Bu başlığı daha önce de atmıştım…
Aşağı Ilıca Barajı'nın başına gelenlerle ilgili bir yazıda…
Şimdi su meselesi yine gündemde…
Üstelik bu sefer, diğerinden daha önemli ve büyük bir tehlike kapıda…
Porsuk Barajı, hızla irtifa kaybediyor…
Yani su seviyesi azalıyor…
Geçtiğimiz kış mevsiminde yeterince kar yağmaması,
Baharda yağışların düzensiz olması gibi gerekçeler öne sürülebilirse de,
Asıl neden başka…
Asıl neden, Polatlı'daki tarlalar için 'protokol dışı' verilen su miktarının her geçen gün artması…

***

Dün,
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ve Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt Eskişehirli gazeteciler ile Porsuk Barajı'nı yerinde görmeye gittiler…
Ben de aralarındaydım ve Porsuk Barajı'nın halini gözlerimizle gördük…
Yılmaz Büyükerşen'in açıklamalarına göre,
DSİ ile Eskişehir Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı protokolde
Barajdaki su miktarı 320 milyon metreküpün altına düştüğünde,
Sulama amaçlı verilen suda kısıtlama yapılması gerekiyor…
Buna karşın,
Şu anda baraj gölündeki su miktarı 252 milyon metreküpe inmiş olmasına karşın,
Polatlı ve civarındaki tarlaların sulanması için verilen su miktarı günbegün artıyor…
Barajdaki doluluk oranı,
Yüzde 52 seviyesinde…
Yani şu aşamada kırmızı alarm verecek bir noktada değil…
Ancak barajda toplanan su, hoyratça kullanılıyor ve tehlike burada…
DSİ protokole uymuyor…
Su kontrollü olarak verilmiyor…
Ankara'ya yapılan baskı yüzünden barajın tüm kapakları sonuna kadar açılmış durumda…
Bu hoyratlık, Porsuk Barajı'ndaki su seviyesinin giderek düşmesi, sonucunda da Eskişehir'in susuz kalması gibi bir tehlikeyi doğuracaktır…

***

Diğer bir tehlike de şu;
Su seviyesi azaldıkça, yıllar içinde baraj gölünün dibine çökelen kimyasal ve benzeri birikintilere yakın yerden su alınması gerekiyor…
Yani çeşmelerden kullandığımız suyun kalitesi düşecek…
Bunun gerçekleşmemesi için de ESKİ'nin daha fazla maliyetle arıtma yapması gerekecek…

***

Su hayattır…
Suyun olmadığı yerde hayat olmaz…
Temizlik için, sağlık için, hayat için…
Hava kadar, güneş kadar önemli…
AKP'li, CHP'li, MHP'li, İYİ Partili milletvekillerinin tümü, bu işi hiç hafife almadan ve birlikte bu işin çözümü için gerekeni yapmalılar…
Yoksa bir sabah, çeşmeyi açtığımızda su sesi yerine tıslama sesi duyacağız…