ETO 17'nci Meslek Komitesi (Akaryakıtçılar) 2005 yılında kuruldu. 'Harun Karacan, Yavuz Metin, Hamid Yüzügüllü, Özkan Alp, Özgür Alp, Bülent Ünal, İrfan Topaloğlu ve arkadaşları' Yedek Parçacılar Grubundan ayrılarak, 14 yıl önce bu komiteyi kurdular.

DÖRT YILDA
BÜYÜK BAŞARI
17'nci Meslek Komitesi Başkan Harun Karacan önderliğinde 'çok aktif bir çalışma' yürüttü. Bu komite 2005-2009 yılları arasında ETO Başkanlığı yapan Cemalettin Sarar'a yaptıkları muhalefetle öne çıktı.
Adeta 'gölge ETO yönetimi gibi' hareket ettiler. Bunun meyvesini de dört yıl içerisinde aldılar. Komite Başkanı Harun Karacan 2009'da 'ETO Başkanı' seçildi. 2011 yılında 'Türkiye Odalar Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kuruluna' girdi.
2014 yılında AK Parti'den 'Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan adayı' oldu. Az bir oy farkıyla seçimi kaybetti. 1 Kasım 2015 seçimlerinde Eskişehir Milletvekili seçildi.
Karacan adaylığı sırasında 'yarattığı pozitif enerjiyle' AK Parti'nin Eskişehir'de birinci parti olmasını sağladı. MKYK'ya girdi. Genel Başkan Yardımcılığı görevinde de bulundu. 24 Haziran 2018 seçimlerinde ikinci defa Eskişehir milletvekilliğine seçildi. Karacan şu anda AK Parti MKYK Üyesi olarak görevini sürdürüyor.
ALP-ÖZKAN-METİN
Komitenin Kurucu Üyelerinden Özkan Alp 2009'da AK Parti'den Beylikova Belediye Başkanı seçildi. 2014'de tekrar bu göreve seçildi. 17'nci Meslek Komitesi kurucularından Hamid Yüzügüllü de 30 Mart 2014 seçimlerinde AK Parti'den Sivrihisar Belediye Başkanı seçildi. Aynı komitenin kurucularından Yavuz Metin'de 2009 ve 2014 seçimlerinde CHP'den Odunpazarı Belediye Meclis Üyesi seçildi. Bu üç isimde 31 Mart yerel seçimlerinde yine aday oldular. Özkan Alp üçüncü, Hamid Yüzügüllü ikinci defa belediye başkanlıklarına seçildiler. Her ikisi de 'yaptıkları hizmetlerden dolayı girdikleri seçimi çok rahat' kazandı. Yavuz Metin'de 'üçüncü defa Odunpazarı Belediye Meclis Üyeliğine' seçildi. ETO 17'nci Meslek Komitesi kurulduğu günden bugüne bir AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, bir AK Parti MKYK Üyesi, bir milletvekili, iki belediye başkanı, bir ETO Başkanı ve bir belediye meclis üyesi çıkararak büyük başarıya imza attı. Bu başarıda Komite üyelerinin uyumlu çalışması ve birlikte hareket etmeleri büyük rol oynadı. Komitenin kurucuları olan dört isim (Karacan-Alp-Yüzügüllü-Metin) '31 Mart yerel seçimlerinden sonra da siyasette yola devam' dediler. 14 yıl önce kurulan 17'nci Meslek Komitesi'nin siyasette elde ettiği bu büyük başarıyla diğer komite ve örgütlere örnek oldu.
---------------------------------------------------
BİR İMAMOĞLU'NA BİR DE KENDİ OYUNU BAK

MHP tüm ülkede 3 Milyon 396 bin 491 oy topladı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu sadece İstanbul'da 4 milyon 171 bin 126 oy aldı. İmamoğlu'nun İstanbul'da aldığı oyları tüm Türkiye'de alamayan bir partinin Genel Başkanı olan Devlet Bahçeli, İstanbul seçimlerine itirazlarla ilgili yaptığı açıklamada; 'Vicdanları huzurlu kılacak için yeni bir seçim de düşünülebilir' demiş. Aynı Bahçeli Seçim gecesi yaptığı açıklamada 'bir oy fazla alan kazanır' demişti. Bahçeli ne oldu da 'bir oy fazla alan kazanır' fikrinden vazgeçti. İmamoğlu'nun '14 bin oy fark atarak kazandığı seçime gölge düşürmeye' çalışan Bahçeli, Eskişehir'de Çifteler'i 'sadece 8 oy farkıyla kazanmalarıyla ilgili' acaba ne düşünüyor? İstanbul'da AK Parti'nin itirazları kabul edilip, 'oyların yeniden sayıldığı bir ortamda' Çifteler'de CHP'nin 'itirazlarının neden kabul edilmediği ile ilgili de' konuşacak mı? Yoksa onun devlet adamlık anlayışı 'nalıncı keseri gibi kendine yontmak' mı? İmamoğlu gerçekten dürüst, mütevazi ve kendini çok iyi yetiştirmiş insan. Onun yerine başka birisi olsaydı, Bahçeli'ye anlayacağı dilden yanıt verirdi. Ona; 'Tüm Türkiye'de aldığın oya bak da öyle konuş' derdi. Ne mutlu ki; 31 Mart yerel seçimlerinde Türkiye 'Ekrem İmamoğlu gibi milyonların özlediği karakter, bilgi, donanım, liyakat ve liderlik özellikleri olan' yeni bir siyasi aktöre kavuştu...
----------------------------------------------
BÜYÜKERŞEN 52 YIL ÖNCE ÇİZDİ

Eskişehir İktisadi Ticari İlimler Akademisi'nin (Anadolu Üniversitesi bu adla kurulmuştu) resmi sosyal medya hesabından paylaşılan karikatür ilgimi çekti. Karikatür Akademinin '1967 yılı mezuniyet yıllığında yer alan karikatür' bugünün Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'e ait. Yılmaz Hoca'nın üniversiteye yeni başlayan 'iki eli Kitaplarla dolu bir öğrenciyi', Kurucu Rektör Orhan Oğuz ve öğretim üyelerinin 'değişik silahlarla karşıladığını tasvir eden çizgilerini' siz okurlarımla paylaşıyorum. 1953 yılında merhum Pertev Ertün, merhum Beytullah Heper ile birlikte 'Saksağan' adlı mizah dergisi çıkaran Büyükerşen eğitimciliğinin yanında sanatçı kişiliğiyle de öne çıkıyor...
--------------------------------------------------
ARTIK KAVUK YAKŞİ'DE

Tuluat oyuncusu ve tiyatro yöneticisi Kel Hasan Efendi Kavuğunu öğrencisi İsmail Dümbüllü'ye devretmişti. Dümbüllü de 1968 yılında bir dönem geleneksel tiyatro ile ilgilenen sinema sanatçısı Münir Özkul'a devretmişti. Özkul da Kavuk'u 1989 yılında Ferhan Şensoy'a devretmişti. Şensoy'da bu kavuğu 2016 yılında Rasim Öztekin'e devretti. Bu kavuğun kuşaklar boyunca devredilmesi Türk Tiyatrosunun 'Nirvanası' oldu.
Eskişehir'in önde gelen Karikatür Sanatçısı Yaşar Arda bu konuda kentin en kıdemli karikatüristi.
Arda kendi sosyal paylaşım hesabından yaptığı paylaşımda 'Eskişehirli çizerler olarak yaklaşık kırk yıla yaklaşan bir zaman da,arkadaşlarım, kardeşlerim Atilla Yakşi rahmetli Sevil Özgür, Sertaç Ürer, Furkan Tangüner, Serkan Demir, Yaşar Kemal Turan, Ömer Faruk Doğan, Mesut Ceylan, rahmetli İsmail Turan ve Ahmet Sofuoğlu ile birlikte elimizden geldiğince mizah ve karikatür adına bir şeyler yapmaya çalıştık. Bu süre zarfında yaş itibariyle en yaşlı üye olmam nedeniyle genel anlamda bütün kardeşlerim Eskişehir'de bizim karikatür grubunda karikatürün abisi olarak beni gördüler ve sağolsunlar saygı ve sevgilerini hiç eksik etmediler' dedi. Arda artık bayrağın Atilla Yakşi'ye geçmesi gerektiğini ifade ederek; 'İşin esprisi bu arkadaşlar kırk yıla yakın bi zaman bana nasıl tahammül ettiler? Ben bile beni bu kadar çekemezdim. Şaka bir yana artık bizim kırk yıla yakın birlikte olduğumuz grup adına Eskişehir'de karikatürün abisi artık Atilla Yakşi'dir' dedi. Arda bu paylaşımıyla bir bakıma kavuğu Yakşi'ye devretmiş oldu. Eskişehir Karikatürünün Abisi Yakşi'ye başarılar diliyorum...
-----------------------------------------
NOSTALJİ
KOKPİTTE GERÇEK BİR AĞA

Tarih: 1989. 30 yıl önce Türkiye'nin 'en renkli ve önde gelen işadamlarından' olan merhum Sakıp Sabancı Anadolu Üniversitesi'ni ziyaret ediyor. Üniversiteyi gezen Sakıp Sabancı, Sivil Havacılık Yüksekokulu Havaalanı'nda bir eğitim uçağına biniyor. Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen ile Sivil Havacılık Yüksekokulu'nun Kurucu Müdürü Prof. Dr. Fevzi Sürmeli'de Sabancı ile birlikte hatıra fotoğraf çektiriyor. Halk tarafından sevilen ve 'Sakıp Ağa' olarak da tanınan Sabancı 7 Nisan 1933 tarihinde, pamuk taciri Hacı Ömer Sabancı ve Sadıka Sabancı'nın ikinci çocuğu olarak Kayseri'nin Akçakaya köyünde doğdu. Küçük yaşta Adana'ya göç ettiler. Çocukluğunu Adana'da geçirdi. 1957 yılında teyzesinin kızı Türkan Sabancı ile evlendi. 1966 yılında, babasının vefatı üzerine, Sabancı Holding'in yönetim kurulu başkanlığına getirildi. Sakıp Sabancı, böbrek kanseri tedavisi gördüğü Amerikan Hastanesi'nde '10 Nisan 2004 tarihinde sabah 05:55 sularında' böbrek tümörünün karaciğere atlaması sebebiyle hayatını kaybetti. Dün Sabancı'nın 15'nci ölüm yıldönümüydü. 12 Nisan 2004 tarihinde Sabancı Center'da 'düzenlenen devlet töreninin ardından yaklaşık 100 bin kişinin katıldığı cenaze töreniyle Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verildi. 2004 yılında öldüğünde, Amerikan iş dergisi 'Forbes'in milyarderler listesinde 147. Sırayı' almıştı. Kurduğu fabrikalar ve yatırımlarla ülkemize büyük hizmetleri olan ve 100 binlerce insana ekmek veren Sabancı'ya Allah'tan rahmet diliyorum. Mekanı Cennet olsun. Türk Milleti onu asla unutmayacak...
-----------------------------
FIKRA
DELİL

Adam avukatına giderek dert yanmış: - Avukat bey, arkadaşıma 100 bin lira borç vermiştim. Borcunu inkar ediyor, ödemiyor. - Elinizde herhangi bir delil, şahit var mı? - Maalesef yok. - O zaman size borcu olana 500 bin lirayı ödemesini istediğiniz bir mektup yazıp hemen gönderin. - Ama bana sadece 100 bin lira borcu var. - İyi ya. O da size 'sana sadece 100 bin lira borcum vardı. 500 bin nereden çıktı?' diye yazacaktır. Aradığımız delil işte bu!