13 Mayıs 2014'te Soma'da meydana gelen ve 301 işçinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan büyük facianın bugün 3'üncü yıldönümü. Üzerinden 3 yıl geçmiş olmasına rağmen acıların tazeliğini koruduğu ve tartışmaların bitmediği emekçilerin hafızasından yıllarca çıkmayacak büyük bir facia bu. 'Evet' tartışmaları bitmiyor zaten bitmemesi de gerekiyor. Kazanın hemen ertesinde kazayı lanetleyen isyan eden tepki gösteren emek örgütlerine, demokratik kitle örgütlerine, sivil toplum örgütlerine karşı 'Bu kadar çabuk tepki verilir mi?, Sular durulsun elbet gereken yapılacaktır.' Kızan hatta onları düzen bozan hükümet düşmanı ilan edenler facianın üzerinden 3 yıl geçmiş olmasına rağmen hesap sorulmadığının ve bu tür kazaların bir daha yaşanmaması için hala gerekli önlemlerin alınmadığının farkındalar mı acaba? Şayet farkındalar ise şu anki düşüncelerini merak ediyorum? Hani gereken yapılacak, sorumlular bulunacak, hesap sorulacaktı? Tedbir alınacak, denetimler arttırılıp madenlerde çalışma koşulları iyileştilecekti? Ne oldu?
Kazanın hemen sonrasında da ifade etmiştim tekrar edeyim, kendisine çağdaş diyen hangi ülke olursa olsun böyle bir olaydan sonra gerek Çalışma Bakanı gerek Türk İş gibi örgütün başkanı asla yerlerinde oturamazlardı; oturtmazlardı. Ancak maalesef öyle bir ülkede yaşıyoruz ki bu tür mekanizmalar hayal noktasında adeta halka ne verirsen ver ne dersen de inanır gibi bir kanaat oluşmuş durumda. Yoksa bu büyük faciadan sonra Soma'da maden sahipleri kendi eksiklerini ve kusurlarını görmeden 'Ülkemiz PKK, DHKPC, FETÖ saldırısı altındadır. Bu örgütler Soma'yı da yapmışlardır' gibi akıllara zarar savunmalar yapabilirler; mahkemelerede bunu sunabilirler miydi? Ama yaptılar. Bizleri idare edenler de, idare edenlere destek atanlar da kafalarında her daim toplumun birçok kesiminin bu tür açıklamalara inanacaklarını biliyorlar, görüyorlar. İşte bu noktada toplumun dinamikleri ortaya çıkmalı toplum yaşadığı Soma gibi büyük bir travmadan sonra ders alıp bunlara tepki vermesini bilmelidir. FETÖ soruşturmalarında gördüğümüz gibi olaylar arasında neden sonuç ilişkisi kurulmadan her şey ortak bir düşmana bağlanmamalıdır. Bu ülkenin geleceği için bu doğru bir yaklaşım metodu olamaz. Kullanmaya devam ettiğimiz bu metod ülkemizin başına gelecek her belaya kapı açıp o belanın gerçek sorumlularını da bulmayacak bir hale sokar hepimizi. Üzgünüm ki gelişmelerde bu yönde ilerliyor. Toplumun düşünce yöntemi için ne yetkililer ne bizler çaba sarf etmekten çok uzağız. O nedenle de ne hesap soracak ne sorduracak takatimiz kalmamış gözüküyor! Ve işte bize bu yüzden 3'üncü yıldönümünde kolaylıkla dayatılıyor SOMA diye SORMA diye!...