Eskişehirli Cafer Darı, üzerinde 'Mustafa Kemal'in Askerleriyiz' ve 'Atatürk'ün fotoğrafı' olan tişörtüyle TBMM'de CHP Grup Toplantısını izlemeye gitti. Ancak Meclis kapısında görev yapan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin görevli polis memurları 'Atatürk tişörtü yasak' diyerek onu içeri almadılar.

GÖZ YUMDUNUZ
Darı üzerindeki tişörtü çıkartarak ancak içeri girebildi. Yaşanan bu durum Türkiye'de artık 'Sözün bittiğini' gösteriyor. Okullarda andı kaldırdınız, statlarda Atatürk ismini çıkardınız. Büyük Önder'i ders müfredatlarından çıkarttınız, ona hakaret edenlere göz yumdunuz, oda yetmedi artık vatandaşın üzerindeki tişörtlerdeki Atatürk fotoğrafına bile mi tahammül edemiyorsunuz. Yoksa 'Maraş dondurmacısı kılıklı' sözde Tarihçinin duası gerçekleşti de zaman tersine mi döndü? Atatürk tişörtüne izin vermeyenler yarın vatan hainleri 'Şeyh Said', 'İskilipli atıf Hoca'nın tişörtleriyle gelenlere göz yumarsa; asla şaşırmam.

YAVAŞ YAVAŞ DEĞİŞİYORUZ
'Kurbağayı, içi sıcak su dolu bir kaba atarsanız. Kurbağa hemen sıçrayarak kendini kabın dışına atar. Canı yanmıştır çünkü. Oysa, kurbağayı soğuk su dolu bir kaba koyarsanız orada öylece kalır. Suyun ısısını yavaş yavaş artırırsanız, kurbağa bunu farketmez. Ve su kaynayana kadar, kurbağa çoktan ölmüş olur.' Toplumlarda kurbağanınkine benzer bir tepki verir. Ülkeyi yönetenler 'bir şeyi yavaş yavaş değiştirirse' toplumun büyük kesimi bunu farketmez. Türkiye'de son 15 yılda yavaş yavaş değişiklikler yaşanıyor. Ne yazık ki birileri bizleri yavaş yavaş bir yerlere sürüklüyor. Ne yazık ki; toplumun büyük bir kısmı hala bunun farkında değil. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ülkenin gelişim düzeyini yükseltmek için 'muasır medeniyetler seviyesini' işaret etmişti. Ne yazık ki bugün ülkeyi yönetenler ülkemizin 'batıya olan yönünü' Ortadoğu'ya döndürdü. Türk değil, 'Arap çocukları için' gözyaşı döken, Türk düşmanı 'Suud Kralları için' yas tutan, Fen ve Anadolu liseleriyle değil, 'İmam-hatiplerle övünen' Ortadoğu ülkesi haline döndük.



****
CHP'DE EMEĞE SAYGI
CHP İl Başkanlığı partinin tüzük kurultayı nedeniyle öneri ve görüşlerini sunan partililere 'Teşekkür Belgesi' verdi. Eski İl Başkanlarından Yunus Emre Karabulut'ta bu belgeyi alanlar arasında yer aldı. Karabulut aldığı belgeyi kendi sosyal paylaşım sitesinde paylaşarak; 'Geçtiğimiz günlerde tüzük kurultayı nedeniyle vermiş olduğumuz öneri ve görüşler nedeniyle ve diğer faaliyetlerimiz için çok da alışık olmadığımız bir yöntemle bana teşekkür belgesi göndermiş. İl yönetimine ve Başkana, beni bu teşekküre layık görmeleri nedeniyle çok teşekkür ediyorum. Parti arkadaşlığı ve dayanışma böyle olur diye düşünüyorum. Çalışmalara katılan ve katkı verenler her zaman teşvik edilmelidir' diye yorumda bulundu. CHP İl Başkanı Sinan Özkar ve Yönetim Kurulu öneri ve görüşleriyle tüzük kurultayına katkı verenlere yönelik bu ince davranışı gösterdikleri için kutluyorum.




****
MİNİKLERDEN DUYGULANDIRAN SERGİ​
Adnan Menderes Anaokulu'nun başarılı Müdürü Senem Tüfekçi telefonla aradı. 'Alaattin Park'ta çocuklarımızın yaptığı eserlerden oluşan çok güzel bir sergimiz var. Bu sergiden elde edilecek geliri Mehmetçik Vakfı'na vereceğiz. Sizi de aramızda görmek istiyoruz' dedi.

YETİŞMEYE ÇALIŞACAĞIM
Bu telefon konuşması beni ilk muhabirlik yaptığım yılları hatırlattı. O yıllarda kent merkezi, kenar mahalle ayırmadan okulların yaptığı tüm etkinlikleri üşenmeden takip ediyordum. Çünkü o yıllarda okullar şimdi ki gibi yaptıkları etkinliklerin fotoğrafını çektirip, bir bülten ile birlikte göndermiyordu. Yöneticilerin 'haberimiz basında çıksın'diye talepleri yoktu. Gazetedeki İstihbarat Şefim ve Yazıişleri Müdürüm de 'okul haberlerine git' diye beni zorlamıyordu. Ben severek, isteyerek gidiyordum. Etkinliği hazırlayan öğretmenler ve o etkinlikte rol alan öğrencilerin emeklerine saygı duyduğum için sabahta olsa, akşamda olsa davet edildiğim her okula gittim. Bu sayede o yıllarda çalıştığım gazete okul ve eğitim haberleriyle diğer rakipleriyle arasında fark yarattı. Yönetici olduktan sonra yoğunluktan artık eskisi gibi bu etkinliklere gidemiyorum. Gelen davetlerin büyük çoğunluğuna, ''Fotoğraf çekin, gönderin. Ben yayınlarım. Yoğunluk olmazsa muhabir gönderirim' diyordum. Ve öyle de yapıyordum. Ancak bu konuda artık 'tembellik yapmaktan' vazgeçmem gerektiğini düşündüm. Artık vakit buldukça bu tür etkinliklere yetişmeye çalışacağım. Eskişehir eğitimini yönetenler artık beni daha çok etkinliklerde görebilecek...

ONLARI KUTLUYORUM
Alaattin Park'ta düzenlenen etkinlikte çocukların yaptığı birbirinden güzel eserleri çok beğendim. Bu serginin gelirinin de Mehmetçik Vakfı'na gidecek olması da oldukça duygulandırdı. Okul Müdürü Senem Tüfekçi serginin açılış konuşmasında; 'Proje ile bir taraftan okulumuzda yapacağımız eğitsel etkinliklerle hem öğrencilerimize hem de proje paydaşımız Rusya ekibine geleneksel Türk kültürünü yansıtan bez bebekleri tanıtacak, diğer taraftan da Rus kültürünün önemli simgelerinden matruşkaları daha yakından tanıyacaktık. Değişik materyaller kullanarak, hayal gücümüzün de yardımıyla birçok bez bebek yaptık. Biz onların matruşkalarını geleneksel Türk motifleri ile süslerken onlar da bizim bez bebeklerimizi kendi çalışmaları ile harmanladı'dedi. Bu konuda Rusya ile işbirliği yapılmasını önemsiyorum. Bizim çocuklar matruşkaları öğrenirken, Ruslarda bez bebeklerle Türk Kültürünü tanıyacak. Başta ekip lideri Senem Tüfekçi olmak üzere, sergide emeği olan öğretmen ve öğrencileri kutluyorum. Adnan Menderes Anaokulu'nun başarılı çalışmalarının artarak devam edeceğine inanıyorum...



****
FIKRA
VERDİKÇE VERİYOR

Adamın birine sayısaldan büyük ikramiye çıkıyor. Karısına bile söylemiyor. Sabaha karşı ikramiyeyi almak için Ankara'ya yola çıkıyor. Tam Elmadağ'a gelmişken bir telefon. Arayan kayınbiraderi
-Nerdesin enişte?
-Dışarıdayım hayırdır.
-Çabuk eve gel
- Ne oldu? Çok mu acil?
- Hemen gel ablam
- Yoksa hasta mı?
- Yok sizlere ömür.
Telefonu kapattıktan sonra adam koltuğa yaslanıp demiş ki 'Ey güzel Allah'ım, verdikçe veriyor, verdikçe veriyor.'
****
FOTO ŞAKA

CHP Mersin Milletvekili Fikri Sağlar:
Ahmet Bey, Yılmaz Hoca bırakırsa, ben Eskişehir Büyükşehir adayı olayım.

Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç: Fikri Bey, zaten Yılmaz Hoca bırakmıyor, bir de siz çıkmayın ortaya.

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer: Ahmet Başkanım sen daha dur! Yılmaz Hoca 'bırakıyorum' desin ortaya ne Kurt'lar ne Çakmak'lar çıkar.