Sevgili okular; maalesef Müslüman kesimde yanlış bir takıntı var. Geçen gün umreden dönen bir arkadaşımızı ziyarete gittik. Arkadaşımızın ilk sözü, 'Ben Türkiye'de hiçbir yere gitmem. İlk fırsatta yine Arabistan'a giderim' oldu.

Ben de o zaman Peygamberimizin bir hadisini kendisine hatırlatarak, İslam'ın bu konuda ne dediğini izaha çalıştım.

Tabii ki her Müslüman salığı ve maddi imkanı elverdiği taktirde mutlaka Hacca gitmeli, eğer hacca imkan bulamıyorsa umreye gitmeli. Bu yer Müslüman'ın kabul etmesi gereken bir konu ve gayet açık.

Ancak işin başka yönüne gelince, Hz. Muhammed AS. buyuruyor ki; 'Geziniz ki sıhhat bulasınız.'Buradaki inceliği herkesin iyi anlaması lazım. Şu güzel yurdumuzda o kadar çok gezilecek, ibret alınacak, yüce Yaradan'ın bahşettiği o kadar güzellikler var ki. Yabancılar bile kalkıp binlerce kilometre öteden yurdumuzu ziyarete geliyorlar. Buradaki Müslüman'da gözünü kapatmış, ben falanca yerden başkasını tanımam diye ayak diretiyor.

Şu güzel vatanımızda ibret alınacak öyle çok doğa harikası var ki. Bakınca orada Allah'ın güç ve kudretini görmemek mümkün değil. Bir bakıyorsunuz kilometrelerce yüksekten Allah şifalı sular vermiş, dağın başı, etekleri veya arası şifalı su kaynıyor. Hemen bitişiğinde buz gibi su, yan tarafı 40 derece sıcak su. Bunun gibi gerek denizlerimiz, gerek sıcak sularımız gerekse doğal güzellikler ecdadımızın bize bıraktığı eşsiz eserler. İşte hem Türkiye'de doğacaksınız hem burada para kazanacaksın hem de bunlara şahit olmayıp sadece Arabistan özlemiyle yanacaksın. Bu iş akıllı bir Müslüman'ın düşüncesi olmasa gerek.

Hac ve umreyi hiçbir zaman bir turizm işiyle kıyaslamak mümkün değil. Oralara gitmek hali vakti yerinde Müslüman için farz ise yurt içindeki güzellikleri seyredip, vatanımızın değerini yerinde görüp ona sahip çıkmak da her Türk vatandaşına hemen hemen farzdır.

Biz son zamanlarda tatil ve turizm deyince sadece deniz, kum, güneş anlıyoruz. Aslında yaşlı – genç herkesin gidip görmesi gereken daha nice dağlar, ormanlar ve turizm beldeleri var. Farklı olarak da birçok hastalığa iyi gelen şifalı sulara sahibiz.

Kafamızı kuma gömüp sadece belli bir kesime odaklanmak hem zihnimizi açmaz hem de diğer güzelliklerden nasibimizi alamayız.

Şu hikaye ile de yazıyı noktalayalım.

Bir zamanlar gemi yolculuğuna çıkan bir hoca efendi kaptana yanaşıp 'Kaptan sen İslam'ın tüm şartlarını biliyor musun?'demiş.

Kaptan da 'Hayır hocam tamamını bilmiyorum' demiş.

Hoca efendi sakalını sıvazlayarak 'Eyvah desene ki ömrünün yarısı gitti' demiş.

Biraz ilerledikten sonra gemi su almaya başlamış herkes panik içinde kaptan Hoca Efendi'ye 'Hocam sen yüzme biliyor musun?' diye sormuş.

Hoca, 'Bilmiyorum' diye cevaplamış.

Kaptan da 'Eyvah hocam gitti senin ömrünün tamamı' demiş.

Elinde imkanı olduğu halde kendi güzelliklerimizi görmeyen insanların ne kadar yaşasa da ömrünün tamamı gitmiş demektir. Gezelim – görelim mutluluk duyalım. Hayatımız renklensin. Hayatın tadını ancak o zaman anlarız. Yoksa af buyurun sütçü beygirinden farkımız kalmaz.