1966 yapımı 'İyi, Kötü ve Çirkin' Spagetti Western filmini hepimiz hatırlarız. Filmin düello sahnelerindeki film müziği televizyonlarda devamlı kullanılıyor.

İYİ, KÖTÜ'YÜ ÖLDÜRÜR

Filmde 'İyi' karakterini Clint Eastwood oynamıştı. 'Kötü' karakterini ise Lee Van Cleef canlandırmıştı. Filmin 'Çirkin'i ise Eli Wallach'dı. Filmin finalinde bu üçlü mezarlığın ortasında düello yapar. Hakimiyetin sürekli el değiştirdiği mücadelede mezarlığın ortasında yapılan üçlü bir düello kazananı belirleyecektir. 'İyi' altınların saklı olduğu mezarın ismini taşa yazar ve düello başlar. Düelloda ilk silahı 'Çirkin' çeker.

Ancak silahındaki kurşunlar daha önce 'İyi' tarafından alınmıştır. Silahı ateş almaz. 'Kötü' silahını çekmek ister. Ancak içlerinden en hızlısı olan 'İyi' 'Kötü'yü vurarak öldürür.

KİRLİ OYUNLARI BOZACAK

Ülkenin şu andaki hali bu üçlü düelloya benziyor. İyi'yi Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) oynuyor. Peki 'Çirkin', 'Kötü' kim? Bence bu düelloda 'Çirkin' yok. İki kötü daha var. Bunlar 'IŞİD' ve 'PKK/YPG' dir. Bu üçlüden hiç kimse birbirine dost değildir. Hepsi birbirini öldürmek istiyor. Filmde olduğu gibi bu düelloda 'İyi' yani TSK kazanacaktır.

Ülke insanımızı etnik ve dinsel açıdan bölmeye çalışanlar, Türkiye'yi kan gölüne çevirmek isteyenler kaybedecektir. Türk Silahlı Kuvvetleri, IŞİD, PKK ve onların uzantılarının ülkemiz üzerindeki kirli oyunlarını bozacaktır.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------

DÜN SAVUNDUKLARINA BUGÜN 'TERÖRİST' DİYORLAR

AKP'ye yakınlığı ile tanınan Yeni Şafak Gazetesi'nin 27 Haziran 2014 tarihinde yayınladığı bir haber beni çileden çıkarmıştı. 'Bu IŞİD Sevgisi Nereden Geliyor?' başlıklı makaleyle Yenişafak'ın bu haberini eleştirmiştim. Aynı gazetenin dünkü manşetini görünce, nedense bir yıl önceki yazım aklıma geldi.

KİMİN YANINDALAR?

Gazetenin muhabiri Çetiner Çetin'in 27 Haziran 2014 tarihli Musul ve Kerkük'ten bildirdiği haber insanın kanını donduracak cinsten. 'Maliki'yi Kurtarmak' başlıklı haberde; 'IŞİD'in Irak'ta petrol bölgelerini işgal etmesi ve rafine merkezi Beyci ile ülkenin dört büyük doğalgaz merkezini ele geçirmesi Maliki'nin dostlarını panikletti. Tahran, Tel Aviv, Şam, Londra, Washington petrol için birleşti. ABD, Bağdat'a yeniden asker gönderdi. İran, Devrim muhafızları ve 70 ton askeri malzemeyi Irak'a nakletti. İsrail ve Ürdün'de teyakkuzda' deniliyor. AKP'nin yayın organı olarak tanınan bu gazete aklı başında insanların zekalarını hafife alan söz konusu haberiyle kimin yanında olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

PES DOĞRUSU(!)

Aynı haberin içerisinde 'Suriye'den Irak'ta IŞİD'e Operasyon' adlı ayrı bir başlık dikkati çekiyor. Bu başlık altındaki haberde; 'Suriye uçakları Irak'ta IŞİD'in kontrolünde olan Kaim ilçesine operasyon yaptı. 57 sivil öldü' deniliyor. İnsan merak ediyor. Acaba ölen 57 kişinin içinde kaç IŞİD'li terörist var? IŞİD Irak'ta, Suriye'de binlerce insanı vahşice katlediyor. Onları yerlerinden yurtlarından ediyor. Yaptıkları insanlık dışı vahşetlerle güzel dinimiz olan İslam'a büyük zarar veriyor. Malum gazete buna bir şey demiyor. 'Suriye uçakları 57 sivili öldürmüş' diyor. Bu kadarına pes doğrusu(!) Bu IŞİD sevgisi nereden geliyor? Bu satırları 28 Haziran 2014'de kaleme almıştım.

BUGÜN 'TERÖRİST' DİYORLAR

Aynı gazete dün '60 Bordo Bereli Suriye'de' başlık manşetinde '60 bordo berelinin teröristlerin kontrolündeki Ayyuşa Köyüne girdi. Bir terörist öldürüldü. Üç araçta imha edildi' demiş. Gazete bir yıl önce cansiperane şekilde savunduğu IŞİD'e terörist demiş. Yenişafak'a fazla kızmamak lazım. Çünkü bir yıl önce Başbakan Ahmet Davutoğlu ile aynı paralel görüşteydi.

DURUMDAN VAZİFE ÇIKARMIŞ(!)

Davutoğlu, 8 Ağustos 2014 tarihinde NTV'ye yaptığı açıklamada, Musul Konsolosluğu'nu basarak 49 kişiyi rehin alan IŞİD'in 'öfkeyle bir tehdit olduğunu' belirterek 'Sünni Araplar dışlanmasaydı bu öfkenin birikmeyeceğini' söyledi. Bölgede kaos olduğunu dile getiren Davutoğlu, 'IŞİD radikal, terörize gibi bir yapı olarak görülebilir ama katılanlar arasında Türkler, Araplar, Kürtler vardır. Oradaki yapı, daha önceki hoşnutsuzluklar, öfkeler büyük bir cephede geniş bir reaksiyon doğurdu' demişti. İktidar artık IŞİD'i terörist olarak görmeye başlayınca, anlaşılan Yenişafak'ta durumdan vazife çıkartmış(!)

--------------------------------------------------------------------------------------

CUMARTESİ HİKAYELERİ

ANNENİZİN DEĞERİNİ ÖLDÜĞÜNDE Mİ ANLAYACAKSINIZ?

Bir adam eşine; 'Dışarıda yemek yemeye çıkalım mı?' diye soruyor. Eşi ise şöyle cevap veriyor: 'Hayır, git benim yerime başka bir kadını yemeğe götür…'

BAŞKA KADINLA GİT

'Hayır, ben seninle yemeğe çıkmayacağım. Başka bir kadınla git…'Adam şaşırıyor ve diyor ki; 'Ben seni yemeğe çıkaracağım, sen ise başka bir kadınla yemeğe gitmemi istiyorsun !?''Ben öyle bir adam değilim ki!? Sen hangi kadından bahsediyorsun?' Eşi; 'Annen…' diyor. Öyle bir anı hayal edin… 'Annen… Bugün teklifini reddediyorum. Böylece sende annenle birlikte gidersin.'

'Uzun zamandır annenle birlikte yemek yemedin, beraber vakit geçirmedin, bu yüzden annenle git…'

RÜYA GİBİYDİ

Adam hemen annesini arayıp soruyor; 'Anne, hazırlan. Seni arabayla alıp birlikte yemeğe gideceğiz. Biraz da yürürüz…' Annesi duyduğuna inanamayarak, 'gerçekten mi?' diye sorar. Adam; 'Vallahi evet… Hadi yemeğe çıkalım.' Evet, gerçekten restoranda gittiler. Annesi o kadar mutlu ve sevinçliydi ki… Bu onun için bir rüya gibiydi. Nerede ya da ne kadar yedikleri önemli değildi. Sokakta bir kaldırımda bile oturup yemek yeseler fark etmezdi. Önemli olan şey onun oğluyla beraber olması ve ona karşı sevecen olmasıydı… Eşiyle ve çocuklarıyla meşgul olmasına rağmen annesini unutmamıştı. Böylelikle beraber bir gün geçirdiler. Bu onun hayatının çok güzel bir günüydü.

KİM ÖDEMİŞTİ?

Eve dönerken oğlu annesine dedi ki; 'Anneciğim! Mutlu musun? Yürüyüş seni mutlu etti mi?' Evet, vallahi çok güzeldi. Allah senden razı olsun. Oğlu; 'İnşallah bunu bir daha tekrar yapacağım.' Annesi; 'Hayır, inşallah bir daha ki sefere ben seni davet edeceğim.' Haftalar, aylar geçti… Adam çok meşguldü.

Annesi hastalandı ve vefat etti. Oğlu çok üzgündü. Bir kaç gün sonra aynı restorandan kendisi ve bir başkası için davet geldi. Ve bu yemeğin hesabı ödenmişti bile…

Adam, şaşırdı. Bu yemeğin hesabını kim ödemişti ki? Adam eşiyle beraber annesiyle yemek yediği yere gitti. Orada annesinden bir mektup vardı.(Annesi) Diyordu ki; 'Sevgili oğlum, Allah senden razı olsun…Seni aynı yere davet edeceğimi söylemiştim ama sen sürekli meşguldün..Şimdi ben sözümü tutmuş olacağım, seni ve değerli eşini davete ediyorum. Allah senden razı olsun…'

-------------------------------------------------------------------------------------------

FOTO ŞAKA

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Ahmet Bey, Cumhurbaşkanı koalisyon hükümetinin kurulmasını istemediği için mi bu iş bu kadar uzadı?

Başbakan Ahmet Davutoğlu: Bu konuda size çok şey söylerim ama, balık misali ağzımı açsam içime su doluyor.