Bu yıl ülkemizin hemen her yanı gibi Eskişehir de yüksek miktarda yağış almıştır. Üretim yılı olarak kabul ettiğimiz 2014 Ekim- 2015 Haziran arasında, meteorolojik verilere göre 450 mm den fazla yağış almış durumdayız. Bu yağış Eskişehir için ender görülebilecek bir miktardır. Bir de Eylül'de alınan, tohum yatağı hazırlığı ve çimlenme-çıkış için çok yararlı ve yine çok nadir görülebilecek bir miktar olan 82,8 mm lik yağışla birlikte 533 mm yi geçen yağışın yardımıyla verimler genel olarak yüksek olarak gerçekleşmiştir. Verimin yüksekliği sevindirirken, buğdaylarda da arpalarda da kalite özelliklerinin düşük olması sonucu ürün fiyatları arzu edilen düzeylere çıkamamıştır. Bundan önceki yazılarımda bunların nedenlerinden, alınabilecek önlemlerden bahsetmiştim. Hem toprak için hem de bitki için yapılması mutlak şart olan temel işlemleri, yapılacak uygulamalar için seçimlerin, miktarların, zamanlamaların önemini, bunları doğru yapanların sağlayacakları faydaları, yapmayanların kayıplarını sık sık belirtmiştim.

Üzerinde çok durduğum bir konu da üreticilerin komşudan, bayiden, zahireciden, çarşıda-pazarda, kahvede veya yolculukta karşılaştığı birinden, Toprak Mahsulleri Ofisine veya Ticaret Borsasına ürün satmaya geldiğinde kuyrukta beklerken sohbet ettiği başka bir üreticiden veya nakliyeciden ya da ekinini biçtirdiği bir biçerciden duyduğu ile hareket etmesinin neden olduğu yanlışlıklar ve zararlardır. Bu hasat döneminde üreticilerle yaptığım görüşmelerde bu alışkanlığın hala kabul edilemez bir boyutta devam ettiğini duymaktan büyük bir üzüntü duydum. İl genelinde üretilen çeşit sayısının 70 den fazla olduğunu bilmekteyiz. Bu çeşitler içinde ilimizin çok yıllık iklim koşullarına uyamayacak özellikte olanlar, yüksek yağışlı bölgeler için geliştirilmiş olup, Eskişehir'de sulu alanlarda üretilebilecek olan fakat bu yıl kıraç alanlarda susuz koşullarda üretilmiş olanlar, esasen kuru şartlar için geliştirilmiş fakat sulu üretim yapılabilen alanlara ekilmiş olanlar bulunmaktadır. Bu yıl alınan yüksek verimlerin esas olarak olağanüstü yağış miktarından geldiğini idrak edemeyip bunu bu yıl ektiği esasen yanlış seçim yaptığı çeşide bağlayanların sayısı şaşırtıcı derecede yüksektir . Sulanmadığında çok düşük verim alınabilecek, hele bir de kurak bir ilkbahar geçirilirse neredeyse tamamı yanıp-kavrulacak çeşitlerin tohumları peşine düşen üreticileri, ilgili her kurum, kuruluş, danışman, uzman kim varsa elbirliği ile ve süratle uyarmalıyız. Bazı pazarlamacı üreticiler kendi ürettikleri çeşitlerin verim gücünü, çok iyi bakarak ne kadar temiz bir ürün kaldırmakta olduklarını ballandırarak anlatırken bunun doğru olup, olmadığını bilmeden onlarla tohum alış-verişi için irtibat kuranları da bilgilendirip, bu alışkanlıklarından vazgeçirmeye uğraşmalıyız.

Diğer önemli bir konu da, taban gübresi ile çim (üst) gübresinin işlevlerinin diğer bir deyişle bunların neden ve farklı zamanlarda atıldığını tam anlayamadığı için kendince değişik karışımlar yapan hem boşu boşuna para harcayan, hem zannettiği yararı göremeyen hem de toprağına hatta ürününe zarar verip bunun farkında olmayan üreticilerin varlığıdır. Bu durumu istismar eden kendisi de üretici olan fakat aynı zamanda çeşitli gübre ve bitki düzenleyicilerinin ticaretini yapan, ancak kendisini tanımayana bunu söylemeden girdi tavsiyesi yapanlar da olmaktadır. Bu konuda da üreticilerin sık sık uyarılması gerekmektedir. İlde ve ilçede yer alan bütün Ziraat Odası ilgilileri bu konuda en büyük sorumluluk sizindir.