Türk toplumunun ruh halini nasıl görüyorsunuz?
Kitle iletişim araçlarından elde ettiğimiz bilgiler ve istatistik verilere bakıldığında çok da iyi olduğu söylenemez.
Her geçen gün suç oranları artıyor.
Adalet saraylarına her yıl yenileri ekleniyor, hem de gerçekten saray, illerin en görkemli binaları. Üstelik bu saraylar övünç kaynağımız oluyor.
Cinayetler artıyor. Özellikle kadın cinayetleri. Canilerin birçoğu da 'seviyordum öldürdüm' diyor.
Vatandaşın borç yükü, icra davaları, boşanmalar, uyuşturucu kullanımı vb. vakalar her geçen gün çoğalarak devam ediyor.
Vatandaş sabah bir uyanıyor eğitim sistemi değişmiş. Dün göklere çıkarılan, en iyi denilen, eşi benzeri yok denilen sistemi değiştirmişler. Yerine ne koydukları da belli değil, hatta ne koyacakları da belli değil.
Daha birçok olay ve durum, bizi kendi halimize bırakmıyor ki ruh halimiz iyi olsun.
Toplumların ruh halini incelemek için düzenli araştırmalar yapılıyor. Aralık 2015'te 15 Avrupa ülkesinde yapılan araştırmaya göre Türkiye en fazla depresyondaki ülke görünüyor.
Yani ruh halimiz çok iyi değil. Nasıl iyi olsun ki, içerdeki ve dışardaki gelişmeler ruh halimizi sürekli olumsuz yönde tetikliyor.
Aralık 2015'te 15 Avrupa ülkesi arasında en fazla depresyondaki ülkeyiz. Bu tarihten sonraki olaylar ve gelişmeler ruh halimizin daha iyi olmasına değil daha çok bozulmasına neden oldu.
Fethullah Gülen hoca efendi diye göklere çıkarılan kişi 15 temmuz 2016 günü Türkiye'ye en karanlık gecelerinden birini yaşattı, darbe girişiminde bulundu. Türkiye'nin görülmüş görülecek en büyük terör örgütünün devleti ele geçirdiğine tanık olduk. Herkes birbirine kuşku ile bakmaya başladı, güven ortadan kalktı. Ruh halimiz daha da bozuldu.
Ders programları, ders kitapları, sınav sistemi, ortaöğretime geçiş ve üniversiteye geçiş sistemlerindeki değişiklik ve belirsizlik ruh halimizi biraz daha bozdu. Daha başka olaylar da var tabi ki.
Siyaset birleştirmeye değil ayrıştırmaya hizmet etti. Ortak değerlerimiz, benzerliklerimiz üzerine yoğunlaşmak yerine farklılıkları, çatışmayı ve ötekileştirmeyi körükledi.
Öyle bir duruma geldik ruh halimizin iyi olmasını sağlayacak her şeyden mahrum olmaya başladık.
Türk toplumu için aile ve ülke en önemli değerler arasında yer alıyor. Yine Aralık 2015'de KONDA'nın yaptığı bir araştırmaya göre aile ve ülke, Türk toplumunu en fazla mutlu eden ve en fazla öfkelendiren konu başlıkları arasında yer alıyor.
Peki ruh halimiz düzelir mi? Evet düzelir.
Öncelikle siyaset dili ve tavrı ayrıştırmayı ve ötekileştirmeyi bırakacak. Toplumun tüm kesimlerini kucaklayacak. Adalet, hukuk, eşitlik herkes için uygulanacak. Devletini nimeti ve külfetinden herkes yararlanacak.
Ders programları düzenlenirken toplumun bir kesimine değil tümüne hitap edecek. Farklı görüş, düşünce ve inançların ihtiyaçlarını da karşılar nitelikte olacak.
En önemlisi de Cumhurbaşkanımızın 10. Büyükelçiler İftar yemeğinde yaptığı konuşmada sözünü ettiği 'adalet', 'istişare' ve 'liyakat'ın söylem olmaktan çıkacak. Çünkü; adalet, istişare ve liyakat ülke yönetiminde temel ilkeler arasında yer almazsa bir FETÖ' den kurtuluruz başka bir FETÖ yaratırız.
PISA araştırmasının son raporuna göre 50 ülke arasında en mutsuz çocuklar bizim çocuklarımız, Mutlulukta en son sıradayız.
15 Avrupa ülkesinde yapılan araştırmaya göre Türkiye en fazla depresyondaki ülke.
Dolayısıyla ruh halimiz iyi değil.
Ruh halimizi düzeltelim. Nasıl mı?
Ülke olarak tüm yurttaşlarımızın katıldığı ortak bir hayalimiz olsun.
Ortak yönlerimizi ve değerlerimizi öne çıkararak geleceğe hep beraber yürüyelim.
Umudunuzu kaybetmeyelim. Çocuklarımızın hem başarılı hem de mutlu olduğu bir eğitim modeli geliştirelim eğitimde Türkiye'yi bir dünya markası yapalım.
Önce mutlu olmayı öğrenelim, mutluluğun kapısının tüm insanlarımıza açalım.
Duygularımızı akıl ve vicdanımızla yönetelim. İtaat ve koşulsuz bağlanma kültüründen vaz geçelim. İlişkilerimizi içtenliğe, samimiyete, koşulsuz sevgiye ve karşılıklı bağımlılığa göre şekillendirelim.