Eskiden,
Bir kişinin yaptığı basın açıklamasından ancak, ertesi gün gazeteden okuyunca haberdar olurdu insanlar…
Ama şimdi öyle değil…
Ya naklen izleyebiliyorsunuz
Ya da internet aracılığıyla ulaşıp, 10 dakika sonra bilgileniyorsunuz…
O nedenle bu yazıda AKP İl Başkanı Dündar Ünlü'nün dünkü basın açıklamasını konuşacağız…

***

Bir kere,
Dündar Ünlü'nün;
Eskişehir'e yapılması planlanan termik santrale karşı oluşan ve giderek artan tepkiyi ve karşı çıkışı 'şamata' olarak nitelendirmesi; kendi bileceği bir şey olsa da, duyunca; 'keşke üzerinde şamata yapılabilecek bir şey olsaydı…' diye düşündüm…
Zira,
Ara sıra şamata yapmak iyidir…
İnsanı rahatlatır…
Şöyle gerine gerine, yüksek sesle gülerek bir şeylerden söz etmek, esprilerle süsleyip güzel sohbetler etmek, Sayın Dündar Ünlü dahil herkese iyi gelir…
Yani demem o ki;
'Şamata yapmak asla kötü ve çirkin bir şey değildir…'
Ancak termik santralden söz ediyorsak,
Bu konu üzerinde şamata yapılabilir mi, çok emin değilim…

***

Ben Dündar Ünlü'nün basın açıklamasında en çok şunu merak ediyordum;
AKP İl Başkanı Dündar Ünlü;
'Eskişehir'e termik santral yapılması konusundaki görüşü nedir?'
Zannettim ki,
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in 31 Ekim Salı akşamı ES TV'de canlı yayında, neredeyse 1 saat boyunca üzerine konuştuğu termik santral konusunda net bir görüş açıklar…
Açıkladı mı?
Hayır…
'Şamatalar bir bitsin, ondan sonra genel bir değerlendirme yapacağız' demekle yetindi…
Yani,
'Atı alan Üsküdar'ı bir geçsin, ondan sonra konuşalım…' demek mi istedi?

***

Dündar Ünlü,
AKP İl Başkanı olarak partisini bağlayacak kesin bir görüş açıklamamayı seçmiş olabilir…
Peki, Dündar Ünlü,
Bir Eskişehirli olarak, bir baba olarak, muhtemelen ileriki yıllarda torun sahibi olacak, çocukları, torunları Eskişehir'de yaşayacak bir kişi olarak, termik santral yapılması konusunda ne düşünüyor?
Bunu çok merak ediyorum…

***

Şamata, tantana, gırgır…
Hepsi gelir geçer…
Ama Eskişehir kalır, biz Eskişehir'de kalırız…
Eğer kurulursa termik santral de kalır…

***

İşte o nedenle;
Şamataya, tantanaya, kuru gürültüye devam…