Anayasa referandumu öncesinde aklı selim düşünen herkesin yaptığı en önemli uyarıların başında 'şayet iktidarın istediği değişiklikler Anayasa paketinde geçerse yargının siyasallaşacağı' yönünde idi. İktidar ve onu destekleyen başta MHP'liler ise bu uyarıları dikkate almadıkları gibi aksi yönde fikirlerini şiddetle savunuyorlardı. Peki kim haklı çıkmaya başladı? Birlikte bakalım; geçen hafta içerisinde Meclis'te Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) üyeliği için seçim yapıldı. Seçimde 'AK Parti için 5, MHP için 2 kontenjan üzerinden parti yönetimlerinin belirlediği anahtar liste üzerinden oy kullanıldı...' böylece yargı bağımsızlaşmış ve siyasallaşmamış oldu öyle mi? Geriye kalan HSK üyelikleri için 4 üyeyi partili Cumhurbaşkanı atayacak, iki üye ise zaten Adalet Bakanı ile müsteşarı! Zaten onlarda tarafsız kişiler değil mi?
İktidar partisine yıllarca destek vermiş bu sisteme oy veren destek verenlerin vicdanları rahattır umarım. Taha Akyol dahi 'siyasallaşan yargı' başlığı ile bu duruma adeta isyan etmiş; 'Dün oy kullanan birkaç milletvekili ile telefonda görüştüm. Oy verdikleri isimleri tanımıyorlardı. Demek ki partileri istediği için oy verdiler! Hakim ve savcıların mesleki kaderi bu kurulun elindedir. HSK adaylarını ayıklayacak olan komisyonu 'aday belirleme kıstaslarını yazılı olarak kamuoyuna açıklamaya' davet etmiştim. Bunu yapmadılar. Yapsaydılar, 'kıstaslarınız şunlar fakat falanca kişide bu özellikler var mı?' diye sorabilirdik. Amerika'da yargıç adayları nasıl didik didik araştırılıyor, değil mi? Fakat bizde 'hesap verirlik, sorumluluk, şeffaflık, etik kurallar' gibi modern devletin en önemli ilkeleri bile siyasetin altında eziliyor. Şimdi de adalet hizmetinin en yüksek kuruluna hangi kıstaslara göre aday belirlendiğini bilmiyoruz. İki parti tarafından 7 üye seçildiğini biliyoruz sadece. Elbette sürpriz değil, yeni sistemin sonucudur bu.'
Bu kadar açık ve net bir tespiti onaylamamak mümkün mü? Üzülmemek mümkün mü? Asıl üzülmemiz gereken durum ise bu olan bitenlerden sonra dünyada kimseyi tarafsız ve bağımsız bir yargımız olduğuna inandıramayacağımızdır. Ülkemizde otoriter yapı üstünlerin hukuku her alanda kendisini göstermeye artarak devam ediyor. Sadece yargı üzerinden ele aldığımız bağımsızlık ilkesi hemen hemen heryerde ihlal edilmekte liyakat sahibi olup olmadığı belli olmayan herkes iktidar kapısında bakanların arkasında el pençe divan durarak yer kapmaya çalışmaktadırlar. Ülkemizde çok olumsuz şeyler olmuştu adalet hukuk vicdanlar zedelendiği çok zamanlar olmuştu ama siyaset hukuktan hiçbir zaman bu kadar üstün olmamıştı!