Görünüm'de dün kaleme aldığım 'Sakallı-Ünlü-Doğan' başlıklı yazımda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 31 Mart 2019'da yapılacak yerel seçimler için 'yalnızca iki kişinin milletvekilliğinden istifa edebileceğini' açıklamasıyla Harun Karacan ile Nabi Avcı'nın Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olma şanslarının çok zayıf olduğunu belirtmiştim. Erdoğan'ın açıklamasından sonra parti kulislerinde 'Büyükşehir'de Burhan Sakallı, Odunpazarı'nda Volkan Doğan, Tepebaşı'nda da Dündar Ünlü ile yarışa çıkılacağı' görüşünün hakim olduğunu ifade ettim. Yazımı 'Bu üç isminde 'halk nezdinde karşılığı' var. Üçü de bulundukları görevlerdeki başarılarıyla takdir görüyor. AK Parti bu üç isimler yarışa çıkması halinde 'iddialı olacaklarını' düşünüyorum' diye sonlandırdım. AK Partili dostlarımızdan dün bu yazımla ilgili çok telefon aldım. Büyük çoğunluğu tespitlerimde haklı olduğumu söylerken, bazı AK Partili dostlarımız Tepebaşı'nda Hasan Tuç'un da adaylık şansının fazla olduğunu belirtti. Bu konuda beni arayan AK Partili okurlarım; 'Hasan Tuç, 2001 yılında partimizin Eskişehir'deki kurucu merkez ilçe başkanı. Birilerinin 'bu parti başarılı olamaz' diye AK Parti'ye soğuk baktığı bir dönemde Kurucu İl Başkanı Osman Yüksel ile birlikte elini taşın altına soktu. Aslında 2004 yılında Tepebaşı Belediye Başkan adaylığı onun hakkıydı. Ancak bazı kişiler tarafından engellendi. AK Parti Tepebaşı'nda başarılı olmak istiyorsa AK Partili olmayan kitleden de oy alması gerekir. Sosyal yönü ve insanlarla iletişimi güçlü olan Hasan Tuç, merkez sağ ve Ülkücü kesimden oy alır' diye görüş belirttiler.


KARLUK AİLESİNİN ÖDÜL MUTLULUĞU

Prof. Dr. Rıdvan Karluk ile Eskişehir'in başarılı Göz doktorlarından Sena Karluk'un kızları Sühan Antalya Susesi Otel'de gerçekleştirilen Uluslararası Periodontoloji Kongresi'nde yaptığı araştırma sunumuyla 1'incilik Ödülünü kazandı. Anne Sena Karluk kızının bu başarısını kendi sosyal medya hesabından paylaştı. Sena Hanım paylaşımında şu ifadeleri kullandı; 'Sevgili Kızım Sühan, Uluslararası Periodontoloji Kongresi'nde yaptığı araştırma sunumuyla 1'incilik Ödülünü kazandı. Çok mutlu ve gururluyum. Kendisini kutluyor, başarılarının devamını diliyorum.' Bu başarısından dolayı Sühan'ı kutluyorum. 'Allah bahtını açık etsin' diyorum...


----------------------------------------------------------------------

BÜYÜK BEDELLER ÖDEDİ

Hakkı Er ilimizde uzun yıllar öğretmenlik ve okul müdürlüğü yapmış bir isimdir. Lise de okurken benim İşletme Bilgisi dersime girdi. Gerçekten 'insan olarak saygı duyduğum' bir isimdi. Örnek alınacak bir eğitimciydi. AK Parti iktidara geldiğinde 'sosyal demokrat görüşlü' olduğu için 'büyük bedeller' ödedi. Öğretmevi Müdürlüğü yaptığı sırada hakkında 'sudan bahanelerle soruşturma' açıldı. Ben onun 'parayla-turayla' işinin olmadığını bildiğim için yapılan haksızlıklarla ilgili 'Başarıya Soruşturma' haberini yapmıştım. Benim haberim sayesinde dönemin İl Milli Eğitim Müdürünün 'Onun kellesini alın' diye baskı yaptığı müfettişler, onun görevden alınmasını teklif etmedi. Bu sefer görev yeri değiştirildi. Ahmet Hamdi Bayraktar İlkokulu'na Müdür yapıldı. Sonra buradan da alınarak, Seyitgazi Cevizli Köyü'ne gönderildi. Er mahkemeyi kazanıp, tekrar eski okuluna döndü. Bu sefer 'yöneticilik görevi üstünden' alınarak, Atatürk Ortaokulu'na öğretmen olarak gönderildi. Haksızlıklara karşı 'uzun yıllar mücadele eden' Hakkı Er emekli olmak zorunda kaldı. 'İlkeli ve dik duruşu olan' emekli eğitimci Hakkı Er CHP'den Tepebaşı Belediye Meclis Üyeliğine aday adayı oldu. Lisede benim öğretmenliğimi de yapan Hakkı Hoca'nın 'aday yapılması halinde' Belediye Meclis Üyeliğini 'başarıyla yapacağına' inanıyorum. CHP'li olduğu için büyük bedeller ödeyen, sürgünlere gönderilen Hakkı Er'e Meclis Üyeliği yakışır...

--------------------------------------------------------------------------------
MİNİK TİYATROCULAR GURURUMUZ OLDU

Akşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 2. Ulusal İlkokullararası Nasreddin Hoca Fıkra Canlandırma Yarışması'nda Şehit Piyade Astsubay Çavuş Soner Özübek İlkokulu Türkiye Birincisi oldu. Önce İç Anadolu Bölge Birincisi olan 'Dilek Şekerleri' rumuzu ile yarışmaya katılan öğrenciler 'Timur'un Filleri Fıkrasını' başarıyla sahneledi. Sınıf öğretmeni Dilek Emir tarafından hazırlanan senaryo, müzik, kostüm ve dekor büyük beğeni topladı. Okul Müdürü Mustafa Yavuz, etkinlikte öğrencilerin paha biçilemez kazanımlar elde ettiğini söyledi. Şehit Piyade Astsubay Çavuş Soner Özübek İlkokulu zaten yıllardar akademik başarıda Eskişehir'in en başarılı eğitim kurumlarının başında geliyor. Aynı başarının sanatsal faaliyetlerde de sürmesini önemsiyorum. Yarışmada Eskişehir'i başarıyla temsil eden öğrencileri ve öğretmenlerini kutluyorum.

--------------------------------------------------------------------------------------
ÖN YARGILARDA BULUNMAMALI

Öğretmen, hikaye anlatmaya başlar. Gemi, denizin ortasında aniden batmaya başlar. Gemideki bir çift cankurtaran botuna yaklaşırken sadece bir kişilik yer kaldığını görür. O an adam, karısını geride bırakır ve bota atlar.

AYNI ŞEYİ SÖYLEMİŞTİ

Batmak üzere olan gemideki kadın eşine bakar ve son cümlesi şu olur. Öğretmen bir an durur ve öğrencilerine, 'Sizce kadın, kocasına ne demiş olabilir?' diye sorar. Öğrencilerinin çoğu: 'Senden nefret ediyorum. Nankör herif!' demiştir diye cevap verir. Öğretmen, köşede sessizce oturan bir çocuk görür ve aynı soruyu ona da sorar. Çocuk, 'Öğretmenim bence 'Çocuğumuza iyi bak demiştir'' diye cevap verir. Öğretmen şaşırarak çocuğa sorar, 'Daha önce bu hikayeyi duymuş muydun?' Çocuk kafasını sallar ve 'Hayır ama annem babam vefat etmeden önce aynı şeyi söylemişti' der. Öğretmen suratında üzgün bir ifadeyle, 'Cevabın doğru' der.

YÜZEYSEL BAKILMAMALI

Gemi batar, adam evine gider ve kız çocuğunu tek başına yetiştirir. Yıllar sonra çocuk vefat eden babasının günlüğünü bulur. Meğerse, çift gemi seyahatine çıktıklarında kadına ölümcül hastalık teşhisi konmuş. O kritik anda, baba ölmek üzere olan eşi yerine kendini bota atmış. Baba günlüğünde, 'Denizin dibine beraber batmayı o kadar isterdim ki… Ama çocuğumuz için, tek başına denize batmanı izlemek zorunda kaldım' yazmış. Hikaye biter ve sınıf sus pus olur. Öğretmen, çocukların hikayeden gereken dersi çıkardıklarını düşünür. İyiyle kötüyü ayırmanın, aralarındaki ince çizginin ne kadar kafa karıştırıcı olduğunu anladıklarını düşünür. Bu nedenle, olaylara yüzeysel olarak bakmamalı ve ön yargılarda bulunmamalıyız.

İLK ÖZÜR DİLEYEN

Hesap geldiğinde hesabı ödeyen bir arkadaş, zorunlu hissettiği için değil arkadaşlığa paradan daha çok önem verdiği için bunu yapar. İş hayatında sürekli inisiyatif alanlar bunu aptal oldukları için değil sorumluluğun ne demek olduğunu bildiklerinden yaparlar. Tartışma sonrasında ilk özür dileyen kişi bunu suçlu olduğu için değil etrafındakilere değer verdiği için yapar. Size sürekli mesaj atan birisi, yapacak başka bir şeyi olmadığından değil, size önem verdiğinden bunu yapar. Bir gün hepimiz sevdiklerimizden bir şekilde ayrılacağız. Sohbetlerimizi ve beraber kurduğumuz hayalleri özleyeceğiz. Bir gün çocuklarımız eskilerden bir fotoğraf görecek ve 'Bunlar kim?' diye soracaklar. İçimiz kan ağlayarak 'Bunlar, hayatımın en güzel günlerini geçirdiğim insanlar' diye yanıt vereceğiz.

-----------------------------------------
FIKRA
LOTO

Adam karısına sormuş:

'Karıcığım lotoda para kazansam ne yapardın?'

Karısı sırıtmış: 'Ne olacak? Paranın yarısını alır, terk ederdim seni…'

Adam gülmüş: 'Ne şanslı karısın be! Loto'da 3 tutturmuştum, 10 Lira kazandım. Al şu 5 papeli, hadi sana güle güle…'