Anayasa taslağı üzerinde görüşmelerini sürdüren Başbakan ve Devlet Bahçeli cumhurbaşkanının seçildikten sonra partisiyle ilişkisinin kesilmemesi konusunda anlaştılar. Yani seçilen cumhurbaşkanı partisinin genel başkanlığını ve parti işlerini de aynı anda yürütebilecek.
Bu açıklamayı duyunca 1960 öncesinde 3'üncü Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın DP (Demokrat Parti) işlemeli bastonunu anımsadım.
27 Mayıs 1960 İhtilali ile indirilen, idamından son anda vazgeçilen bir devlet adamı olan Bayar, siyasi arenada çok sert ve inatçı bir kişiliğe sahipti.
Demokrat Parti Genel Başkanı olan Bayar, seçildikten sonra DP Genel Başkanlığı'nı Başbakan Adnan Menderes'e bırakmış ama siyasi kimliğini asla terketmemiştir.
Celal Bayar bu dönemde tüm gezilerini, özel olarak yaptırılan ve topuzunda büyük bir (DP) amblemi olan bastonuyla yapardı. Bu durum muhalefet tarafından tarafsızlığını yitirdiği gerekçesiyle sert eleştirilere yol açmıştı.
Keşke, Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Adnan Menderes ile İsmet İnönü arasındaki gerginliklerde tarafsız arabuluculuk yapsaydı, belki cumhuriyet tarihimizin en trajik olayları yaşanmazdı?

1961 ANAYASASI'NIN KIYMETİNİ BİLEMEDİK…
Bu 'Baston' yüzünden (!) 1961 Anayasası'na cumhurbaşkanlarının tarafsızlığını sağlamak için 'Seçildikten sonra partileri ile ilişkilerinin kesilmesi' maddesi eklenmişti. Artık buna gerek kalmayacak. Böylece hem devlette hem de partide dizginler 'Tek kişinin' elinde olacak. Tehlikeli sulara doğru açılıyoruz haberiniz olsun….
Taslağın daha ilk maddesinde içim kararmaya başladı. Ben 'Partili Cumhurbaşkanı' değil, halkın tümünü kucaklayan ve tümü tarafından kucaklanan tarafsız bir 'Cumhurbaşkanı' istiyorum.
Bakalım Sayın Bahçeli daha nelere 'Evet' diyecek?

KÜLLİYEYE GİDEN YOL KÖPRÜBAŞI'NDAN GEÇEBİLİR (!)
Önümüzdeki günlerde bir referandum ve cumhurbaşkanlığı seçimi bizi bekliyor.
Şimdi hep birlikte bir 'Cumhurbaşkanı seçimi' senaryosu yazalım;
Büyükşehir Belediye Başkanımız Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen'in, başkanlık seçimi için aday olduğunu düşünelim.
Artık MHP ile ortak bir aday çıkmaz. Merkez sol, merkez sağ, Sayın Bahçeli'ye kızan MHP ve Ülkücülerin büyük bir bölümü, mütedeyyin insanlar, hatta bazı küskün AKP'liler, liberaller ve daha niceleri Yılmaz Hoca'ya oy verebilirler.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın oyları %50-51 gibi. Yılmaz Hoca'yı Türkiye'de herkes seviyor, Dünya'da saygınlığı çok fazla. Seçim hiç kimse için 'çantada keklik' değil..
Belediye Başkanlığı'nda bile tüm partililere eşit mesafede duran Yılmaz Hoca seçildikten sonra eline bir baston alacak olsa bastonun topuzuna kesinlikle bir parti amblemi koymaz…
Bu tamamen bir senaryo. Gerçek zannedip hemen Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğu için kimse kavgaya başlamasın… (Yoksa kavga çoktan başladı mı?)
İşin en hüzünlü yanı ise; 1960 İhtilalinden sonra DP'nin muhalifi Akis Dergisi Celal Bayar'ın DP amblemli bastonlu resmini yayınladı ve altına 'BASTONUNU KIRDILAR' yazdı.

'ŞANGHAY YOLCUSU KALMASIN…''
Sayın Cumhurbaşkanımız AB'ye kızdı ve 'Şanghay Beşlisi'ni' düşünelim dedi.
Bu örgütün başını Rusya ve Çin çekiyor. Üye ülkelerin çoğunda yönetim şekli 'Garabet Cumhuriyet'.Oralarda 'Dünya bu ikiliden küçük'… Biz söyleyelim de, sonra 'Kandırıldık' demeyin…
Bu işe yeni kankamız (!) Putin ne der bilmiyorum ama NATO'dan çıkıp Şanghay Beşlisi'ne dahil olursak gerçekten 'birilerini' tarih unutmaz…
'YANKEE GO HOME'…
1968'lerde devrimci öğrenciler 'Nato'ya Hayır' diye slogan attıklarında ve ABD'nin 6. Filosu'nun gemilerini protesto ettiklerinde gençlerin başlarına neler geldiğini 'canlı' yaşayanlardan biriyim. Her şey aklıma gelirdi de o günlerde devrimci gençlere saldıranların bir gün 'Yankee Go Home' diyeceklerini, Rusya ve Çin ile müttefik olmak için 'ne şirinlikler' yapacaklarını rüyamda görsem inanmazdım.

'GÜNAYDIN NUMAN BEY… DAHA ÖNCELERİ NERELERDEYDİNİZ?'
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, karanlık ellerin Türkiye'nin yerli projeler yapmasını engellediğini söyleyerek, 'Aselsan mühendislerinin genç yaşta birer birer ölmeleri herhalde tesadüf değildir' dedi… Bu durum 2006 yılında başladı. Siz yeni mi uyandınız?
Nükleer enerji ve toryum konusunda uzman altı nükleer fizikçimizin öldüğü Isparta'da düşen 'Uçak' hakkında zatıaliniz ne düşünüyor acaba?

'TULUMBANIN SUYU BİTTİ…'
Geçen gün bankamatik sırasında emekli maaşını çekmek için bekleyen emekli bir ağabeyimize takılarak 'Dolarlarını bozdurdun mu?' dedim. Artık cevabını da siz tahmin edin…