Daha öncede ilkbahar başında tahıllarda görülen sarılıklar konusunda bazı açıklamalarda bulunmuştum. Ancak başta arpalarda olmak üzere bu yılda da görülen sararmalar üreticilerimizin bir kısmında endişeye yol açtığı için bu konuya yine değinme gereği hissettim. Hangi bitki yetiştirilirse yetiştirilsin, sağlıklı olduklarındaki gibi görünmüyorlarsa yani yemyeşil olmaları gerekirken tümden veya kısmen sararmışlarsa ya da bazı yaprakları hatta sadece yaprak uçları sarı bir renk almış veya kurumaya başlamışsa bitkilerin sağlığında bir sıkıntı var demektir. Bu durum, bazen iklim koşullarının, bazen bitkilerin yetiştirilmekte olduğu toprağın, bazen ikisinin birden etkisiyle görülebildiği gibi, erken gelişme dönemlerinde ortaya çıkan hastalıklardan, hatta gübre uygulamalarının hatalı yapılmasından da ileri gelebilmektedir.
Bitkiler ilkbaharda kardeşlenme-sapa kalkma devresindeyken, gündüz -gece sıcaklık farkları fazla olursa bitkilerde üşüme nedenli sararma görülebildiği gibi, hava serin ve kapalı gidiyor ve güneş yeterince görülmüyorsa bitkilerde sararmalar olmaktadır. Üreticilerimizin çoğunun tarlalarında gördükleri sararmaların nedeni budur. Hava sıcaklığı artıp, güneşli günler çoğaldığında bu sarılıklar kaybolacaktır. Bazı yerlerde üst gübreleme dediğimiz azotlu gübre uygulamalarının çok erken, daha bitkiler uyanmadan yapılması sonucu azotun bir kısmı yıkanarak aşağıya doğru inmekte, bitkiler uyandığında kökleri civarında yeterli azot bulamadıklarından kökler uzayıp, aşağılara inmiş azota ulaşana kadar bu sarılık devam edebilmektedir. Bunun giderilmesi için 1-2 kg saf azot karşılığı, azotlu bir gübre uygulaması yapılmalıdır. Ancak ister arpada, ister buğdayda olsun kök ve sap çürüklüğü hastalığı görülüyorsa, azotun biraz fazla kaçırılması hastalığı körükleyeceğinden buna da dikkat edilmelidir.
Toprağın suya doygun olduğu yerlerde, sarılıklar gitsin diye tarlalara su vermekten de kaçınılmalıdır. Orta Anadolu Bölgesinde kışlık ekilen arpa yaprakları üzerinde baklava dilimine benzeyen görünüşte lekeler oluşturan ve güneşli, sıcak havalarla birlikte ilerlemesi duran bir yaprak hastalığı da sararmalara neden olabilmektedir fakat bu hastalığın fazla zararı olmamaktadır. Buna karşılık, sarı cücelik virüs hastalığının etkisiyle sararan bitkiler tane tutamazlar. Serin ve yağışlı hava koşulları Nisan ayı boyunca sürerse, tohumdan bulaşan, yapraklarda çeşitli şekillerde sararmalar meydana getiren bazı hastalıklar yaygınlaşabilir ve verim kaybı oluşabilir. Sarı pas hastalığı için de uygun olan bu tür iklim koşullarında tarlaların dikkatle izlenmesi gerekecektir.
Tarlasına girebilenler yabancı ot ilaçlamasına başlamışlardır, ancak henüz ot ilacı yapamayanların bitkileri sapa (kamışa, oka) kalkma dönemine girmişse, kardeşlenme döneminde atılması gereken ilaçlar değil, sapa kalkma dönemindeki bitkiler için kullanılabilen ilaçlar tercih edilmelidir, aksi halde sararma, yanma ve ölmeler görülebilecektir. Ekin kurdu görülen yerlerde, geldikleri anızlar veya anlar önüne pullukla yapılacak derin bir çizi, bazı yerlerde bir traktör izi geçişleri zorlaştıracaktır. Üstten ilaç uygulaması tohum ilaçlamasına göre daha az etkili olsa da zarar büyümeden durdurmak veya azaltmak bakımından başvurulacak bir yoldur.
Bitkiler sapa kalkma dönemini geçtiklerinde zabrus zararı bitecektir. Ortaya çıkan anormalliklerin yaygınlık derecesi, nedenleri ve yapabileceği verim kaybı oranları hakkında tahmin yapmak için erkendir. Havanın 17-20 sıcaklık derecelerine ulaşarak bir süre böyle gitmesi bitkilerde hızlı büyümeyi sağlayacak ve olası yaprak , kök ve sap hastalıklarını durdurucu etki yapabilecektir.