Ne demiş Hz. Muhammed (SAV) senin doğru söylediğine inanan birisine yalan söylemen, en büyük hainliktir.
Bazen öyle yalanlarla karşı karşıya kalırsınız ki şaşkınlıkla dinlersiniz.
Karşı taraf ise inandırmış olmanın gururuyla konuşur. Yalana inanmış gibi yapmak sizi aptal yapmaz. Kişi değer verdiğiniz biriyse kırılıyorsunuz tabi ki. İç sesiniz vallahi de yalan billahi de yalan diyor.
NEDEN YALAN SÖYLENİR BAKALIM O ZAMAN
SOSYAL KEYİF İÇİN
'Günlük hayatın akışında birçok insan sohbetleri renklendirmek için yalan söylüyor. Olayları olduğundan abartılı anlatmak bu kategoriye dahil. Ünlü yazar Oscar Wilde'a göre; yalan gerçek hayatın katlanılmaz sıkıcılığından kurtulmak için hoş bir kaçış yolu.'
BEYAZ YALANLAR
'Hakikati söylememenin, sıkıntıların çözümü olacağı durumlarda yalana başvuruyoruz. Gerçeği aktarmamak başımıza büyük sorunlar açmayacaksa ve genel iyiliğe katkıda bulunacaksa yalan tercih edilen bir alternatif. Ne zaman doğru, ne zaman yalan söyleneceğine dair yazılı olmayan toplumsal kurallar, meselenin yol göstericisi.'
SAVUNMA MEKANİZMASI
'Kendine yalan söylemek en sık yaptığımız günlük alışkanlıklarımız arasında. Beyaz yalanlarla kendini telkin etmek, devreye giren savunma mekanizmalardan. Bilinçaltımız ruh sağlığını dengede tutmak için bu yola başvuruyor. Pozitif yanılsamalarla kendini korumak, yalanın güçlü nedenlerinden bir tanesi.'
KOMPÜLSİF MOTİF
'Zararsız yalancılardan ayrılan kompülsifler, düzenli olarak ve sebepsiz yere yalan söyleyen insanlardır. Bağımlı oldukları için yalan söylerler; onlar için yalan bir takıntı haline gelmiştir ancak yalanları kendilerinden başka kimseye zarar vermez. Davranış bozukluğuna dayandığı için kişinin sağlığı için psikoloğa danışılmalıdır.'
SEBEBİ KONFABÜLASYON OLANLAR
'Aldatma amacı gütmeyen yalanlar bu kategoride yer alır. Kronik konfabülasyon, beyni hasar görmüş kişilerin hafıza sorunu olarak hatıralarını çarpıtması ya da yanlış yorumlamasıdır. Konfabülasyon yapan hastalar durumlarından habersizdir ve samimidirler. Yalanları onların içinde yaşadığı dünyaya dönüşür.'
PATOLOJİK YALANCILAR
'Yalan söylemeyi takıntı haline getiren patolojik yalancılar, kontrol etme anlamında kompülsif yalancılardan ayrılır. Başka bir kategoride yer almalarının sebebi, fayda elde etmek için yalan söylemeleridir. Yalanlarının arkasında bir çıkar, bencillik ya da kıskançlık yatabilir. Toplumsal kurallara, doğru ve yanlış arasındaki farka karşı kayıtsızlardır.'
ROL KESENLER
'Yaratıcılıklarını ifade etmek için yalana başvuranların kategorisidir. Hayali hikayeler uydurmak ve diğerlerini buna inandırmak yaratıcı bir performanstır. Düş kurmadan alınan keyfin azaldığı yetişkinler dünyasında, çocukluğun büyülü gerçekçiliğini yaşatma arzusudur. Marlon Brando'ya göre ancak 'Yalan söyleyebiliyorsanız, rol yapabilirsiniz'. Sanatsal yalanlar bu anlamda bir dışa vurumdur.'
YALAN VE GERÇEK HİKAYESİ
19 yüzyıl efsanesine göre Gerçek ve Yalan bir gün buluşurlar. Yalan doğruyu söyler ve 'Bugün hava çok güzel' der.

Gerçek etrafına bakar ve gözlerini gökyüzüne kaldırır. Gün gerçekten çok güzeldir. Bir kuyunun önüne gelene kadar birlikte çok zaman geçirirler.

Yalan tekrar doğruyu söyler ve 'Su çok güzel, birlikte banyo yapalım!' der.

Gerçek, bir kez daha şüpheci bir şekilde suya dokunur. Su gerçekten çok güzeldir. Soyunur ve yüzmeye başlarlar birlikte.

Yalan bir anda sudan çıkar, gerçeğin kıyafetlerini giyerek kaçar ve kayıplara karışır. Kızgın Gerçek kuyudan çıkar, yalanı bulmak ve kıyafetlerini geri almak için her yeri aramaya başlar.

Dünyada çıplak gerçeği görenler onu hor görür ve öfkeyle bakarlar ona. Zavallı gerçek kuyuya geri döner ve sonsuza dek ortadan kaybolur.

O zamandan beri yalan, dünyanın her yerinde gerçek gibi giyinmiş ve içimizde yaşamaktadır. Dünya ise hiçbir şekilde çıplak gerçeği görmek istememektedir.

Eğer herkesin vicdanı rahatsa, bu kadar insanın kalbini kim kırdı?