Dünyada yeterli ve dengeli beslenme konuları her geçen gün büyük önem taşımakta ve tartışılmaktadır. Özellikle gıda sektörüne hakim çok uluslu şirketlerin ülkemizin de içinde bulunduğu, sadece pazar olarak gördükleri ülkelerin kendi gelecekleri için yerel üretimlerine sahip çıkmaları ve yerel çeşitleri koruma zorunlulukları her geçen gün artmaktadır.
Tarım ve Orman Bakanlığının bu konuya yönelik 'Yerel Çeşitlerin Kayıt Altına Alınması, Üretilmesi ve Pazarlamasına Dair Yönetmeliği' Resmi Gazete'de 18 Ekim 2018 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girdi. Tebliğ ile tarla bitkileri, bağ-bahçe bitkileri ve diğer bitki türlerine ait yerel çeşitlerin genetik erozyonlarını engellemek amacıyla tohumluklarının çoğaltımı, pazarlanması, yerinde idamesi ve sürdürülebilir kullanımıyla ilgili kurallar getirerek, ticareti yapılacak yerel çeşitlerin kayıt altına alınması, tohumluk üretimi ve tohumluklarının piyasaya arzı ve bu konudaki denetimlere ilişkin usul ve esaslar belirlendi.
Bakanlıkça ülkedeki yerel bitki çeşitlerinin kayıt altına alınarak denetimi için Yerel Çeşit Kayıt Komitesi oluşturulacak. Bu çeşitlerin tohumluklarının çoğaltımı ve ticareti Yerel Çeşit Kayıt Listesi'ne kaydedilerek yapılabilecek. Kayıt listelerinde yer alan ve başvuru tarihinden itibaren 3 yıldan daha yakın zamanda bu listeden çıkarılan çeşitler ve koruma altına alınan veya koruma altına alınması için başvurusu yapılan çeşitler için Yerel Çeşit Kayıt Listesi'ne kaydettirme başvurusu yapılamayacak. Yerel çeşidin menşe bölgesinde korunması ve idamesi için gerekli tedbirler başvuru sahibi tarafından alınacak. İlgili olmak kaydıyla, meslek kuruluşları, sivil toplum örgütleri, kamu araştırma kuruluşları, yerel idareler ve üniversiteler, yerel çeşitlerin kayıt altına alınması için il müdürlüğüne başvuru yapabilecekler. İl müdürlüğünce incelenen başvurular ön kabul incelemesine tabi tutulacak. Ön kabule uygun görülmeyenler gerekçeleriyle birlikte başvuru sahibine iade edilecek. Ön kabule uygun görülen başvurular ocakta il müdürlüğünce Yerel Çeşit Kayıt Komitesine iletilmek üzere Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkez Müdürlüğüne (TTSM) gönderilecek. TTSM bu dosyayı şubat sonuna kadar komiteye iletecek.
Buraya kadar her şey normal ancak bir takım değişikliklere ve yeniliklere giderken tabiri caizse 'Midyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmamak' gerekiyor. Sanırım konuyu böyle düşünen 15 meslek kuruluşu ve demokratik kitle örgütü TMMOB Ziraat Mühendisleri Genel Merkezinde 13 Kasım 2018 günü bir araya gelerek 'Yerel Çeşitlerin Kayıt Altına alınması, Üretilmesi ve Pazarlanmasına Dair Yönetmelik'i ele alıp görüşlerini kamuoyuyla paylaştılar. 'Anayasamızın 168. Maddesine göre tabii servetler ve kaynaklar devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Yönetmelikte tanımlanan yerel çeşit kavramı Anayasamızda 168. Maddede tanımlandığı biçimiyle tabii servet niteliğindedir. Tabii servetlerin özel mülkiyete konu edilmesi mümkün değildir. Sadece kanunla nasıl kullanılacağı düzenlenebilir. Bu yönetmelik yerel çeşitleri ticaret yoluyla özel mülkiyete konu etmiştir. Bu anlamıyla Anayasanın 168. Maddesine açıkça aykırıdır. Yerel çeşitler üzerinde ister sivil toplum kuruluşu ister meslek kuruluşları yoluyla tescil ya da kayıt altına alarak özel mülkiyete konu edilemezler. Yerel çeşitlerin kayıt ve koruma altına alınması Anayasal anlamda da bir zorunluluk ve bir ödevdir.
Yıllardır bu alanda yerel çeşitlerin koruma altına alınmasına ilişkin bir kayıt ve koruma sistemi 'bilinçli olarak hayata geçirilmemiştir.' Bu yönetmelik yerel çeşitlerimizin orijinini koruma altına alan değil ticarete konu eden bir kayıt ve tescil sistemidir. Kamu adına yerel çeşitleri kayıt altına alarak koruyan bir düzenleme ve uygulamaya ihtiyaç vardır. Ancak getirilen bu ticari sistem yerel çeşitleri Anayasaya aykırı bir biçimde ticarete ve özel mülkiyete konu etmektedir. Bu yönetmelikle getirilen kayıt ve tescil sistemiyse, sertifikasyona tabi, üretici belgesine bağımlı, alt birliklere üyeliğe eklemlenmiş ve tohumluk üretimi sınırlandırılmış bir sistem kurmaktadır. Bu sistem, adil ve eşit olmayan bir tarımsal ticari sistem kurmakta ve tekelleşmiş şirketleri korumaktadır.
Bu düzenleme ile tarımsal üretimde küçük çiftçiyi korumayan, tarımsal üretimde fiyat mekanizmalarına dahil olamayan, gıda üretiminde tüm üretimi ve denetimi tekelleştiren ve gıda kontrolünü şirketlere veren bir üretim sistemi ortaya çıkartmaktadır. Bunun sonucunda, çiftçilerin binlerce yıldır yerel çeşitlere dayalı gerçekleştirdiği üretimi gerçekleştiremeyecek, aile işletmeleri dağıtılacaktır. Tohum takas etkinliklerinde değiş tokuş edilen tohumları değiş tokuş eden sivil toplum kuruluşları da, tescil sahipleri tarafından dava tehdidiyle karşı karşıya bırakılacaktır.'
Kısaca Yerel servetin yönetmelik yoluyla elden çıkarılma ihtimaline dikkat çekiliyor ve toplumun sessiz kalmaması gerektiği söyleniyor. Böylece Yerel çeşitliliklere için çıkarılan yönetmelikle amaçlanın aslında ne olduğu daha net ortaya çıkıyor!..