Özellikle sıcak havalarda terleme yoluyla vücuttan su ve birçok önemli mineral madde kaybedilmektedir. Vücudun sağlıklı olmasında önemli yeri olan bu minerallerin tekrar vücuda sağlanması sadece su içerek yapılamıyorsa, eksikliği olanların bir çoğunun, bazen tamamına yakınının şerbet, hoşaf veya komposto ile karşılanabilme olanağı bulunmaktadır. Komposto, hoşaf ve şerbet yapıldığı meyveler ve çiçeklerde bulunan vitaminlere de sahiptir. Meyveler su, vitamin , mineral madde ve karbonhidrat kaynağıdır. Birçok meyve temelde aynı vitamin ve mineralleri içerseler de bunların miktarları değişmektedir. Çoğu A, B, C vitamini kaynağıdır. Minerallerden kalsiyum, fosfor, demir, potasyum, magnezyum içermektedirler. Taşıdıkları karbonhidratlardan selüloz ile sindirime yardımcı olmaktadırlar. Serinletici ve ferahlatıcı olan bu içecekler kan şekerinin düzenlenmesini, sindirim sisteminin hareketlenmesini ve yüksek oranda su içerdiği için böbreklerin düzenli çalışmasını sağlar, vücudu çeşitli kalıntılardan arındırır ve her biri değişik hastalıklara karşı koruma sağlar. Şerbet, hoşaf ve kompostoların tadını artırmak ve aromasını güçlendirmek için içine tarçın, zencefil, havlıcan, karanfil, yenibahar gibi baharatlar ilave edilmektedir. Bunların da sağlık açısından önemli yararları olduğu bilinmektedir. Dört mevsimde, her zaman tüketilebilen içecekler olan hoşaf, komposto ve şerbet günümüzde yaygınlığını kaybetmiş gibi görünmektedir. Halbuki lezzet ve sağlığa katkı bakımından bugün çok fazla tüketilen bir çok içeceğe göre daha üstündürler.

Şerbet ; kahve ve çayın bu günkü kadar yaygın tüketilmediği zamanlarda günün her saatinde içilebilen, doğum, nişan, sünnet törenlerinde konuklara ikram edilen bir gıda olmuştur. Şerbetin ana maddeleri şeker ve sudur. Bunlar çeşitli tat, aroma ve sağlık açısından şerbete değer katan değişik çiçek, bitki, meyve, kök, tohum veya kabuklar ile karıştırılır. Bunlara ilave olarak istenirse pestil, kuru meyveler, kuruyemişler, pekmez, bal, sirke veya meyve ekşileri de kullanılabilmektedir. Mutfak kültürümüzde şerbetin yüzlerce çeşidi vardır, ancak en çok tercih edilenler çilek, nar, kızılcık, kayısı, üzüm, vişne, mandalina, şeftali, turunç, gül, amber, fulya, menekşe, yasemin, demir hindi, nane, keçiboynuzu ile veya birkaç meyvenin karışımı ile yapılanlardır. Şerbetler, meyve suyu sıkılıp, şekerli su ile karıştırılarak hazırlanabildiği gibi, meyve suyunun şeker ve su ile kaynatılıp içine bazı tat ve koku verici baharatların konulması ile de hazırlanabilmektedir. Baharatlar şerbetin dayanma süresini de artırmaktadır. Şerbetler, iştah açıcı, hazmı kolaylaştırıcı, tokluk hissi vericidir, ancak şerbetler lif yönünden fakir içeceklerdir. Yapımında kullanılan kuruyemiş, çiçek ve meyveye göre isimlendirilmekte, ismini aldığı meyve ve çiçeğin sağlığa faydalarını da içinde bulundurmaktadır. Üzümden yapılan şerbet kanın temizlenmesine, yağların erimesine, vücutta biriken maddelerin atılmasına katkı sağlamaktadır. İçerdiği reveratrol ile kansere karşı korunma, virüslere dirençli olma bakımından da etkili olduğu belirtilmiştir. Vişne şerbeti, kırmızı rengi veren antosiyanin maddeleri ile vücudu kalp-damar hastalıklarından korumakta, kanser riskini azaltmaktadır. Ayrıca kas ağrısını hafifletmekte, idrar söktürmekte, mide ve karaciğeri çalıştırmaktadır. Vücutta biriken suyun atılmasına da yardımcı olan vişne şerbeti yaşlanmayı da geciktirebilmektedir. Kaysı şerbeti potasyum ve demir mineralleri ve A vitamini içermektedir. Gözlerin, dişlerin ve kemiklerin sağlığına katkı yapmaktadır. İçerdiği potasyum ile asit-baz dengesini sağlamakta, lifçe zengin olması da sağlığa pek çok katkıda bulunmakta, radyasyon etkisini de azaltmaktadır. Gül şerbeti baş ağrısı ve mide rahatsızlığına iyi gelmekte, vücuda ferahlık vermekte, kanı temizlemekte, cilt kanserini engellemekte, ruh sağlığı, kas ve sinir sistemini gevşeticidir. Şeftali şerbeti göz ve kalp sağlığını korumakta, idrar söktürmekte, safra kesesi ve böbrekler için faydalar sağlamaktadır. Gelincik şerbeti bir antioksidandır, kalp rahatsızlığı ve kanser oluşma riskini azaltmakta, anjin, bronşit, uykusuzluk ve öksürüğe iyi gelmektedir. Nane şerbeti, sinirleri yatıştırmakta, mideyi rahatlatmakta, içine limon da konulursa vücudun direncini artırmakta, cildin güzelleşmesine yardımcı olmaktadır. Kızılcık şerbeti, yüksek oranda C vitamini içermektedir. Serinletici ve ateş düşürücü özelliğe sahiptir, kabızlığı engellemektedir. Bal şerbeti, yaraların iyileşmesi, beynin çalışması, yorgunluk ve bitkinliğin giderilmesinde faydalıdır. Kalsiyum ve fosforca zengin olduğu için kemiklerin kuvvetlenmesi, kansızlığın engellenmesinde etkilidir. İçine tat ve koku vermek için kullanılan tarçın şekeri dengelemekte, tokluk hissi vermekte, zencefil, kakule, havlıcan sindirimi rahatlatmakta, zihinsel aktiviteyi artırmakta, karanfil zihin açıcı ve uyku verici, yenibahar damar sertliğini engelleyici, mide ve bağırsak gazlarını giderici özelliklere sahiptir.

Anlamı 'hoş su' olan hoşaf, kuru meyvelerle yapılan ve şerbetin taneli olanıdır. Ana malzemesi şeker, su ve kuru meyvedir. Kuru meyve yerine meyvenin tazesi kullanılırsa komposto adını almaktadır. Özellikle ramazanlarda iftar ve sahur yemeklerinde pilav ve börekle birlikte hoşaf, şerbet ve komposto tüketmek eskiden beri adettir. Günümüzde hoşaf ve kompostolar eski önemini yitirse de hala ramazanda iftar, sahur sofraları ve diyet menülerinde yer almaktadırlar. Ancak yapımının zaman alması ve insanların çok yoğun hayatları nedeniyle yerini daha kolay bulunan, ucuz olan ve hiç bir emek gerektirmeyen gazlı ve asitli içeceklere bırakmıştır. Hoşaf genellikle kışın meyvenin az olduğu dönemde, komposto ise meyvelerin bol olduğu yaz aylarında yapılmaktadır. İçindeki meyve ne kadar bol olursa yapılan hoşaf ve kompostolar o kadar lezzetli ve besleyicidir. İçine konulan tarçın, zencefil, yenibahar, karanfil ise güzel bir koku ve tat vermektedir. Hoşaf yapımında kullanılan kuru meyveler normal meyvenin suyunun düşürülmesi ile elde edilmekte, C vitamini haricinde içinde demir, kalsiyum, çinko, E vitamini ve yüksek oranda şeker bulunmaktadır. Komposto ve hoşaf yapıldığı meyveye göre adlandırılmasına rağmen, bu içecekler bazen birden fazla meyve kullanılarak yapılmaktadır. Genelde elma, armut, kayısı, şeftali, erik, vişne, incir, üzüm bu içeceklerin yapımında kullanılmakta olup, şeftaliye kabuğunu, ayva, elma ve kayısıya çekirdeğini koymak koyu bir yapıda olmasına ve rengine etkilidir. Komposto ve hoşaf genel olarak mide rahatsızlığı tedavisinde faydalı olmaktadır. İçerdiği su ile vücudun sıvı ihtiyacını karşılamakta, böbrekleri çalıştırmakta, kalbi korumakta, kansere karşı koruyucu etkiye sahip olmakta, zihinsel yorgunluğu gidermektedir. Bunların tanesini tüketmek ramazan aylarında azalan lif tüketimini artırmak açısından önemlidir. Lifler uzun süre tokluk hissi vermekte, şekerin ve kolesterolün düşürülmesine yardımcı olmakta ve kabızlığı engellemektedir. İçinde bulunduğumuz ramazan ayında sıcaklığın etkisinden korunmak, uzun olan günlerde oruç tutarken sağlığımızı korumak, iftarda yenen ağır yemek ve tatlıların hazmını kolaylaştırmak, serinlik hissetmek için sahur ve iftarda farklı türde şerbet, hoşaf ve komposto tüketmek sağlığımızın dengeli olmasına yardımcı olacaktır.