Toplumda engelli diye tabir edilen özel insanlarımızın bazıları, yakınları tarafından sosyal yaşamlarını devam ettirmek için engel olarak görülmektedir. Özel insanlarımızda çevredeki bir takım olumsuzluklardan da dolayı kendilerini toplumdan soyutlamakta, iç dünyalarında bir başına yaşamaya mahkûm olmaktadır. Evet mahkum, çünkü özgür kalması gerekirken mahkum edilip eve kapatılıyor yada kendisi kapanıyor..
Sosyal yaşamda var olmaya çalışan özel insanlarımız bir takım zorluklarla karşı karşıya geliyor. Laf başında hepimiz engelli adayıyız diye bağıran bir kısım insanlar, özel insanlarımızı görünce onlara acıyarak bakılıyorlar, Aslında farkında değiller ama asıl acınacak, utanılacak olanlar kendileridir.. Utanılacak o kadar konu varken, bakıp ta göremeyen sizler utanın!

Evet bende utanıyorum. Kimden mi?
Özel insan verimli olamaz mantığıyla bakıp işe almayanlardan! Üretmeyen, sürekli tüketen Asalak gibi yaşayanlardan! Kendi gibi olmayanları düşman gören, empati özürlülerinden! Hayatı boyunca okumayan, araştırmayan, sorgulamayanlardan! Kibir ve egoları yüzünden, doğru söyleyeni dokuz köyden kovanlardan! Milyonlarca işsiz özel insanlarımız varken, buna çözüm üretemeyenlerden! Barış karşıtı, savaş yanlısı Sevgi Engellilerinden! Çıkarları uğruna her yolu deneyen, Ahlak engellilerinden! Utanıyorum, utanıyorum.

Beytullah EROĞLU
1995 doğumlu, doğuştan iki kolu olmayan, kalça çıkığından dolayı da sol bacağı diğerine göre 12 santimetre kısa yüzücü.. Engelliler yüzme Şampiyonası'nda 50 metre kelebekte altın madalya kazanarak, Türkiye'ye yüzmede ilk kez Avrupa şampiyonluğu getirmesini takdir etmemek mümkün değil. Üstelik eşit Şartlarda da yarışmıyor 2 ayağı olan ayrıca kolunun bir kısmı olan, yüzerken kolundan da destek alan sporcularla yarışıyor. İstanbul üniversitesi BESYO'da öğrenim görüyor.
Beytullahı tanımam geç oldu, belki birçoğunuz tanımıyor, şişirilmiş medya böyle evlatlara, daha çok yer verseydi tanıyacaktık.
Mesela yayın akışı hayal ediyorum. Hafta sonu TV'yi açtım. Paparazzi programları, Bayrağımızı onurla dalgalandıran sporcuları veriyor. Sanatçıların kıyafetlerine yüz üzerinden kaç puan verildiğine değil, sporcuların hangi ülkede, hangi şartlarda, hangi dereceyi yapmış onu puanlandırıyor. Ya da Antrenörler, hangi şartlarda sporcu yetiştirip, maça götürmeye çalışıyor. Olumsuz şartlarda topluma faydalı bireyler yetiştirmeye çalışan Antrenörlere destek olup, çözüm üretiliyor. Modelim sensin değil, Antrenörüm sensin diyorlar.. Düşünmesi bile güzel.
Engellilerde Spor ve Organizasyonu dersi! Dersi aldığımız değerli hocamız, dersi daha kalıcı, daha aktif yapmak adına her hafta hangi branşı işleyecekse, o branşta, Bayrağımızı Uluslararası arena gururla dalgalandırmış özel kardeşlerimize yer veriyor.
Beytullah içeri ilk girdiğinde özel sporcu gibi değildi. İçeriye hayat dolu, neşeli, kendinden emin, tuttuğunu koparacak cinsinden, müthiş özgüvenli biri girdi. Amcasının, Ailesinin desteğini anlattı. Görünürde bütün uzuvları olan çocuklarına, senden bir şey olmaz deyip, çocuklarını beyinsel engelli yapan aileler geldi aklıma, Beytullah kadar şanslı değillerdi.
Anladım ki aile desteği çok önemli, üstelik Beytullah bütün işlerini ayağıyla yapıyor, kimseye ihtiyacı yok. Beynindeki engeli aşmış. Onun ayağıyla yazdığı mesajı ben elimle aynı hızda yazamıyorum. Ya da kolları olduğu halde onun kadar hızlı yüzemeyen sporcular var.
Bazen sporculara soruyorum, dün neden Antrenmana gitmedin. 'Canım istemedi' diyor. Beytullah günde çift Antrenman yapıyor. Demek oluyor ki küçük bir dokunuş yapılırsa, şans verilirse, toplumda sağlıklı gibi görünen fakat beynindeki engeli aşamayıp, hayatın ucundan tutunamayanlara, özel insanlarımız örnek olacak, yaşama döndürecektir. Onlardan utanmayın ki kendilerini ifade etsinler, kendilerine güvensinler, daha çok Beytullah Eroğlulara ihtiyacımız var..
'Engellerden yılmayın! Hayat yolunda ki engeller; aşılmak içindir, takılmak için değil.' La Edri