TEOG sonuçları açıklandı. Her okulda üç beş tane, her ilde-ilçede 20 - 30 tane tüm soruları tam yapan Türkiye birincisi öğrencilerimiz var. Hep birlikte tüm soruları yapan çocuklarımızla övünüyor, gururlanıyoruz.
Eğitim sisteminden ve okullarımızın yetiştirdiği öğrencilerden yakınırken bir anda binlerce birinci çıkarmanın gururunu yaşıyoruz. Eskiden Türkiye genelinde bir iki tane birinci çıkardı. Şimdi neredeyse her okuldan birinciler çıkıyor.
Bu kadar birinci çıkınca da başta MEB yetkilileri olmak üzere il ve ilçe milli eğitim müdürleri ve okul müdürleri başarının hazzını yaşayarak kendilerini tatmin ediyor. Birinci sayısındaki artışın en önemli nedeni soruların zorluk derecesinin azaltılması yani kolaylaştırılması olabilir. Soruların zorluk derecesi azaltılınca yapılan sınav ayırt etme özelliğini kaybediyor.
TEOG Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemidir. Bu sistem doğrultusunda, 8. sınıfta okuyan öğrenciler biri ilk dönem, biri ikinci dönem olmak üzere iki kez ortak sınava girerler. Sınav; Türkçe, matematik, fen bilimleri, T.C. inkılap tarihi ve Atatürkçülük, din kültürü ve ahlak bilgisi ile yabancı dil derslerinden yapılır. Sınav soruları çoktan seçmeli testlerden oluşur.
Çoktan seçmeli sorular öğrencilerin üst düzey becerilerini ölçmek için yeterli değildir. Sınav soruları incelendiğinde genellikle kitap bilgilerinin ölçüldüğü söylenebilir. Dolayısıyla TEOG sınavı, derslerde öğrenilenlerin günlük yaşamda nerede ve nasıl kullanılacağını ölçmüyor.
Türkçe, matematik, fen bilimleri vb. derslerde öğrendiklerini çocuklarımız günlük yaşamlarının neresinde ve nasıl kullanacaklar? kullanabilecekler mi? TEOG bunlarla ilgilenmiyor.
Türkiye birincisi olan binlerce öğrenciye bir başka sınav yapsak. Bu sınavda günlük yaşam becerilerine ne kadar sahip? Düşünce becerilerine ne kadar sahip? Temel yaşam becerilerine ne kadar sahip? Ölçebilsek. Acaba nasıl bir sonuçla karşılaşırız. Aynı sınavı TEOG'da çok gerilerde olan öğrencilere yapsak acaba onlarda ne tür bir sonuçla karşılaşırız?
TEOG Sınavında binlerce Türkiye birincimiz var. Ama Türkiye'nin de katıldığı uluslararası yapılan tüm sınavlarda hep son sıralarda yer alıyoruz. Bu da çok büyük bir çelişki olsa gerek.
Türkiye' nin geleceği TEOG ve benzeri yarışmacı sistemlerde değildir.
TEOG ve benzeri sistemlerle, okulda öğrendiği bilgiyi nerede nasıl kullanacağını bilmeyen, öğrendiği bilgiyi anlamlandırarak yeni bilgi üretemeyen, ürettiği bilgiyi yenilikçiliğe ve üretime dönüştüremeyen bir nesil yetiştiriyoruz.
Türkiye'nin yarışmacı eğitim sistemi çocukların içindeki cevheri ve potansiyeli ortaya çıkaramıyor. Yaratıcılığını, yenilikçiliğini, düşünme becerilerini geliştirme ve kullanmaya fırsat vermiyor. Sonuç olarak Türkiye' nin geleceği TEOG ve benzeri yarışmacı sistemlerde değildir.
Türkiye'nin geleceği özgürlükçü, çoğulcu ve bilimsel eğitim sistemlerindedir. Eğitim sistemi, risk esaslı düşünme tarzını, stratejik yönetim anlayışını ve süreç yönetimi yaklaşımını esas almalıdır.
Öğrenciler, akademik bilgiyi edinme ve geliştirme sürecinde araştırma, gözlem, deney, problem çözme vb. becerilerini kullanmalıdır. Okullar, öğrencilere derslerde ve okulda öğrendiklerini günlük hayatta kullanmaları için rehberlik yapabilmelidir. Öğrencilere kendi öğrenme tarzlarını geliştirme ve özgünleştirme fırsatı verebilmelidir; doğru bilgiye ulaşma, bilgi edinme, edindiği bilgiyi kullanma, yeni bilgi üretme ve ürettiği bilgiyi paylaşma becerilerini kazandırabilmelidir.