Bir yıldır, erken seçim olacağını 'kulağa kar suyu yazılar'la belirtmeye çalışmıştım.
Uzun süredir siyasilerin, devlet adamlığı vakarını bir köşeye bırakıp, oy peşine düşmüşlerin pervasız diliyle, her fırsatı seçim atmosferine çevirme isteklerinden belliydi zaten.
Sonunda beklenen iklim dışı mevsim geldi.
Erken/baskın seçim ülkemize hayırlı olsun!

***

Seçim süreciyle birlikte siyaseten 'ilgi yerine algı oluşturma' taktikleri de başladı.
Muhalefetin gardını düşürmek isteyen iktidar, 'yalanıp yutulamayacak' kroşeler sallıyor; 'balık hafızalar'a güvenip kendi nanelerini muhalefete sıvamaya çabalıyor.
Meğerse her herzeyi muhalefet yemiş!
FETÖ'yü palazlandırmış, PKK/PYD'yi şımartmış, Suriye'de hatalar yapmış, işsizliği arttırmış, ülkeyi dış borç batağına sürüklemiş, faizi/doları yükseltmiş, liyakatsiz yandaşları bürokrasiye yerleştirmiş, istikrarı bozmuş..!
Yersen!
Devlet olanaklarıyla, havuzlaşan medyanın desteğiyle muhalefet üzerinde müthiş bir 'algı fırtınası' estiriliyor.
Bu kadarına 'el insaf' bile az gelir!

***

Ülkenin gidişatına, ekonomik bilinmezliğine, dış politikada yaratılan kaygan zemine bakınca; oluşan ortam -hangi demokratik ülkede olursa olsun- iktidarın güç kaybıma neden olur.
Nedense bizde böyle olmuyor!
Geçmişte seçim sonrası 'ters köşe' olup, 'seçmen oyunun rengini gizledi' bahanelerine sığınan anket şirketleri geliyor aklıma.
Sadece bir tanesinin anket sonuçlarının, 'medyum olsa bu kadar olur' dedirtecek kadar, SEÇSİS sonuçlarıyla örtüştüğünü;
Hemen ardından da 'bir daha araştırma yapmayacağız' diyerek, vicdani bir huzursuzlukla sahalardan çekildiğini hatırlıyorum.
Bir araştırma şirketi zirvedeyken işi bırakır mı?
Sizce, bunda bir 'anormallik' yok mu?

***

Yoksa birileri sistemle kanka olabiliyor mu? O zaman, seçimin her şeyini içine toplayan şu sisteme bir göz atmak gerekir.
ABD teknoloji şemsiyesinin altında yerli ve milli olduğu iddiasıyla geliştirilen,
Fransa, Almanya, İngiltere, hatta Yunanistan'ın bile reddettiği, bizim ise sıkı sıkıya sarıldığımız;
SEÇSİS.
Seçimlerin yürütülmesi ve sonuçlandırılması için kullanılan, üzerindeki kuşkuları bir türlü temizleyemeyen 'bilgisayar destekli elektronik program'.
SEÇSİS, ne kadar güvenli?
Adalet Bakanlığı bünyesindeki 'UYAP' üzerinden sisteme girme hakkı/yetkisi olanlar belli;
İçişleri bakanlığı, seçmen kütüklerini yüklüyor.
Havelsan, teknik bakım ve destek veriyor.
YSK, seçim sonuçlarını giriyor.
Acaba, yetkisi olmayan birileri de sisteme dahil olabiliyor mu?
Seçmenin aklına takılıyor bu sorular. Cevaben bir alıntı paylaşayım:
'Sanal iletişim çağında bilgiye ulaşmak için kapıları, camları kırmaya gerek yok; şifreleri kırmak yeterli.'

***

Seçim mevsimindeyiz. Seçim sonrasında;
'Bu kadar oyu kim verdi?' şaşkınlığı,
'Elim kırılaydı da oy vermeyeydim!' pişmanlığı yaşanmak istenmiyorsa,
'Seçim güvenliği' şimdiden, atı alan Üsküdar'ı geçmeden sorgulanmalı.
Seçimden sonra, seçim hileleri üzerine yapılacak,
'Geyik muhabbetleri' beyhude olacaktır.