Önceki makalemde papaz Brunson yerine cübbeliyi verelim diye öneride bulunmuştum ama olmadı.
Keşke olsaydı cübbeli Trump'ın feleğini şaşırtırdı.
Artık sinirlenince olayı şakaya vurmaya çalışıyorum.
Neye sinirleneceğim tabii Trumpa
Birçok ülkenin başına jandarma kesilen Trump, ülkemin her bir vatandaşı değerli deyip ille de Brunson diye tutturdu.
Brunson ülkesine döndü. Döndü dönmesine de Trump'ın ukalaca konuşmaları moralimi bozmadı diyemem.
Başkan trump, Brunson olayını anlatırken;
'Bu konuda pazarlık etmedim, ben rehineler konusunda pazarlık etmem' derken, Türkiye'yi rehine alan devlet olarak niteleyerek, ukalalık ediyordu.
Bir taraftan da büyük konuşmayın, verdiniz papazı, alamadınız papazı der gibiydi.
Gelde sinirlenme.
Papaz mapaz derken birde başımıza Cemal Kaşıkçı olayı çıktı.
ABD'nin önde gelen gazetelerinden Washington Post'da, şu iddaalar yer alıyor.
Gazeteye göre Türk yetkililerinin elinde Kaşıkçı'nın konsolosluk binasında öldürülüp
parçalandığını ispatlayan görüntü ve ses kayıtları mevcutmuş.
Washington Post'a göre bu kan dondurucu
kayıtları Türk yetkilileri, Amerikalı muhataplarıyla paylaştıkları gibi bazı basın organlarının yöneticilerine de dinletmişlerdir.
Washington Post'un kayıtlar hakkında bilgi veren adını açıklamadığı yetkilinin bir kısmının korkunç olduğunu bildirdiği kayıtlar, aynı zamanda olay günü Riyad'dan iki özel uçakla İstanbul'a gelen 15 kişilik Suudi heyetinin, Kaşıkçı'nın öldürülmesinden sonra Suudi konsolosun konutuna gittiğini de ortaya koymaktaymış.
Amerikan Wall Street Journal (WSJ) gazetesi ise, cinayetin tüyler ürperten detaylarını sayfalarına taşımış.
Gazeteye göre, Cemal Kaşıkçı Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosu Muhammed el-Uteybi'nin gözleri önünde öldürüldü.
WSJ'nin İstanbul'daki muhabirleri David Gauthier-Villars, Jessica Donati ve Summer Said imzalı haberde, Suudi suikast timinin Kaşıkçı'yı el-Uteybi'nin önünde önce dövdüğü, sonra ilaçla uyuttuğu ve cesedi parçaladığı yazıldı.
Haberde, Türk yetkililerin Kaşıkçının nasıl öldürüldüğüyle ilgili olarak, bir ses kaydını da içeren kanıtları, ABD ve Suudi Arabistan'la da paylaştığı, iki ülkenin de verilen bilgilere itiraz etmedikleri belirtildi.
Ses kaydında İstanbul Başkonsolosu el-Uteybi'den odayı terk etmesi istenilen bir ses duyuluyor. Türk yetkililerin, ses analizinden bu kişinin Suudi adli tıp uzmanı Salih el Tubaygi olduğunu tespit ettikleri belirtiliyor.

Ceset parçalanırken 'müzik dinleyin' dedi
Salih el Tubaygi'nin, Kaşıkçı'nın cesedini parçalarken çevredekilerden müzik dinlemelerini istediği de haberde aktarılan bir diğer ayrıntı.
Bu kadar iddia varken şimdide boğulup halıya sarıldığı iddiası ortaya çıktı.
Yazarken tüylerim diken diken oldu. Bu sadece duyduğumuz haber, oysa bilmediğimiz ne çok kayıp hayatlar, ne çileler vardır kim bilir.