Bazı şeyler paylaştıkça çoğalıyor, bazıları ise paylaştıkça azalıyor.
Bilgi paylaştıkça çoğalır denir genellikle. Paylaştıkça çoğalan başka şeyler de var tabi ki. Sevgi, sevinç, mutluluk, heyecan, coşku gibi duygular da paylaştıkça çoğalır.
Birini seversiniz; sevgiyi, aşkı paylaşırsınız. Çoğalır, büyür kocaman olur, hatta dillere destan olur.
Çocuğumuz olur, torunumuz olur sanki dünyaya yeniden gelmiş gibi oluruz. Sevincimizi önce en yakınımızdakilerle paylaşırız büyütür, çoğaltırız. Sonra arkadaşlarımızla, çevremizle paylaşırız sevincimizi, paylaştıkça daha da çoğalır. Sana yeter, eşine dostuna yeter, arkadaşına çevrene herkese yeter sevinciniz.
Sevgi. Sevgi de paylaştıkça büyür. Zaten tek kişilik sevgi de olmaz. Birini sevesiniz, sevginiz önce kendi içinizde büyür. Büyüdükçe içinizde tutamazsınız, taşmaya başlar, paylaşırsınız; paylaştıkça daha da büyür, çağlayan olur coşmaya başlar.
Mutluluk da sevgi gibidir. Tek başınıza mutlu olursunuz belki bir süre. Sonra yetmez, paylaşmak istersiniz. Çok mutlu oldum, bugün çok mutluyum dersiniz. Aslında demek istediğiniz mutluluğunuzu paylaşmak, büyütmek, çoğaltmak. Paylaştıkça çoğalan daha birçok şey vardır.
Bir de paylaştıkça azalan duygular vardır. Paylaşılmazsa altında ezilirsiniz, altından kalkamazsınız, günlük hayatınıza dönemezsiniz. Üzüntü gibi, acı gibi. Geçen hafta aldığımız bir haber yüreğimizi yaktı. Sevgili yeğenim Ali Gümüş'ü kaybetmenin acısı yüreğimize oturdu. 26 yaşında gencecik bir fidanın acısı.
Bizim kuşak hep acılarla büyüdü gerçi. Ortaokulda, lisede, üniversitede ve sonrasında birçok arkadaşımızın acısını yaşadık. Çocukluğumuzdan, gençliğimizden bu yana hep acılarla bir arada yaşadık.
Yeğenim Ali hiç beklemediğimiz bir anda bize elveda dedi. Bizi acılar içinde bıraktı. Tüm dostlar, arkadaşlar, tanıdıklar acımızı yürekten paylaştı. Paylaşarak acımızı azaltmaya çalıştılar. Cenazesine katıldılar, başsağlığı dilemeye geldiler, telefonla aradılar, mesaj yazdılar. Sağ olsunlar acımızı paylaştılar. Hepsine bir kez daha teşekkür ediyorum.