Depreme dayanıksız olduğu için Fatih Sultan Mehmet Ortaokulu yıkılmıştı. ETİ'nin sahibi olan Kanatlı Ailesi tarafından bu alana yeni bir okul yapıldı. Okula merhum Gülay Kanatlı'nın adı verildi. ETİ sayesinde Eskişehir çok güzel ve donanımlı bir ortaokula sahip oldu.

50 LİRA ALINDI
Böyle güzelliklerin olduğu okulda bazı olumsuz durumların yaşandığı iddia ediliyor. Okulun koridorlarındaki ETİ tarafından yaptırılan öğrenci dolaplarının dönem başı 50 liradan kiralanması tepkilere neden oldu. Ailelerinin ekonomik durumu kötü olduğu için bu parayı ödeyemeyen öğrencilere dolap verilmemiş.
Suriyeli hiçbir öğrenciye dolap verilmemiş. Bu yanlış uygulama yüzünden öğrenci dolabı olmayan çocuklar rencide edildi. Ben de bu olayı iki gün önce Odunpazarı İlçe Milli Eğitim Müdürü Kürşad Önder Ceylan'a sordum. Kendisine de böyle bir ihbarın geldiğini kaydeden Ceylan; 'Okul Müdürüne sordum. Parası olmayan öğrencilere de dolap verildiğini söyledi' şeklinde konuştu. Ben de bu bilginin çok sayıda veli ve öğrenciden geldiğini ifade ederek; 'Okul Müdürü size yanlış bilgi verip, yanıltıyor olabilir. Bence siz bu konuyu araştırın' dedim. Ceylan araştırıp bana döneceğini söyledi.

UYARI VE TALİMAT ALMAM
Ceylan'ı aramamdan bir gün sonra Okul Müdürü Nihat Demir eğitim kurumunda terör estirmiş. Arkasında İlçe Milli Eğitim Müdürünün, eski AK Parti İlçe Başkanı Murat Özcan'ın olduğunu, kimsenin kendisine bir şey yapamayacağını belirterek; bu olayın gazeteye konulmaması konusunda beni uyardıklarını ifade etmiş. Bu olayın yazılmasının engellendiğini belirtmiş. Allah'a çok şükür yıllardır yazı ve haberlerimi kaleme alırken, hiç kimseden sakınmadım.
Bugüne kadar 'bunu yazma' diye 'kimseden uyarı veya talimat' almadım. Anlaşılan İlçe Milli Eğitim Müdürü bu konuyla ilgili inceleme başlatacağına, 'gazeteci yazmadan bu dolapları dağıt' diye okul müdürünü uyarmış. Ceylan ile görüşmemden bir gün sonra Okul Müdürü Nihat Demir para veremeyen öğrencilere öğrenci dolapları dağıttığını söylemiş. Ancak Suriyeli öğrencilere yine dolap verilmemiş.

İSTİKLAL MARŞI
BANTTAN ÇALIYOR
Öğrenci dolabı için daha önce 50 lira veren öğrenci velileri; 'Okul yönetimi bu paraları bize geri ödeyecek mi?' diye soruyor. Bu okulda öğrencilerin devamsızlık durumlarının Aralık ayından bugüne girilmediği iddia ediliyor. Girilmesi durumunda çok sayıda öğrencinin devamsızlıktan sınıfta kalacağı öne sürülüyor. Yazılı sınavda 20-30 puan alan bazı imtiyazlı öğrencilere sözlüden iki defa 100 verilerek kalmalarının engellendiği iddia ediliyor.
Yazılı da 30 puanı aşamayan öğrenci nasıl oluyor da iki sözlüden 100'er puan alabiliyor. Okulda disiplin olmadığı için Bayrak törenlerinde öğrencilere İstiklal Marşı'nın söyletilemediği ve bundan dolayı Marşın banttan çalındığı öne sürülüyor. Öğrencilerin 'toplu olarak hazırol vaziyette İstiklal Marşı'nın söyletilemediği kaydediliyor.
Veliler, İl Milli Eğitim Müdürü ve Odunpazarı İlçe Milli Eğitim Müdürünün bayrak törenlerini bahçe dışından izlemeleri durumunda yaşanan skandalı keni gözleriyle de görebileceklerini ifade ediyor.
Bu okulla ilgili buna benzer daha çok iddialar geliyor. İl Milli Eğitim Müdürü Hakan Cırıt bu iddiaları araştırmak için mutlaka müfettiş görevlendirmelidir. ETİ Ailesinin kentimize kazandırdığı bu 'çağdaş eğitim kurumu daha iyi bir yönetimi' hak ediyor...
--------------------------------------------
BELEDİYE BAŞKANI KAYMAKAMLIK BİNASINI BASTI MI?

Alpu Belediye Başkanı Rafet Demirtaş'ın Sosyal Yardımlaşma Vakfı'ndan istediği parayı vermediği için Alpu Kaymakamlığını bastığı iddia ediliyor. Kaymakam Ömer Özbay devletin parasını Belediye Başkanına veremeyeceğini söylemesi üzerine tartışma yaşandığı ve Demirtaş'ın polis tarafından bina dışarısına çıkarıldığı öne sürülüyor. Demirtaş'ın isteğiyle Kaymakan Özbay'ın Niğde Ulukışla'ya tayininin çıktığı öğrenildi. Bir belediye başkanı kendisine para verilmediği için kaymakamlık binasını nasıl basar? Rafet Demirtaş'ın kardeşi Ali Demirtaş'ta abisinin başkanı olduğu belediyeyi iki defa levye ile basmıştı. Belediye Başkan Yardımcısı Ali Öztürk'e saldırmıştı. Rafet Demirtaş'a ait boya malzemeleri satan dükkanının camlarını levye ile aşağıya indirmişti. Demek ki devlet kurumlarını basmak Demirtaş kardeşler için gelenek haline gelmiş!..
---------------------------------------------
KURT 'AMİGO ORHAN'I ÖLÜMSÜZLEŞTİRDİ

O bir Efsane. O tek bir el hareketiyle bütün tribüne aynı anda ayağa kaldıran Lider. O sessizliğin içinden büyük tezahüratlar yaratan gerçek bir Kral. O 1965-1970 yılları arasında Eskişehirspor'un her maçında büyük taraftarı orkestra şefi gibi yöneten Amigo Orhan.

KIRMIZI KAZAKLI GENÇ
1936 Oklubalı Köyü doğumlu olan Amigo Orhan (Erpek) DSİ'de memur olarak çalışırken, bir yanda da Eskişehirspor'un şaşalı dönemine damgasını vurdu. O yıllarda ben dünyada değildim. Rahmetli babamdan Amigo Orhan'ı çok dinledim. 'Amigoluk', İspanyolca bir kelimedir. Türkçe karşılığı ise 'Arkadaşlık'tır. O yıllarda ES ES taraftarı maçın başlamasına 10 dakika kalana kadar sessiz otururdu. Kırmızı Kazaklı genç sahaya çıkınca Stad bir anda bayram yerine döner. Havai fişekler atılır, sirenler çalardı. 20 bin kişi hep bir ağızdan 'Orhan Orhan' diye tempo tutardı.Kırmızı kazaklı genç, saha içinde bir tur atıp, tribünleri selamladıktan sonra, tam santra yuvarlağına gelip dururdu. Ve. Onun bir el kaldırmasıyla birlikte, o korkunç gürültü bıçak gibi kesilirdi.

BİR BABA HİNDİ
Dünyanın en büyük korosu, maestro Amigo Orhan yönetiminde gösterisine başlardı. Amigo Orhan, kollarını önce iki yana açıp, bütün tribünlere söyle bir baktıktan sonra, dizlerini kırıp, çömelirdi. Kollarını göğsünün üzerinde kavuştururdu. Ellerini yumruk yapar, sol dizi tam yere değmek üzereyken, birden kollarını açarak havaya fırlardı. 'Bir baba hindi' diye haykırarak fırlardı. Stadı dolduran 20 bin kişi gırtlaklarını yırtarcasına 'Heyy Allah!' diye haykırırdı. Aynı hareketi birkaç defa üst üste tekrarlardı. Her seferinde Amigo Orhan ayağa fırlarken, Eskişehirsporlu taraftarların 'Heyy Allah!' diye haykırışları yeri göğü inletirdi. Daha sonra Orhan sağ elini, sert hareketlerle sağa sola sallamasıyla, korosu da tempoyu değiştirirdi.

ŞİMŞEK GİBİ SAHAYA FIRLARDI
Bütün Stad 'ES-ES-ESKİ-Kİ-Kİ-ESKİ ESKİ ES!' diye haykırırdı. Orhan yeni bir el hareketi daha yapar ve bu defa seyirciler, 'Hop-hop-hop! Güm-güm-güm! Kırmızı Şimsek, hey-hey-hey!' diye haykırmaya başlardı. Tam bu sırada Kırmızı-Siyah formalı Eskişehirspor on biri, Şimsek gibi sahaya fırlardı. Eskişehir'in Atatürk Stadı'nda Eskişehirspor'un oynadığı her maçtan önce, bu program uygulanır. Yalnız Eskişehir'de değil, Kırmızı-Siyahlı Takımın her gittiği şehre göç eden taraftarlar, Amigo Orhan'ın idaresinde bu değişmeyen programı uygularlar.

SEYİRCİYE
KÜFRETTİRMEZDİ
Amigo Orhan küfrettirmezdi. Fair Play ruhuna sahip birisiydi. 7'den 70'e herkes tribüne gelirdi. O yıllara ait tribün fotoğraflarında ak saçlı nine ve dedelerinde maça geldiği görülüyor. İstanbul Basını Amigo Orhan'ı , 'Dünyanın en büyük orkestrasını yöneten adam' olarak göstermişti. Orhan Erpek 2011 yılında Türkiye Futbol Federasyonu İnternet Sitesi'ne yaptığı röportajda 'İstanbul'un hegemonyasını sarsmak, Eskişehir'i Türkiye'ye tanıtmak için, şehir sevgisinden ve halkın spora yatkınlığından yola çıkarak bu işi organize ettik. Bütün şehir Eskişehirspor'la ilgileniyordu. Hep birlikte hareket edersek, buradan büyük bir gücün doğacağını düşünerek kollarımızı sıvadık. Bütün şehir bu organizasyona tüm varlığı ve gücüyle iştirak etti. Zengini, fakiri, kapitalisti, işçisi, sağcısı, solcusuyla tam bir kenetlenme oldu. Bizim kuşak Kuvayi Milliye ruhunun son kuşağıdır ve oradan da gelen ruhla, hepimiz Eskişehir için mücadele ettik. Bu sportif bir isyan, bir başkaldırı hareketiydi. Tek amaç Eskişehir'di. Ve hegemonyayı sarstık. Amacımıza ulaşmakta yüzde 95 başarılı olduk. İki kupa aldık, üçüncü kupayı da son anda kaybettik' dedi.
GÖZ YAŞLARINI TUTAMADI
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt büyük bir vefa örneği göstererek, Amigo Orhan'ın ölümsüzleştirdi. Odunpazarı Belediyesi'nin Emek Mahallesi'nde açılan ikinci halk merkeze onun adını verdi. Halk Merkezi'nin açılışında konuşan Amigo Orhan, gözyaşlarına hakim olamadı. Duygu dolu anların yaşandığı açılışta Amigo Orhan, 'Bu güzel eseri Eskişehir halkına kazandıran Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'a çok teşekkür ediyorum' dedi. Başkan Kazım Kurt yaptığı konuşmada; 'Amigo Orhan denilince Eskişehir'de adını bilmeyen, onun efsane pozunu bilmeyen yoktur. Bugüne kadar Amigo Orhan'ı ölümsüzleştirecek, insanların beyninin içine çakacak bir eser maalesef yapılmadı. Biz bu eksikliği hissederek Odunpazarı'ndaki halk merkezlerine Eskişehir'e hizmet eden hemşerilerimizin, büyüklerimizin adını verme geleneğimizi sürdürdük. Emek Mahallemizde Baştürk Parkı içine yapmış olduğumuz bu 12'nci Halk Merkezimizin adını Amigo Orhan Halk Merkezi koyduk' dedi. Gerçek bir Eskişehirspor efsanesi olan Amigo Orhan'a uzun ve sağlıklı ömür diliyorum. O'nu ölümsüzleştirdiği için Başkan Kurt'u kutluyorum...
--------------------------------------------
FIKRA
PATLICANIN DALKAVUĞU DEĞİLİM

Padişaha musakka yapmışlar, 'şu patlıcan ne lezzetli sebze' demiş. Dalkavuk atlamış hemen… 'Ağzınızın tadını biliyorsunuz sultanım, patlıcan öyle lezizdir ki, kırk çeşit yemeği olur, tatlısı olur, turşusu olur, insan yemeye doyamaz, parmaklarını yer, üstelik vitamin deposudur' demiş.
Ertesi gün, padişaha karnıyarık yapmışlar, 'şu patlıcan ne lezzetli sebze' demiş. Dalkavuk atlamış hemen… 'Keramet buyurdunuz haşmetlim, şu karnıyarığı icat edenin mekanı cennet olsun' demiş. Daha ertesi gün, padişaha imambayıldı yapmışlar, padişah o gün tersinden kalkmış, 'yeter be' diye kükremiş, 'her gün patlıcan mı yiyeceğiz, götürün gözüm görmesin…' Dalkavuk atlamış hemen… 'Valla şu insanlara hayret ediyorum, ne yemeği yemek, ne tadı tat, hiç mi damak zevkleri yok, adını duymaktan bile nefret ediyorum, bana sorarsanız patlıcanı yetiştirmek bile yasaklanmalı' demiş. Sofra toplanıp, padişah gittikten sonra, dalkavuğun yakasına yapışmış aşçılar, 'ulan sen değil miydin patlıcanı göklere çıkaran' demişler. 'Ben padişahın dalkavuğuyum arkadaş' demiş, 'patlıcanın değil'