Bir sigara firmasının eski yöneticisi ticaret bakan yardımcısı olarak atandı! Şaşırdık mı? Tabii ki hayır.
Her noktaya neredeyse atama yolu ile isim belirleyen hükümet bunda da aynısını yaptı. Zaten bildiğimiz samimiyetsiz ortamı bir kez daha görmüş olduk. Kısa adı TÜDEF olan Tüketici Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Aziz Koçal, 'Daha önceden çok uluslu bir sigara şirketinin en üst düzeyde yöneticiliği yapmış bir kişinin, görevlerinden birinin, tüketicinin ve sağlığının korunması görevi olan Ticaret Bakanlığı gibi bir kurumun başına Bakan Yardımcısı olarak atanması ülkemizde ki tütün ve sigara mücadelesinin çok samimiyetsiz bir noktaya gittiğini gösteriyor' diyerek konuya dikkat çekmiş. Olması gereken ise şu; Türkiye'nin taraf olduğu Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi 5.3. maddesi hükümet yöneticilerinin ve devlet memurlarının tütün endüstrisi ile çıkar ilişkisi olmamasını gerektirir. Ticaret Bakanlığı'nın tütüne ilişkin politikaları, teşvikleri, uygulamalarının tütün tüketimi ve halk sağlığı üzerinde karar alıcı bir yetkisi vardır.
Ticaret Bakan Yardımcılığına atanan çok uluslu sigara firması temsilcisinin yıllarca yöneticiliğini yaptığı firma; 'Türkiye'deki operasyonumuzu daha verimli ve etkin seviyelere taşıyacağız' diyerek açıklamalarda bulunarak tüketimi arttırma hedefini açıklamaktadır. 'Hedefimiz Türkiye serüvenimizde elde ettiğimiz başarıları önümüzdeki yıllarda da sürdürülebilir kılmak' diye basın açıklamaları yaparak planlarını ortaya koymaktadır.
Düşünebiliyor musunuz tüm bunların içinde olan birisi bu kadar kritik bir noktaya atanıyor.
'Her yıl dünyada 6.5 milyon insan tütün endüstrisinin sattığı sigara ile hayatlarını kaybetmektedir. Sigara bizim ülkemizde her yıl 100 binden fazla insanımızı öldürüyor. Her gün 300 insanımızı bu zehirler yüzünden kaybediyoruz. Sigara ile savaş yalnızca Cumhurbaşkanlığının veya Sağlık Bakanlığının değil de, bütün hükümetin koordinasyonu ile yürütülecek bir eylemdir.'
'TÜDEF Sağlık komisyonumuzun büyük kentlerde yaptığı gözlemlere göre seçimlerden altı ay önce sigara teftişleri azalıyor, kanunu ihlal eden işletmelere ceza kesilmesi bırakılıyor. Bu yüzden 2013'ten sonra tütün kullanımında artış var. Sigara kullanım oranı yüzde 27'ye düşmüştü ancak tekrar yüzde 32'lere çıktı. TÜRKİYE tiryakilikte dünya üçüncüsü oldu. Türkiye Endonezya ve Bangladeş'in ardından üçüncü geldi. İllerde idareciler, kanunu ihlal eden firmalara işletmelere ceza kesip de başlarının ağrımasını istemiyorlar. Kendi inisiyatifleri ile yasanın ihlalini örtbas ediyorlar. Bizce Cumhurbaşkanının bile bunlardan haberi olmuyor.'
'Bir nargilede 10 sigaraya eşit tütün var, bunlar elma, muz, portakal ve diğer aromalarla tatlandırılıyorlar. Gençlerin sıklıkla gittiği kahvelerde kapalı ortamlarda kanunen yasak olmasına rağmen, nargile içiliyor. Gençler nargile içmeseler dahi burada bulunmakla birlikte tütün dumanını içine çekip pasif içicilikten etkileniyorlar. Nargile kahvelerinin işletme kar zarar hesaplarının iyi incelenmesi gerektiğine inanıyoruz. Tost ve çay ve 10 liraya nargile satarak şehir merkezlerinde üniversitelere yakın yerlerde bu koca dükkanların kiralarının ödenmesi mümkün değil. Bu kiraya kimler destek veriyor. Gençler tütüne alışacak ve her yerde nargile bulamayınca tütün içecekler. Gidip bir sigara satın alıp onu içecek, nargile kahvelerinin bu yüzden gelir gider hesaplarının incelenmesi gerektiğine inanıyoruz.' Evet atama bu, söylenenler böyle ne demeli bu ülkede böyle başa böyle tarak demekten başka çare kalmıyor!..