Müziğin duygularımız üzerinde olağanüstü etkisi vardır. Dinlerken değişik duygular yaşarız. Fakat türkülerimiz başkadır.
Türkülerimizde Anadolu insanının saflığı, samimiyeti, özlemi, tarihi, gelenekleri, duyguları, yaşanmışlıkları vardır. Herhangi bir şöhret kaygısı olmadan yazılmıştır ve sıcacık yüreğimize akar.
Kendi kültürümüzün ilmek ilmek dokunuşunu hissederiz.
Türkülerimizin çoğu yaşanmıştır. Türkü dinlerken, yaşanmışlıkları aklıma gelir duygulanırım. Türkünün içine girer yaşarım. Bazen türkülere sarılasım gelir.
İşte o türkülerden bazıları;
Zahide kurbanım nolacak halim.
Gene bir laf duydum kırıldı belim.
Gelenden gidenden haber sorarım.
Zahide'm bu hafta oluyor gelin.

Türkülerin birçoğunun yaşanmışlıklarını bilirim fakat Zahide'm türküsünü babam seviyor, defalarca bıkmadan usanmadan dinliyor diye araştırmıştım. Babam Arap Mustafa gibi fakirde değilmiş ama geçmişte Zahide'si var mıydı bilemem. Tek bildiğim annemi çok sevmesi, gözünden bile sakınması.

Hikayesi; Arap Mustafa zengin bir adamın yanına çalışmaya çiftçi olarak gitmiştir. Ağanın yeni yetişen kızı Zahide'ye gönlünü kaptırmış. Fakir ve kimsesiz olduğundan bu sırrını bir türlü söyleyememiştir. 20'sinde askere giden Mustafa'nın aklı, deliler gibi Zahide'de kalmış. Köydeki dostlarına mektuplar göndererek Zahide'den haber almaya çalışmış. Günün birinde Zahide'nin başka biriyle evlendirildiğini ve düğünününse bir hafta sonra olacağını duyunca, bu insanın içine dokunan mısraları yazıyor.
Zahide de kendisini Mecnun gibi seven Mustafa'nın aşkını öğrenince, ona şiir yazıyor.
Zahide'm türküsünü ilk büyük usta Neşet Ertaş'ın plaklarında dinledim. O plakları ve gramofonu hala saklarım.

***

Bir tarihte genç bir erkek genç bir kıza aşık olur. Tabi kız da bu gence aşık olur. Birbirlerine sevdaları çok büyüktür. Fakat genç kızla genç adamı ayırmak isteyenler olur.
Kız artık o kadar sevda acısı çeker ve derk ki;
Ordu'nun dereleri
Aksa yukarı aksa
Vermem seni ellere
Ordu üstüme kalksa

Derenin ters akması doğal kanuna aykırı olacağından bu aykırılık olsa da senden vazgeçmeyeceğim ve tüm ordu üstüme gelse yine seni seveceğim anlamı vardır.
Tabi kız ile erkeği ayırmak için erkeğe kız hakkında yalan yanlış şeyler söylenmektedir. Bu sebeple kız;
Oy Mehmedim Mehmedim
Sana küstüm demedim
Beni sana geçmişler.
Vallahi ben demedim.
Ordu şivesine göre geçmek, şikayet etmek anlamındadır.

***

Muhsin Akarsu'nun sevdiği kıza sitem eden türküsü;
ey sevdiğim sana şikayetim var
ne sevdiğin belli ne sevmediğin
ben de bir insanım bir de canım var
ne sevdiğin belli ne sevmediğin
hainsin oy zalimsin oy nedeyim oy
eski günler hayalimden gitmiyor
dün dediğin bugünkünü tutmuyor
yiğidim ya sana gücüm yetmiyor


***
Anadolu'nun kalbinden kopup gelen nağmeler ekmek gibi su gibi, yaşatmamız gereken nimetlerimizdir. Onlara sahip çıkalım.
***

Ben bu makaleyi yazarken, türkülerimizi ve değerlerimizi yaşatan, Büyükşehir Belediyesi'nin Türk Halk Müziği korosunun konseri var.
Değerli kardeşim Canan Hanım da Büyükşehir Belediyesi'nin Türk Halk Müziği Korosu'nda, değerlerimizi yaşatan isimlerden.
Yanında olamadığım için üzgünüm canım kardeşim, birbirinden güzel türkülerinizi dinleyemeyeceğim için de ayrıca üzgünüm.
Çok başarılı bir konser olacağından eminim. Çünkü pikniğe bile sazıyla sözüyle geliyorlar, dinlemekten çok zevk alıyorum.
Bir yerde başarı varsa, oraya dokunmuş iyi bir eğitimci vardır.
Mütevazi duruşu ve türkülerimizle harman ettiği ekibiyle, Üstad Ali Erdoğdu Hocamızı da tebrik ediyorum. Emeğinize, yüreğinize sağlık Sayın Hocam.