Çok uzun zamandır, belki de Süper Lige çıktığından beri Eskişehirspor'u bu kadar ne yaptığını bilmez bir halde izlememiştim…
Özellikle ikinci golden sonra, teknik direktörün paniğe kapılıp Lawal'ın yerine Emre Güral'ı almasıyla oyundan tamamen düşen takım, maçın son yarım saatini şuursuzca oynadı…
Kasımpaşa ise, sanki çok fazla atmak istemiyor gibiydi…
Issız ve terkedilmiş otobana dönen Eskişehirspor defansına elini kolunu sallaya sallaya gelen rakip takım, maçı garantiye almış olmanın rehavetiyle, cömertçe harcadı pozisyonları…
Boffin olmasaydı, en az 6-0 bitecek maçta, sahada 90 dakika kalan Gekas, tek bir kafa vuruşu dışında hiçbir şey yapmadı…
Pardon, golden sonra yapmaya çalıştığı amigoluğu saymıyorum tabii, onu da beceremedi ya…
Bu takım, Mersin'le birlikte ligden düşmeye aday iki takımdan biri…
Öylesine ucuzlamış bir görüntüsü var ki, takım içindeki futbolcular bile inanmıyorlar kendilerine…
Emre Güral, hala Fenerbahçe'ye attığı golün rüyasını görüyor…
Alparslan Öztürk, kendi aleminde halı saha maçı oynuyor…
Sezgin bir tank kadar ağır…
Kaan yokları oynuyor, derdi neyse, kafası sahada değil…
Kurtarıcı olarak giren Pinto evlere şenlik…
5 maçta 4 puanda kalan Eskişehirspor, önümüzdeki hafta Bursa'ya gidecek, ardından Beşiktaş'ı konuk edecek…
7 maç, 4 puan hiç de uzak bir olasılık değil…
Kendi ayarımız saydığımız Sivas, Rize, Antalya ve Kasımpaşa maçlarından 4 puan aldık, üstelik bu maçların üçü içeride kendi sahamızdaydı…
Şimdiden karalar bağlamanın anlamı yok belki ama; görünen köy de kılavuz istemiyor…
Bu kadrodan nasıl takır takır oynayan bir takım yaratacaksınız, bakalım hep birlikte göreceğiz…