Yazı yazacağım.
Hiç sonu yok gibi bu yazı yazma işinin de…
Yazının başına geçmeden önce biraz kafa dağıtmak için dışarı çıkayım istiyorum.
Yazının başına oturunca…
Orası öyle olmuş, burası böyle olmuş…
Şurada anlatım bozukluğu var, burada yazım yanlışı…
Yazıya şöyle mi girseydik, böyle mi çıksaydık yazıdan…
Onu öyle değil de şöyle mi yazsaydık derken saatler akıp gidiyor.
Kafanın içi arı kovanına dönüyor. İyice manyaklaşıyorsun.
Oysa kimin umrunda senin yazdığın şu yazı.
Yazıyı öyle mi kurmuşsun böyle mi kurmuşsun…
Sadece sen değil, hiçbir şey umrunda değil insanların.

***

Dışarı attım kendimi.
Merdivenlerden iniyorum.
Apartmanın emeklisi sabah erkenden kalkmış.
Elinde su hortumu…
Apartmanın önüne, bahçe duvarının dibindeki g.t kadarlık alana diktiği domates, biber, patlıcan fidelerini suluyor.
'Olur mu yahu öyle şey! Apartmanın önünde sebze yetiştirilir mi, köy mü bura?' demeyin.
Oluyor.
Vatandaş ne yapacağını şaşırdı.
Ne olacak o dört kök sebze?
Hiç!
Can sıkıntısı işte…
Adam emekli.
Üç kuruş emekli maaşı…
Dünya turuna çıkacak hali yok ya…
Mahalle kahvesine gidip gelmeleri, parkta belediye bankına oturup akranı emeklilerle lafladığı zamanları saymazsak yedi yirmi dört evde.
Ya öyle delirecek ya böyle.
Bir de o dört kök sebzeye şar şar su akıtıyor.
Akıttığı suyun yarısının 'sorma ver' parası, vergi olduğundan haberi yok.
Çevre temizlik vergisi…
Atık su bedeli…
Bakım onarım bedeli…
Oysa yağmur mevsimi…
Yağmur sabah ayrı yağıyor akşam ayrı…
Günde birkaç kez yağıyor.
Umrunda mı?
Değil.
'Yazık değil mi, sürekli yağmur yağıyor zaten?' diyecek olsan…
Hortumla yersin sopayı.

***

Selamlaştık.
'Hayırlı cumalar,' dedi.
'Cuma değil bu gün, cumartesi!' dedim.
'Öyle mi?'
'Öyle!'
'Olsun,' dedi. 'Sen öğleyin camiye gel yine.'
'Yazılarını okuyorum,' dedi sonra.
Her şeyden de haberi var.
'Yazılarında Reis'e çakma bak!' dedi.
'Haydaa! Ne işim var benim öyle şeylerle.'
'Karşında beni bulursun! Bilirsin laf söyletmem Reis'e.'
Lafı değiştirip sonra da s..tir olup gitmek için,
'Ne dersin, dolar düşecek mi? Takip ediyor musun?' dedim.
Sen misin diyen!
'Reis'e çakma! Reis'e laf söyletmem! Dış güçlerin oyunu bütün bunlar!' diye bağırmaya başladı.

***

Vazgeçtim dışarı gitmekten.
Geri merdivenleri çıkıp eve geldim.
Yazı yazmaktan da vazgeçtim.
Her şeyden vazgeçtim.