Bir sendika düşünün, üyesi olan işçilerinin ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak için çalışmalarını yapmış ve örgütlenmek için Şubat ayında toplam 141 işçinin çalıştığı Reysaş Taşıt Muayene İstasyonları İşletim A.Ş.'nin Eskişehir Merkez, Eskişehir Sivrihisar, Zonguldak Merkez, Zonguldak Ereğli, Kastamonu Merkez, Kastamonu Tosya, Karabük Merkez ve Bartın Merkez İstasyonlarında birkaç gün içerisinde işçilerin büyük bir çoğunluğunu üye yaparak Bakanlığa çoğunluk tespiti için başvurusunu yapmış olsun.
Bir işveren düşünün, sendikal örgütlenmeden haberdar REYSAŞ işvereni üyeleri tek tek odasına çağırarak e-devlet şifrelerini isteyip sendikadan istifa etmeleri için baskı yapmaya başlamış sonrasında da şifrelerini vermeyen ve sendikadan istifa etmeyen toplam 14 çalışanı anayasaya ve hukuka aykırı bir şekilde işten atmış olsun.
Tamamen haksız, hukuksuz, anayasaya ve yasalara aykırı olayların başlangıcı bunlar!
Şimdi de bu olanların bu hukuksuz başlangıcın asıl muhatabı işçileri düşünün; Eskişehir, Karabük, Kastamonu ve Zonguldak istasyonları önünde işe geri dönmek, anayasal haklarına sahip çıkmak için mücadele etmişler istasyon önlerindeki mücadele bazı yerlerde 40 günden fazla devam edip büyük bir mücadele örneği sergileyerek arabulucu aşamasında yapılan görüşmelerde işe iadelerini işverene kabul ettirmişler olsun.
Ancak Reysaş İşvereni bu olayı hazmedemeyip 9 ay sonra kışın ortasında harekete geçmiş adeta 'vay siz misiniz beni anlaşmaya zorlayan' diyerek bir kez daha yasal hak olan sendikada örgütlü olanlara elinden geleni ardına koymayarak zaman zaman mobing uygulayarak, işçilerin kendi iradeleri dışında görev yerini değiştirerek baskı yapmaya, sendikal örgütlülüğü kırmaya çalışmış. Buna karşı koyan işçileri de bir takım tutanaklarla, belgelerle işten atmıştır!
İşte size 2019'a girecek olan haktan hukuktan özgürlükten dem vurulan ülkemizde sendikal örgütlenme çalışma örneği!
Bu işverene yaşadığı ve çalıştırdığı işçiler üzerinden milyonlarca lira kazandığı ülkemizin Anayasasını hatırlatmakta fayda var.
'T.C. Anayasası'nın 51. Maddesi:
Çalışanlar ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir. Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.' Yasa daha ne desin?!..
DİSK e bağlı Nakliyat İş Sendikası tüm bu olanı biteni anlatmak ve seslerini kamuoyuna duyurmak için Eskişehir'de işçilerin ailelerle birlikte yaptıkları basın açıklaması sonrası basında görev yapan bizlere hitaben şunları yazmışlar;
'Değerli Basın Emekçileri, Bu gün direnişimizin 39. Günü. Üyelerimiz 39 gündür işverenin, emniyet güçlerinin her türlü baskısına, kış mevsiminin soğuk hava koşullarında direniyor ve işe geri dönmek için mücadele ediyorlar. Sadece Reysaş değil. Şanılurfa'da Tüvtürk Polçak Taşıt Muayene istasyonlarındaki üyelerimiz 19 Kasım, Muğla'da Muğla Taşıt Muayene istasyonlarında ki üyelerimiz 13 Ağustos'tan beri direniyorlar.
Tek istekleri sendikalı ve topu iş sözleşmeli çalışmak. Geleceklerinin işverenin iki dudağı arasında olmadan, emeklerinin karşılığını alarak, insanca yaşayabilecekleri bir ücret ve çalışma koşulları istiyorlar.
Şimdi soruyoruz. Bu işçiler çok şey mi istiyor?
Oysaki sendikaya üye olmak anayasal bir haktır. Bu hak yasalar ve uluslararası sözleşmelerle de güvence altına alınmıştır. Bu nedenle Reysaş İşvereni anayasal suç işlemektedir. Sendikamız yapılan bu tehdit ve baskılar için Cumhuriyet Savcılığına sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunmuştur.'
Gerçekten bunun üzerine biz de buradan soralım bu işçilerin istedikleri çok şey mi?!