Eskişehirspor, çok değil 6 gün sonra olağanüstü genel kurul yapacak…
Muhtemelen çoğunluk sağlanamayacak ve genel kurul bir hafta sonra, bu sefer 'çoğunluk aranmaksızın' toplanacak…
Bu arada takım, maçlarını oynamaya devam edecek,
Puan silme cezaları yazılıp çizilmeye devam edecek…
Sinan Özeçoğlu ve ekibi, geçtiğimiz Temmuz ayında, yaşanan sıkıntılı bir dönemin ardından yönetime geldi…
Her zaman olduğu gibi,
Genel kurulda hararetli konuşmalar yapıldı, herkes kulübe destek olunması gerektiği konusunda iyimser ve hem yeni yönetimin hem de taraftarların gönlüne su serpen açıklamalar yapmışlardı…
Elbette buna,
Sinan Özeçoğlu yönetiminin seçildiği olağanüstü genel kuruldan birkaç gün önce yapılan bir dizi görüşmeyi yeniden gündeme getirme gereği duymuyorum bile…
Dikkat çekilmesi gereken diğer bir ayrıntı da şu;
Başbakan Binali Yıldırım, Temmuz ayından bu tarafa Eskişehir'e iki kez geldi…(İzlanda maçı için gelişini saymıyorum…)
Birincisi 10 Eylül 2017'de, önce Söğüt'teki Ertuğrulgazi'yi Anma ve Yörük Şenlikleri'ne katılan Başbakan Yıldırım, ardından Eskişehir'de iş adamlarıyla yapılan bir toplantıya katılmıştı…
İkinci ziyaretin tarihi ise 3 Ekim 2017 idi…
Başbakan, Eskişehir'e bir açılış için geliyor, ardından Eskişehirspor Kulübü'nü de ziyaret ediyordu…
Ve Başbakan Binali Yıldırım, her iki ziyaretinde de yaptığı açıklamalarda, kulübün içinde bulunduğu zor durumdan kurtarılması için Harun Karacan ismini deklere ediyordu…
Ancak beklenen destek bir türlü gerçekleşmedi…
Eskişehirspor'un, kısa vadede bir parça olsun nefes almasını sağlayacak bir katkı sağlanmadı…
Beklenen desteğin gelmemesi üzerine de Sinan Özeçoğlu ve yönetimi, 5 Kasım 2017 Pazar günü oynanan Ankaragücü maçının ertesi günü istifa ederek, olağanüstü genel kurul kararı aldı…

***


Sinan Özeçoğlu'nun deyimiyle,
Kulübün, davalar hariç 170 milyon lira borcu var…
Eski parayla 170 trilyon lira…
Süper Lig'de (2008-2016) 8 sezon…
8 sezondaki ortalama gelir 400 milyon TL…
Yapılan transfer gelirlerini de eklerseniz 500 milyon liraya yakın…
170 milyon borç…
Yaklaşık 650 milyon liralık bir gelir gider tablosuyla karşı karşıyayız…
Yani,
Son 10 yılda kasasından en az 650 milyon TL gelip geçen bir kulüpten söz ediyoruz…
Bu kulüp şu an batma noktasında…
Ve biz, bizi bu batma noktasından çıkarması için iktidara, belediyelere, işadamlarına yükleniyoruz…
170 milyon liralık böyle bir borç yükünün altından bu şekilde çıkabilmek mümkün mü?
Üstelik transfer yasağı…
Üstelik puan silme cezaları…
Bu cendereden çıkmanın bir yolu var mı?
Hükümet, belediyeler ve işadamları üçgeninden böyle bir çare üretilebilir mi?
Ya da parça-pürçük bulunabilecek destekler, günü kurtarmanın ötesine geçebilir mi?
Buraya kadar yazdıklarımız, artık hepimizin ezberlediği gerçekler…

***

'Her musibette bir hayır vardır…' özdeyişine gelirsek…
Bu sıkıntılı sürecin yarattığı sonuçlardan biri,
Eskişehirspor Kulübü'nün yıllardır muzdarip olduğu 'yönetim anlayışından ve biçiminden' kurtulmuş olmasıdır…
Eskişehirspor Kulübü son 10 yılında, belli bir kesimin belli bir yönetim anlayışına teslim edilmişti…
Başkan değiş-tokuşlarını hatırlayın…
Bırakmak için ya da aday olmamak için yapılan pazarlıkları…
Genel kurulda oy kullanacak kongre delegelerinin aidatlarının nasıl yatırıldığını…
Kimlerin nasıl üye yapıldığını…
Yönetimlerde yer alan isimleri…
Tribünlerden protestolarla gönderilip, sonra yine tribünler tarafından göreve çağrılan isimleri…
Bir çanak içinde olan isimlerdi hepsi…
Belki başka ve yeni isimler çıkmıyor, kimse gönüllü olmuyor ve iş hep bildik isimlere kalıyordu…
Taaa ki,
Sinan Özeçoğlu ve ekibi bu işe gönüllü olana kadar…
Aradaki farkı ilk önce taraftar hissetti…
Yeni başkan ve yönetimin diğerlerinden çok farklı olduğunu, Eskişehirspor için bir şeyler yapmaya çalışacaklarını hemen anladı…
Ve Sinan Özeçoğlu,
Çok kısa zaman içinde, hem samimiyeti, hem dürüstlüğü, hem de yönetim anlayışıyla hem Eskişehirspor taraftarının hem de Eskişehir kamuoyunun hakkında en çok konuştuğu, üstelik de olumlu konuştuğu isimlerden biri oluverdi…
Sonra şu oldu;
İçinden çıkılmaz bir sarmal içinde olan Eskişehirspor'un zaten tıkalı olan yaşam kanalları hepten tıkandı…
Çünkü Sinan Özeçoğlu ismi, iktidara yakın kesimlere ve bizzat iktidarın Eskişehir temsilcilerine hiç sıcak gelmedi…
Onların beklediği gibi, boyun eğmedi, el etek öpmedi…
Kurduğu tek kontak, seçildiği genel kuruldan iki gün önce dönemin Bakanı Nabi Avcı ile yaptığı ikili görüşmeydi…
Orada verilen sözlere inandı, güvendi…
Ancak, verilen hiçbir söz tutulmadı…
Konuşulan iddialara göre,
Eskişehirspor Kulübü'nü yıllarca, babalarının bakkal dükkanı gibi yönetenlerin etkileri ve telkinleriyle,
Verilmesi olası desteklerin bile önüne geçilerek,
Sinan Özeçoğlu ve yönetiminin 'bırakıp gitmeleri için' her şey yapıldı…
Ya da devam edebilmeleri için hiçbir şey yapılmadı…

***

İşin özeti,
Sinan Özeçoğlu, bazılarının işine gelmedi…
'Bu kulübün bir kuruşuna göz diktiğimi söylesinler, kendimi asarım' diyen bir adamı, gözlerini kırpmadan devre dışı bıraktılar…

***

22 Kasım'da ya da 29 Kasım'da yapılacak olağanüstü genel kurulda,
Kimsenin beklemediği yeni bir yönetim ortaya çıkar ve Sinan Özeçoğlu'na verilen sözler, bu yönetim döneminde gerçekleşirse,
Kimseler şaşırmasın!