Kentimizin 'lokasyon olarak kalbi neresidir?' diye bir anket yapılsa, herhalde 'Köprübaşı bölgesi' çıkar.

HASTANE OLARAK BAĞIŞLANDI
Bu lokasyon da neler yok ki? Orduevi, İl Sağlık Müdürlüğü, Büyükşehir Belediyesi Konukevi, çok sayıda kamu ve özel bankalar vs. Bilindiği gibi 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası Sağlık Bakanlığına devrolan 'Askeri hastaneye İl Sağlık Müdürlüğü apar-topar' taşındı. Mevcut binayı da İl Sağlık Müdürlüğü Ek Hizmet binası yaptı. Peki bu eski İl Sağlık Müdürlüğüne İl Sağlık Yönetimi ne kadar hakim? Orada neler olup bittiğinden haberdar mı? Pek sanmıyorum. Öncelikle şuradan başlamak isterim. Bu bina 'bir hayırsever tarafından hastane olarak hizmet etmesi niyetiyle' bağışlanmış. Zaman içerisinde yetersiz kalmış ve 'sağlık tesisi dışında kullanılamayacağı için İl Sağlık Müdürlüğüne' dönüşmüş. Yani 'hayırseverin niyeti insanların tedavi olması ve kendisinin de onların duasından' istifade etmesi. Bu kadar basit. Fakat öyle kararlar var ki, 'insanların karşılıksız ve beklentisiz hayır yapmasına' tövbe ettirirsiniz. Çünkü maksadın sürekli değiştiği bir ülkede yaşıyoruz.

BİRİLERİ ZENGİNLEŞMEMELİ
Eski İl Sağlık Müdürlüğünün bahçesinde bir çay bahçesi var. Burası 'Spor kulübü adı altında' çalıştırılıyor. Peki bu işin başında kim var. Salih Koca'nın parti yönetiminde çok etkili olduğu yıllarda AK Parti İl Başkan Yardımcılığı yapmış birisi var. Bu kişi Salih Koca'ya en yakın isimlerden birisiydi. Buraya kadar herşey normal diyelim. Sayın İl Sağlık Müdürü Doç.Dr. Uğur Bilge'nin burasıyla ilgili yanıtlamasını istediğim çok soru var. Bu çay bahçesi, Sağlıkspor'a mali destek sağlamak maksadıyla kurulmuş. Spor dediğin sağlıklı olur. Buradan 'elde edilen gelirle amatör spora destek verilmesine' kimse karşı çıkmaz. Ancak 'Sağlıkspor adını kullanarak', buradan birileri zengileşmemeli.
YANIT BEKLEYEN SORULAR
Sayın Bilge; bir hayırsever tarafından 'hastane olarak hizmet edilmesi için bağışlanan bu alanın' sağlık bir şekilde işletilip, işletilmediğini, 'birilerine, bir cemaate yakın dernek ve vakıflarına rant kapısı olup olmadığını öğrenmek adına' aşağıda şu soruları yanıtlar mısınız?
1. Buradan 2018 ve 2019 yıllarında Sağlıkspor'a ne kadarlık bir mali destek verildi?
2. Eski AK Parti İl Başkan Yardımcısının burada pozisyonu nedir? Bordrolu bir çalışan mıdır? Yoksa Allah rızası için mi bu işi yapıyor?
3. Bu tesiste kaç kişi çalışıyor. Alınacak elemanları kim tespit ediyor? Tesisin herhangi bir borcu var mı?
4. Yönetim Kurulu Kimlerden oluşuyor ve hiç denetleniyor mu?
5. Şayet kar etmiyor yada yeterli gelir sağlamıyorsa ihale etmeyi düşünüyor musunuz?
6. Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerin kantinlerinin kira gelirleriyle lokasyon olarak çok daha avantajlı bir yerde olan bu yerin gelirlerini kıyasladınız mı? Hastaneler bu kantinlerden çok büyük gelir elde ediyor. Şehrin en cazibeli yerinde olan Sağlık Çay Bahçesi bunlardan az gelir etmemesi gerekir. Özellikle insanların 'yaz aylarında koca bahçede oturacak yer bulamadığını ve burasının halk deyimiyle para bastığını' herkes bilir.
7. Spor Kulübü ile dernek arasında ne fark vardır? Burası dernek statüsünde mi yoksa başka birşey mi?
8. Türkiye de hiçbir İlde İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde aynı modelde bir işletme var mı? Bunun mucidi kimdir?
9. Bu tesisin herhangi bir cemaat ile bağlantısı var mı?
10. Çay, şeker, gazoz, maden suyu gibi müşterilere sunulan ürünler bir cemaate yakınlığı ile bilinen marketin üzerinden mi alınıyor? Eğer alınıyorsa; neden buna gerek duyuluyor?
----------------------------------------------------------

EĞİTİMCİLERİN ÇİLESİ ARTIK BİTMELİ

Milli Eğitim Bakanlığı'nın Atama Yönetmeliği yüzünden 'çok sayıda öğretmen 8-10-15 yıldır kırsal ilçe ve köylerde' görev yapıyor.

DEFALARCA YAZDIM
Çok istemelerine rağmen bir türlü kent merkezine gelemiyor. Özellikle kadın eğitimciler merkezde boş kadro olmadığı için 'eş durumundan bile' gelemiyorlar. Bundan dolayı aileler parçalanıyor. Erkek bir yerde, kadın bir yerde yaşamak zorunda kalıyorlar. Sistemin çarpıklığı yüzünden '2-3 yıllık öğretmenler dışarıdan kent merkezindeki okullara gelirken', kırsaldaki eğitimciler 'en ücra kırsal köylerde' görev yapmak zorunda kalıyor. Bu konuyla ilgili defalarca yazı yazarak, kırsaldaki eğitimcilerin çilesinin artık bitmesi gerektiğini ifade ettim. Eğitim-Sen Şube Başkanı Faik Alkan bu konuyla ilgili bir elektronik posta gönderdi. Alkan; 'Yıllardır ailelerinden ayrı bırakılan, aile bütünlüğü parçalanan eğitim emekçilerinin mağduriyeti giderilmelidir. Özür grubu tayinlerinde il ve ilçe emri uygulanmalıdır' dedi.

EMPATİ KURUN
Alkan konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı; '2-7 Ocak 2020 tarihleri arasında birinci aşama başvuruları gerçekleştirilen Yarıyıl Özür Grubu Yer Değiştirmelerinde ikinci aşama yani tercih başvuruları başlamıştır. Tercih başvuruları 16 Ocak 2020 itibarıyla tamamlanacak ve 17 Ocak 2020 günü tayinler yapılacaktır. Eskişehir de tercih başvurularının açılmasıyla birlikte özürleri nedeniyle gitmek istedikleri ilçelerde hiç bir eğitim kurumunun kendilerine açılmadığına dair sendikamıza çok sayıda eğitim çalışanı şikayette bulunmuştur. Bize ulaşan arkadaşlarımız her birinin ayrı bir hikayesi var. 15 yıldır Seyitgazi'ye giden, Sivrihisar'da ayrı ev tutan, Mihalıçcık'ta beş gün kalıp da hafta sonu hasta çocuğunu ancak görebilen liste uzayıp gitmekte. Üstelik bu arkadaşların hizmet puanları çok yüksek fakat okul açılmadığı için işe yaramıyor. Mağduriyetleri giderilmeyen bu eğitim emekçilerinden mecburi hizmeti bitenler de var. Eğitim emekçilerinin sorununu görmezden gelen Milli Eğitim Bakanlığı ve il bürokratlarına buradan soruyoruz: Adalet ve şeffaflık adına empati kurun siz aynı durumda aynı şartlarda olsanız hukuk talep etmez miydiniz? Görüştüğümüz İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri Eskişehir'de norm fazlalığını ileri sürmektedirler. İlimizde norm fazlalığının gerçek nedeni eğitim emekçilerinden kaynaklanmadığı bilinen bir gerçektir. Acil olarak talabimiz: En kısa zamanda hizmet puanı üzerinden sıra uygulamasına geçilmelidir. İlçelerde vedakarca çalışan arkadaşların önü açılmalıdır. Ayrıca İl- ilçe emri uygulamasına geçilmelidir.'
------------------------------------------------------

ŞİDDETE KARŞI KARDAN KADIN

Yaşar Arda kentimizin yetiştirdiği önemli karikatüristlerinden birisidir. Bir mizah ustası olan Arda on yıl önce Seyitgazi Cevizli Köyü'nde yaptığı Kardan Kadın fotoğraflarını gönderdi. Arda fotoğraflarla birlikte şu mesajıda gönderdi; 'Ayhan merhaba. Herkes kardan adam yapıyor. Ben on yıl önce kardan kadın yapmıştım. Bence bunu kadınlar yapmalı. Kadına şiddete karşı bence cinsiyetçi kardan adam yerine kardan kadın yapılmalı. Yanına kardan eş ve kardan çocuklar. Nasıl olsa malzeme bol. Her yer kar. On yıl önce Seyitgazi de Cevizli köyünde yapmıştım bunu. Selam ve sevgilerimle.' Arda ile geçtiğimiz yıllarda yaptığım sohbette bana şunları söylemişti; 'Karikatür adam tipleri yerine karikatür kadın tipleri kullanmak gerekir bazen. Ancak espri de olsa bir gerçektir ki kadınlar genelde güzel olduklari için karikatürlerini çizmek zordur. Erkeklerde durum farklı. Bıyık,kaş, kulak oldugunca abartılır. Biz erkeklerin karikatürü kolay çizilir. O zaman kadınları biraz abartılı ama güzel çizmek gerekir. Zaten kadınların hepsi güzeldir.' Evet kadınların karikatürlerini çizmek zordur. En iyi kadın karikatürlerini merhum Pertev Ertün çizerdi. Yaşar Arda en zorunu yaparak, kardan kadın yapmış.

-------------------------------------------
FIKRA
SARIŞIN BEKLEMEDE

Futbol kafilesini taşıyan otobüs kaza yapar. Bunu duyan sarışın kocasının durumunu öğrenmek
için hastaneye koşar ve salonda beklemeğe başlar. Biraz sonra salona giren doktor diğer bir futbolcu eşine giderek: - Hanımefendi maalesef kocanızı kurtaramadık, öldü.
Sarışın doktora sitemle: - Ama Doktor Bey! ben o hanımdan daha önce gelmiştim.