Yıl 1939…
İspanya…
Ülkede iç savaş sona ermişti..
Demokratik Cumhuriyetçiler yenilmiş, general Francisco Franco'nun önderliğindeki milliyetçiler iktidara gelmişti..
Ordu, kilise ve sermayenin desteğini alan Franco ülkede insan avı başlatmıştı..
İlk hedef devrimcilerdi..
Tutuklananlar en ağır işkencelerden geçiyordu..
Konuşmayanlar asılıyordu..
Bir haziran sabahıydı..
18 yaşındaki tarım işçisi Carlos biraz sonra asılacaktı..
Kilisenin atadığı işbirlikçi bir papaz Carlos'un hücresine girdi..
'Evladım, adettir' dedi, 'Son bir isteğin var mı?.. Dua ister misin?'
Carlos papaza acıyarak baktı..
Papaz gözlerini kaçırdı..
Carlos önce bir güldü..
Sonra tükürdü..
..Ve bağırdı.
'Gracias A La Vida!'

Dört yıl öncesi..
1935…
Arjantin…
Tucuman'ın yoksul mahallerinde bir kız çocuğu geldi dünyaya..
Annesi Fransız, babası Kızılderili idi..
15 yaşında ailesinden gizli ses yarışmasına girdi...
Birinci oldu…
Organizatörler sesinden öyle etkilendiler ki, opera sanatçısı olmasını istediler…
Reddetti…
'Zenginlerin şarkıcısı olmam' dedi…
Sesi çıkmayanların sesi oldu…
Kısa sürede ünlendi…
Yoksulluğun, sömürünün, direnişin şarkılarını söyledi…
Askeri darbelere karşı çıktı…
Küba devrimine destek verdi…
Latin Amerika'nın annesi oldu.
O, Mercedes Sosa oldu…

*Yıl 1971 idi.
Mercedes Sosa Şilili şair Violeta Parla'nın şiirlerine beste yapıyordu…
Özellikle bir tanesinden çok etkilendi…
Şiirin adı 'Teşekkürler Hayat'tı…
Dizeleri şöyleydi…
'Teşekkürler hayat, verdiğin her şey için..
Hayatın sesi ve kelimelerim,
düşüncelerim, sözlerim..
Annem, dostlarım, kardeşim ve parlayan güneş
ve aşkın izleri için..
Teşekkürler hayat, verdiğin her şey için;
Duyduğum tüm sesler; gece, gündüz,
ağustos böcekleri, kanaryalar, çekiçler, motorlar, köpek bağırışları, rüzgar
ve yarin sakin fısıltıları için..
Teşekkürler hayat, verdiğin her şey için;
Caddelerinde, göl kıyılarında, dağlarında
ovalarında, leb-i deryada yahut suya hasret çöllerinde
ve evlerinde yorulan adımlarım için..
Teşekkürler hayat, her şey için..
Yıkıntılardan kendimi yeniden yaratabildiğim
ve yeniden hayata sunabildiğim için
kahkahalarım, göz yaşlarım
ve bu şarkı için..
Her şey için teşekkürler.'

*. *. *

Mercedes Sosa bu şiiri müthiş bir beste ile yorumladı…
Şarkı kısa sürede tüm dünyaya yayıldı…
On yıllarca yoksulların, tutsakların, devrimcilerin şarkısı oldu…
Eylemlerde, direnişlerde slogan oldu…
Kariyeri boyunca 40 albüm yapan Mercedes Sosa'yı dünyaya tanıtan şarkı 'Teşekkürler Hayat' oldu.

*. *. *

'Teşekkürler Hayat' İspanyolca 'Gracias A La Vida' demekti..
1939 yılında İspanyol devrimci Carlos'un asılmadan önce söylediği son sözlerdi…
Mercedes Sosa bu şarkıyı Carlos'un anısına bestelemişti...
Şeh Bedrettin'in bir sözü vardır...
'Hayatı ve dünyayı kendi küçük dünyaları ile sınırlı tutanlar bizi anlamazlar'
Mercedes Sosa'nın sesi gibi, yüreği gibi dünyası da büyüktü…

Sosyal medyada Sedat Kaya tarafından derlenen bu bilgiyi ben de bugün sizlerle paylaşmak istedim... Evet tüm olumsuzluklara ve her şeye rağmen bu tür hikayeleri okuyunca daha yüksek sesle söylemek icap ediyor sanırım.... Teşekkürler hayat.