların Türkiye'de 'gözaltına alındıktan sonra hemen salındıklarını öğrenseydi' ülkemizdeki meslektaşları adına herhalde utanç duyardı. Kızların 'kendilerine tecavüz edenleri hapisten çıkması için onlarla zorla evlendirildiğini' duysa kahrolurdu. Kimse masal anlatmasın. Ülkemizde kadınlarımızı, çocuklarımızı; onlara şiddet uygulayan yaratıkları en ağır şekilde cezalandırmadan koruyamayız. Emine Bulut adlı kadın 10 yaşındaki çocuğunun gözleri önünde eski eşi Fedai Varan tarafından canice öldürüldü. Türkiye günlerdir Kırıkkale'de eski kocası tarafından vahşice öldürülen Emine Bulut'a ağlıyor. Olay anında çekilen son dakika görüntüleri yürekleri sızlatmaya devam ediyor. 10 yaşındaki bir kız çoçuğu annesinin gözleri önünde öldürülüşünü izliyor. Annesinin boğazından akan kanı ve 'ölmek istemiyorum' feryadına şahit oluyor. Bu kızcağızın psikolojisi ne olacak? Gözü dönmüş cani kocanın vahşeti sonrasında insanlık 'Anne lütfen Ölme' ile can çekişti. 'Ben ölmek istemiyorum' ile de öldü. Mustafa Kemal Atatürk 'Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın' diye ne güzel söylemiş. Kahraman Türk kadını kendilerini ikinci sınıf muamele yapıp, sürünmeye layık görenlere karşı mücadele etmelidir. Mustafa Kemal Atatürk'ün kendilerine verdikleri hakkı sonuna kadar kullanmalıdır...
-------------------------------------

AK PARTİLİ KADIN YÖNETİCİNİN KAZIM KURT HAYRANLIĞI

AK Parti'nin eski Odunpazarı İlçe Başkanı Gökhan Yıldırım'ın kendi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım dikkatimi çekti. 'Sosyete Gökhan' olarak da tanınan Yıldırım önce Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'un AK Parti Odunpazarı İlçe Başkanlığına yaptığı ziyaretteki toplu fotoğrafı paylaştı. Daha sonra 'AK Partili bir kadın yöneticinin Kazım Kurt ile yanyana' olarak kesip, sosyal medya hesabından paylaştığı fotoğrafa yer vererek; şu yorumda bulundu; 'İki fotoğraf. 1'inde CHP'li Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'un AK Parti ilçe başkanlığını ziyaret ettiği toplu foto. Diğeri aynı fotodan kesilmiş, kendisini ve Kazım Kurt'u aynı fotoğraf karesinde bırakarak durumunda paylaşan ve Kurt'a olan hayranlığını alenen ortaya koyan Akarbaşı Teşkilatından(şu an ilçe yönetiminde) 😅 AK Partili olduğunu sandığımız bir bayan. Birincisi Ali Acar zaten bu fotoğrafla sınıfta kalmıştır. Orayı açmayacağım o sonraki iş. İkincisi bu bayanın acilen konu ile ilgili savunması alınıp, neden böyle bir şey yaptığı yazılı olarak alınmalı. Ardından gereği yapılmalı. AK Parti'nin, Recep Tayyip Erdoğan'ın peşinden gece gündüz koşanların vebali şu an Ali Acar'ın omuzlarındadır. Mesele açıklanamaz ve kabul edilemez. Gereği yapılmalıdır.' Toplu fotoğrafta diğer AK Partilileri kesip, Kazım Kurt ile yan yana fotoğrafını paylaşan isim AK Parti Odunpazarı İlçe Yöneticisi Semra Aksöz'dü. Semra Hanım neden böyle bir paylaşım yapma gereği duydu? Kazım Kurt'un belediyecilik alanında yaptığı çalışmaları beğendiği için mi paylaştı? Aksöz partililerden gelen tepkiler nedeniyle bu paylaşımını kaldırdı. Ancak yaptığı bu paylaşım Semra hanımın başını çokr ağrıtacak gibi gözüküyor...


NOSTALJİ

ESKİŞEHİRLİLERİN SELAMİ AMCASI

Eskişehir'in unutulmaz Belediye Başkanı merhum Selami Vardar 24 Ağustos 2001 tarihinde vefat etti. Önceki gün Eskişehirliler ölümünün 18'nci yıldönümünde Vardar'ı mezarı başında andı. Ben de 18'ncı ölüm yıldönümü dolayısıyla bugünkü köşemin 'Nostalji' bölümününü Eskişehirlilerin Selami Amcası'na ayırdım.

ESİAD ZİYARET EDİYOR
Yıl 1992. 27 yıl önce Eskişehir Sanayici ve İşadamları Derneği (ESİAD) Yönetim Kurulu, Belediye Başkanı Selami Vardar'ı makamında ziyaret ediyor. Tarihi fotoğrafta dönemin ESİAD Başkanı Orhan Kesikoğlu, Yönetimi Kurulu Üyeleri merhum Ali Çetinkaya, Ömer Bilgin, Serdar Taci Zengin, Serdar Yazıcı, Selim Çolpan, Nevzat Altınel, Neşet Dinçbaş, Necati Yalçın, Gökhan Özen, Sema Suçıkaran, Yaşar Köklü ve derneğin Genel Sekreteri Servet Uğuzman yer alıyor. O yıllarda ESİAD kentin en etkili sivil toplum kuruluşu idi.

HAKKINI TESLİM ETTİLER
Selami Vardar 1973- 1977 ve 1989-1994 yılları arasında iki dönem Eskişehir Belediye Başkanlığı, 1976-1978 ile 1992-1994 yılları arasında Eskişehirspor Kulübü Başkanlığı yaptı. 1919 yılında Mihalıççık ilçesi Ahırözü köyünde doğan Vardar, İlköğrenimini Mihalıççık'ta, ortaokul ve liseyi Ankara da bitirdi. İstanbul Üniversitesi Maliye Bölümünden mezun oldu. Vardar özellikle 1989-1994 yılları arasında yaptığı Belediye Başkanlığı döneminde yaptığı büyük altyapı hamlesiyle dikkat çekti. O yıllarda Eskişehir'de alt yapı yoktu. Vidanjörler vardı. Evlerdeki fosseptiği vidanjörler çekerdi. Sezai Aksoy tarafından başlatılan altyapı çalışmaları Vardar döneminde büyük hız kazandı. Vardar parayı yer altına gömerek Eskişehir'in altyapı sorununu çözdü. O yıllarda altyapı çalışmaları nedeniyle haksız eleştiriler almıştı. O gün onu eleştirenler daha sonra Vardar'ın hakkını teslim etti. Merhum Selami Vardar'a Allah'tan rahmet diliyorum. Mekanı Cennet olsun...
----------------------------

FOTO ŞAKA

Eskişehirspor Başkan Yardımcısı Mustafa Topkaya: Başkan parayı ne zaman masanın üzerine koyacaksın?
Eskişehirspor Başkanı Osman Taş: Cuma olmadı Salı olsun. O da olmadı hayrolsun(!)
Eskişehirspor Başkan Yardımcısı Mustafa Topkaya: Seni başkanlıktan düşürünce hayrolcak zaten(!)
------------------------------------

DÜNYA TARİHİ

Yıl 1937. Avrupa'daki bir apartmanda yaşayan bebeklerin yeteri kadar güneş ışığı ve temiz hava almasını sağlamak üretilen kafes.
------------------
Fıkra
PAPAZ İLE MALİYECİ

Bir papaz ile maliyeci aynı gün ölürler; papaz cehenneme gider, maliyeci ise cennete... Papazın itirazı vardır:
'Ben 60 yıldır, insanların doğru yola, Tanrı yoluna gitmeleri için günde kaç kere dua ettim! Ya bu maliyeci ne yaptı? Beni cehenneme, onu cennete nasıl koyuyorsunuz?'
Cevap gelmiş:
'Öyle deme, öyle deme.' Sen ne zaman kilisede vaaz versen cemaat uyurdu... Ama bu maliyeci ne zaman bir yere gidip defterlere baksa, herkes bildiği, bilmediği bütün duaları okur Allah'a yalvarırdı!'