Tatil anlayışı bir tercih meselesi;
Yaşa, zamana, ihtiyaca ve çevredeki örneklere göre şekillenen bir tercih…
Kentimiz insanının Marmara Denizi'nin soğuk sularıyla başlayan, yıllar içinde Ege ve Akdeniz sahillerine açılan tatil anlayışı, yurt dışına kadar taştı günümüzde.
Deniz ile başlayıp kültür, tarih, doğa ve yöresel gezilerle çeşitlendi zaman içinde.
İnsanımız kendine en uygun olanı seçmeye başladı,
Geniş 'tatil bohçası'ndan.

***

Tekerlekli bavullara günlük benliklerimizi de doldurup götürdüğümüz,
Apoleti yıldızlarla dolu, saate bağımlı, mekan metrekaresi ile kısıtlı, betonlaşmış 'her şey dahil otel'lerde, karnımızı ve egomuzu doyurmaktan başka bir şey olmadığını anlayıp da sıkılmaya başlayınca;
Bir sırt çantasıyla başımızı alıp gitme, canımızın istediği yerde konaklama arzusu kabarmaya başlar gönlümüzde.
Gönül ister, ister de;
Acaba altmışı çoktan devirmiş bu beden ve bedeni taşıyan bacaklar izin verir mi böyle bir tatile?
Vermez elbet!

***

Birkaç sene önce,
Geniş tatil olanaklarına sahip ülke turizm yelpazesinin bir teleğinde, istek ve arayışımıza cevap verebilecek bir yöre vardır mutlaka diyerek düştük yola,
'Ortalama tercih'imizi karşılayacak huzur dolu bir tatil yöresi mıknatıs gibi çekti bizi kendine:
'Çıralı'
Antalya Kemer'den yaklaşık 28 km uzaklıkta, virajlı bir yolla ulaşılan; sakinliği ve doğallığı bozulmamış yeşil bir vadi içinde;
Portakal ağaçlarının arasına serpiştirilmiş, çevresi zakkumlarla süslü bungalovlardan oluşan, oda-kahvaltı hizmet veren onlarca pansiyondan birinde, -sahilden içerilerde bir yerde- keseye uygun bir mekanda keşfettim arzuladığım huzur dolu tatili.

***

Güvenlik endişesi duymadan torunlarımın çığlıklarla koşuşmalarını izledim; kalkış, yatış, yemek, yüzme saatlerini kendime göre 'özgürce' belirledim.
Caretta Caretta yumurta kafeslerinin arasından geçip beyaz çakıllarla kaplı, -hafta sonları dışında- sadece bana aitmiş hissini veren sahile yerleştirdim şemsiyemi;
Çıralı'nın berrak sularında temizledim biriken stresimi.
Yakınlardaki Faselis ve Adrasan sahillerinde çeşitlendirdim günlerimi. Olimpos'ta korsan oldum gezerken; Likya Yolu'nda, Yanartaş'ta mitolojik bir kahraman. Pansiyonun verdiği bisikletlerle yöreyi turlayan gençleri izledim özenerek.
Ulupınar'ın şelalelerle donanmış 'su dünyası' lokantalarındaki rakı-balık keyfi,
'Bonus'uydu yörenin.

***

Maharetli, elleriyle donattığı kahvaltılarda kendimi sultan gibi hissettiren, sipariş üzere hazırladığı akşam yemeklerine lezzet olarak gönlünün sıcaklığını da ekleyen,
Bizi aile büyüklerinden biriymişiz gibi, iki yıldır özenle misafir eden,
'Canario Pansiyon' işletmecisi,
Dünya güzelleri 'Nurten ve Barış Elmas' çiftinin sıcak ve samimi ilgilerine olan teşekkürlerimi,
Yazmasam olmazdı!

***

Üstüne eklediğim birkaç günlük Bodrum günlerinde,
Büyük şehirlerden gelen insanların,
Kent kalabalığını ve trafik keşmekeşini Bodrum'a taşıdıklarını görünce, anında özledim huzur dolu Çıralı günlerimi.
Bekle beni Çıralı;
Yine geleceğim!