Canım kızım dedi. Öptü öptü doyamadı. Sıkıca sarılıp bağrına bastı.
Çocuk minik yüreğiyle, sevilmenin verdiği hazla şımarmaya başladı.
Mutluydu, babasının kollarından sıçrayarak annenin kollarına atladı.
Anne irkildi. Baba, hayırdır hanım ne oldu dedi
Kadın, bir çığlık duydum sanki dedi.
Adam, 'Yok öyle bir şey sana öyle gelmiştir' diyerek konuşmalarına devam etti. 'Canım kızım, ömrüm yettiği sürece, sonsuza kadar arkandayım.'
Anne tedirgindi hala, kulağı sesteydi.
'Evet gerçekten bir ses geldi' diye tekrarladı. Kalktı, 'Lütfen gidelim, yardım edelim.'
Evlerinin arka tarafı ormanlık bir alandı. Adam 'Saçmalama otur oturduğun yerde' dedi.
KADIN Telefonu aldı eline, polisi arayacaktı. Adam, 'Bir çığlığa polis mi aranır hem ben duymadım' dedi.
Sonra sustu oturdu yerine kadın, sabaha kadar da uyuyamadı. İnşallah kötü bir şey olmamıştır diye dua etti. Olmamıştır zaten diye vicdanını rahatlattı. Kocasının sözlerini tekrarladı otur oturduğun yerde!

***

Sabah kalktı, kahvaltıyı hazırladı. Eşi ile birlikte bağı bahçeyi düzenledi, koyunlara baktı. Günlük rutin işlerden yorgun düştü,
Akşam evde, yemeklerini yediler. Kızı anne bak, bütün tabağımı bitirdim, ne alacaksın bana diye sordu, isteklerini sıralamaya başladı.
Çaylarını yudumlarken, TV'de, bulundukları mevki ile ilgili haberler geçti. Anne kızına, sus işareti yaptı.
Haberlerde, bulundukları ormanlık alanda, bir kadın cesedi bulunduğunu söylüyordu, tecavüz edilip, kulakları sağır edilmiş, dili kesilmiş, gözleri kör edilmiş bir halde..
Yüreğine ılık ılık bir şeyler aktığını hissetti, gözleri karıncalandı. Uzunca bir süre konuşamadı.
Kızına baktı bir süre, sonrasında, ağlamaya, adama haykırmaya başladı. 'Ya senin kızın olsaydı. Senin yüzünden' diye bağırdı. Uyumak ve unutmak istedi. Sonsuza kadar uyumak..

***
Keyifle balığımızı yerken, birden durgunlaştı, hayırdır abla dedim. Bu olayı, önceden anlattığını unutmuş olmalı ki yine anlattı. Hala pişmanlık duyuyordu. 'Keşke' dedi, 'Tek başıma çıksaydım, ormana. O günden sonrada hiçbir konuda duyarsız kalmadım.'

***
Son pişmanlık neye yarar, bir genç kızımız kaçırılıp, tecavüz edilip, işkence ile öldürülmüştü.
Bu kadar yardımsever, hoşgörülü bir milletken, ne ara bencil bir millet olduk? Şu her şeyi görmemizi engelleyen at gözlüklerimizi ne zaman çıkarıp kenara atacağız. En yakınımıza bir şey olduğunda mı?
Fakir gençlerimize spor yaptırırken, salondan çıkarıldıktan sonra, sorunu dile getirmek için, yetkililerimizden birinin sayfasını inceledim. Bir vatandaş nerdeyse, defalarca sayfada aynı sorunu yazmış, şaşırdım. Minicik bir maille onların arkasında, yıkılmaz kaleler olduğunu göstermek çok mu zor!
İnanın bu minicik detayla, mutlu ettiğiniz insandan çok kendiniz mutlu olacaksınız!
Duyarsızlık, kayıtsız kalmak insana özgü olmayan bir durumdur. İnsanlar TV programlarına, telefonlara, günlere, kahvehanelere, gösterdikleri ilginin çok az bir kısmını çevreye göstermiş olsa, toplum daha yaşanılabilir bir hale gelir. Çevreyi tanıma, değiştirme çabası içinde oldukça, insanlar güzelleşecek ve insanlaşacaktır.
Harekete geçmenin tam zamanıdır, artık üzerinizden atın ölü toprağını, bir yaşlının gönlünü almak, hiç tanımadığınız, hayata küsmüş bir insanı hayata yeniden döndürebilmek, bilinçlice kendi geleceğine sahip çıkmak, yaşamı değiştirmek biz insanların özelliğidir. Tabi kendinizi farklı bir sıfatla tanımlamıyorsanız!
Anlamlı bir hayat için, hep birlikte yaşamı anlamlandırmak adına sizleri hayata, yaşama katılmaya davet ediyorum. Sevgi ve saygı ile….