• TÜİK, 2016 3. çeyreğinde krize girme eğilimi gösteren ekonominin 3 çeyrektir büyüdüğünü açıkladı. 2017'nin ilk yarısının büyümesi yüzde 5. TÜİK'in yeni serisi birçok eleştiriye açık. Daha şimdiden sık sık revizyonlar yapmak zorunda kalınıyor. Açıklanan büyüme oranı, Türkiye benzeri ülkelerde yaşananlardan ayrışmıyor. Çevre yükselen ülkelerde ortalama büyüme yüzde 4,5.
  • 2017 başından bu yana sıcak para ABD'den Trump'dan umduğunu bulamayaınca, geçici park yeri de olsa, Türkiye gibi ülkeleri seçti. Buradaki ehven faizlerle oyalanıyor.
  • Türkiye'den 2015 ve 2016'da uzaklaşan sıcak para 2017'de geri döndü. Bu, dolar fiyatını da geriye çekti. İthalatı, üretimi, ucuza da olsa ihracatı ve inşaata dönük yatırımları hızlandırdı.
  • Büyümeye eşlik eden ikinci etken KGF kredileri de dahil olmak üzere kredi genişlemesi oldu. Kredi hacmi yılda %23 arttı ve 2 trilyon TL'ye yaklaştı.
  • Sektörel olarak sanayi, dar anlamda da imalat sanayi yüzde 6 dolayında büyümüş göründü. İç pazardan çok ihracat için üretim öne çıktı.
  • Büyüme iç talepten çok, dışa satım ve inşaat dönük yatırımlarla ilerledi. Daha önceleri büyümenin lokomotifi olan iç talep, 2017'de ikinci plana düştü. Bunun alım gücü düşüşü kadar, bireylerin, kredi kullanımında ihtiyatlı davranmalarıyla da ilgisi var.
  • Doların son 2 yılda hızlı artışı ile, ithalat pahalılaşırken ihracat cazip hale geldi. İç pazarda sıkışan firmalar ucuzlatarak ihracatı seçti. Aynı şey turizmde de yaşandı. Böylece yoksullaşan bir büyüme yaşanıyor.
  • OHAL şartları da fırsat bilinerek ücretler baskılandı. Gelirin işgücü ile sermaye paylaşımı emek aleyhine gelişti. 2016 yılı gelir dağılımı verileri de bölüşümün kötüleştiğini, gini oranının 0,40'ın üstüne çıktığını belirterek adaletsizliği teyit etmiştir.
  • Büyüme bir taraftan da yatırımlarla tırmanmış görünüyor. Yatırımların iç bileşiminde inşaatın ana sürükleyici olduğu, sanayi yatırımlarını ilgilendiren makine yatırımının ise 5 çeyrektir gerilediği görülüyor. Bu hızla sanayisizleşme demektir.
  • Büyüme, istihdam yaratmamış, işsizliğe çare bulamamış görünmektedir. İstihdamdaki cüzi artış da teşvikli çırak, stajyer istihdamından karşılanmıştır.
  • Büyümenin öteki yüzünde çifte açık tehlikesinin büyümesi de yatmaktadır. Bir yandan bütçe açıkları büyümekte bir yandan da döviz açığı yani cari açık artmaktadır. Oldukça riskli bir sürüklenmedir bu.
Yukarıda belirtilen hususlar 'Dopingli büyümenin öteki yüzü' başlığı altında 'Yoksullaştırarak, doğayı yıkarak sağlanan büyüme, yeterli istihdam yaratmıyor,
kırılganlıkları artırıyor.' ifadeleri ile TMMOB-MMO, 20 Eylül 2017 tarihli ekonomi raporunda yer almış. Bu raporu okuyunca 2018'in başında Memura yüzde 4, kamu işçisine yüzde 3.5 ücret zammı verilirken MTV'deki artışının yüzde 40'a gelir vergisi 3. diliminin %30'a çıkarılmasının nedenlerini daha iyi anlamış oluyoruz!! Ekonomik göstergeler sorunlu bir dönemden geçildiğini ve aslında her şeyin güllük gülistanlık da olmadığını gösteriyor. Sorunun çözümü ise yine her daim bulunan alışılmış bir yöntemden geçiyor; vergileri arttır, ücretleri düşür çalışanın sırtından inme!!