Roma sokaklarına çıktığında, onu hiç kimseler görmeden takip eden bir adam olurmuş…
Çünkü,
Sezar sokaklarda gezerken, Romalılar ona o kadar çok iyi, güzel ve abartılı şeyler söylerlermiş ki,
Arkasında, onunla birlikte gezen adam, zaman zaman gelip Sezar'ın kulağına eğilir ve şunu söylermiş…
'Yüce Sezar, siz söylenenlere çok kulak asmayın, siz de onlar gibi bir insansınız…'
***
Dalkavukluk, böyle bir şey olsa gerek…
Beğenmenin, takdir etmenin, inanmanın, peşinden gitmenin, ideallerini paylaşmanın, üzerinde, ötesinde ve dışında…
Başka bir şey…
Nitelik, yücelik, maharet ve yetenek konusunda atfedilecek şeylerde sınır tanımamak…
Belli ölçülerde kabul edilebilir ancak her zaman tartışılmaya açık,
Limitleri, sınırları ve ölçüleri belirli,
Gerektiğinde durdurmaya ya da vazgeçirmeye hazır,
Anlamı ve gerekliliği açık bir şekilde savunulabilir,
Çoğunluğun sonucundan fayda sağlayacağı konularda ısrarlı…
Bunlar,
Bir önderi ya da lideri savunmakta, korumakta, birlikte yol arkadaşlığı yapmakta gerekli koşullardır…
Kimi zaman da,
Ölçüsüz ve gereksiz bir bağlılık, bu ilişkiyi yaratıyor olabilir…
***
Ancak ve ancak…
Bu bağlılık ve yakınlık,
Gerekliliğini, amacını ve hedefini aşacak bir hal alırsa,
Bırakın,
Karşısındakileri yani muhalifleri;
Kendisi gibi düşünenleri bile şaşkına çevirecek yerlere giderse,
İşte o zaman bunun adı, başka bir şey olur…
Dalkavukluk olur, şarlatanlık olur, maymunluk olur…
Yapılan iş, söylenen söz de, yarar getirmek yerine, karşıdaki muhalifler için kullanacakları çok iyi bir silah olur…
***
AKP MYKY üyesi Ayhan Oğan'ın, bir televizyon kanalında söylediği, '15 Temmuz günü yeni bir devlet kurduk. Kabul etseniz de, etmeseniz de kurduk. Bu devletin kurucusu da Recep Tayyip Erdoğan'dır' şeklindeki sözleri;
Makamı, mevkisi, görevi, düşüncesi, hedefi ne olursa olsun, yani, kim söylerse söylesin, öncelikle Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na göre suçtur…
Diğer taraftan,
Taammüden yani anlık bir şaşkınlıkla değil, önceden planlanarak, hesaplanarak söylenmiş bir sözdür…
Dahası,
Böyle bir sözün alt yapısını oluşturan gelişmelerin, yani 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ve 16 Nisan 2017 referandumunun belli bir amaç uğruna kurgulandığı, o hedefe yönelik planlandığı gibi, zaten var olan bir algının pekişmesini sağlamaktan başka bir işe yaramaz…
***
Bu lafı eden Ayhan Oğan'ın mesleği nedir, neden anlar, neden anlamaz bilmiyorum…
Ama benim bildiğim;
Eğer bir devlet kuruyorsanız,
Ya da kurmaya yelteniyorsanız;
Öncekinin yıkılmış olması gerekir…
Yani;
Mustafa Kemal Atatürk'ün 29 Ekim 1923'te kurduğu ve ilkeleri ile hedeflerini çok açık bir şekilde belirlediği Türkiye Cumhuriyeti yıkılmadan yerine bir başka devletin kurulması ya da bunun ima edilmesi akıl dışıdır…
Açık bir şekilde cehalet ve ihanet söylemidir…
***
Atatürk'ün kurduğu ve bizlerin yani tüm Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının, korumak için ant içtiğimiz bu devlet yıkılmadan yenisi kurulabilir mi?
Böyle bir iddiada bulunmak,
Nasıl bir yurttaşlık bilinci,
Nasıl bir vatanseverlik,
Nasıl bir akıl işidir?
Elbette eksikler vardır, yanlışlar vardır, uygulamada geri kalınmış, herkese ulaştırılamamış hak ve özgürlükler vardır…
Bunları düzeltmek ve düzenlemek;
Hepimizin ortak görevidir…
Ancak,
Bu ülkedeki herhangi bir kişi çıkar ve 'biz yeni devlet kuruyoruz, ister beğenin ister beğenmeyin' tarzında bir abukluk sergiliyorsa,
Buna, 'hayır' diyecek insanlar da çıkar bu ülkede…
En korkulacak, en olmaması gereken ve en tehlikeli durum da budur…
Var olan her şey,
Kendi mevcudiyetini yok sayan ya da kaldırmaya yeltenen girişimlere gerekli cevabı verir…
Var olmanın ve var olmaya devam etmenin gereği ve ilk koşulu budur…
***
Bu tür çıkışların ve söylemlerin,
Herkesten çok AKP'yi ve yandaşlarını rahatsız ediyor olduğunu da görmek gerekiyor…
Zira,
Onlar da,
Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve onun organlarının sağladığı olanaklarla iktidara geldiler…
Kendilerini iktidara getiren ve orada tutan yapıyı, ortadan kaldırmaya kalkışmak ya da böyle bir algı yaratacak şeyler söylemek, herkesten çok onları rahatsız etmelidir…
Edip etmediğini bilmiyorum…
Etmiyor olsa bile,
Bu lafın gereksizliği ve yanlışlığı onlar tarafından da kabul ediliyor olmalı…
Öyle ise,
Birileri de çıkıp bu rahatsızlığı ve yanlış olduğunu açıkça itiraf etmesi gerekiyor…
***
Çok şükür ki...
Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti,
Tüm unsurlarıyla birlikte dimdik ayaktadır…
Ve dimdik ayakta kalmaya devam edecektir…
Her yeni gün, öncekinden
Daha iyi,
Daha güzel,
Daha yaşanılır olacaktır…
Olması için bu ülkenin halkı gerekeni yapacaktır…
Gelin,
Yanlışları, haksızlıkları, eksiklikleri elbirliğiyle düzeltelim…
Buna hiç kimsenin itirazı olmaz…
Yok zaten…
