Yunus Emre Devlet Hastanesinde tuhaf işler oluyor. Nasıl oluyor da bir hastane yeni yapılan binasına 6 aydır taşınamıyor?
YÜZLERCE AMELİYAT İPTAL OLDU
2016'nın sonunda 'taşınıyoruz' yazılı kocaman bir afiş vardı. Bu afişe ne oldu? 12 Haziran'da 'Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gelecek' diye 5 Haziran'da eski binadan yeni yapıya 'sembolik birkaç birim' taşındı. Hazır olmayan bir hastaneye taşındı da ne oldu? Biz söyleyelim ne olduğunu. Altı aydır 'her iki hastanede elektrik, doğalgaz harcanıyor', temizlik malzemesi, yıpranma, elemanların etkin kullanılamaması da var. Yani yok yok. İyi de şimdi bu hal ne? Geçtiğimiz Cuma günü (14 Aralık 2018) en son eski hastanede kalan 'cerrahi birimlerini taşıyalım' demişler. 6 ayda 24 hafta var. Allah aşkına her hafta bir üniteyi de mi taşıyamadınız? Son taşınma yüzünden bu hafta yapılması planlanan 'yüzlerce hastanın ameliyatları iptal' olmuş. Bana ameliyat için çevre illerden gelen hastaların yoğun şikayetleri ulaştı. Bu bir 'rezalet ve skandaldır.' İl Sağlık Müdürlüğünün planlama görevi nerede? Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca bu duruma 'acilen el atmalı ve sorumlular hakkında inceleme' başlatmalıdır.

YIKILACAK HASTANEYE
ÇELİKTEN TÜP GEÇİT
Özellikle 6 aydır her iki hastanede harcanan elektrik ve doğalgaz giderleri kamu zararı değildir de nedir? 'Turpun büyüğü heybede.' Şimdi esas konu da şu: Eski hastanenin yıkım kararı herkesçe biliniyor. O zaman yıkılacak bir hastaneye çelik konsriksiyondan neden tüpgeçit yaptınız? Bu projeyi kim yaptı? İhaleyi kim aldı? Bu tünelin gerekliliğine kim karar verdi? Ülke bir kriz ortamından geçerken bu vurdumduymaz, bu savurganlık sağlık hizmetini daha iyi sunmak için mi? Yoksa bu tüpgeçit yapımında başka bir şeyler mi var? Bunun için yeni hastanenin projesini yapan mimardan fikir ve sanat eserleri kanunu kapsamında izin alınması gerekiyor. Peki bu izin alındı mı? Şayet izin alınmamışsa; mimar mahkemeye verirse bu bedeli İl Sağlık Yönetimi ve Başhekim vermeyecek mi? Eskişehir kamuoyu bu soruların yanıtını bekliyor. İl Sağlık Müdürü Uğur Bilge ve Başhekim Mustafa Karagülle ivedi bir şekilde açıklama yapmalıdır.

İKİ TÜNEL DAHA YAPSAYDINIZ?
Yeni yapılan hastanede 'ameliyathanelerin ısısı duyduğumuza göre 40 dereceye' çıkmış. Bunları 'kontrol etmeden eski hastanenin ameliyathanesini kapatıp gelmek' hangi akla hizmet. Konunun uzmanlarına göre bu ısıda yapılan ameliyatlarda ki enfeksiyonların bedeli onbinlerce liralık antibiyotikle ancak önlenebilir. Görülen o ki yapılan tüpgeçitte 'taşınma işini hızlandırmaya' yetmemiş. Ne diyeyim? Keşke 'diğer bloklardan da bir iki tünel daha' yapsaydınız(!)
-----------------------------------------
EĞiTiMDE DiBE VURDUK

2018 Liselere Giriş Sınavı puan bazında Türkiye geneli sıralaması belli oldu. 372,72 puan ortalamasıyla Trabzon Türkiye birincisi oldu. 370,96 puanla Denizli ikinci, 370,06 puanla Uşak üçüncü, 369,1 puanla Karabük dördüncü, 368,07 puanla İsparta beşinci sırada yer aldılar.

28'E GERİLEDİK
366,58 puanla Malatya altıncı, 365,18 puanla Niğde yedinci, 364,91 Balıkesir sekizinci, 363,3 puanla Elazığ dokuzuncu, 362,59 ile Adıyaman onuncu, 362,42 puanla Osmaniye 11'nci, 362,19 puanla Kütahya 12'nci, 361,38 ile Nevşehir 13'ncü, 361,17 ile Kırşehir 14'ncü, 360,85 puanla Aydın 15'nci, 360,72 puanla Antalya 16'ncı sıraları paylaştılar. Peki 2000'li yılların başında Türkiye birincisi olan ve hep ilk üçte yer alan Eskişehir kaçıncı sırada? 2018 sonuçlarına göre ilimiz, değil ilk üçe, ilk 10'a, ilk 20'ye ve ilk 25'e bile giremedi. 2018 Liselere Giriş Sınavı puan bazında 28'nci sırada kendimize yer bulduk. Eskişehir sorular bazında da Türkiye sıraları şöyle; 'Türkçe 27, Matematik 31, Fen Bilimleri 28, Yabancı Dil 25, İnkılap Tarihi Atatürkçülük 37, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 30' Trabzon Türkçe, Matematik ve Fen Bilimlerinde 1'nci, İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük'te 2'nci, Yabancı Dil ve Din Kültürü Ahlak Bilgisi'nde 3'ncü sırada yer aldı. Hep ilk üçte veya ilk yedide yer alan Eskişehir 2010'dan sonra gerileme sürecine girdi. 2017'de 18'nci sırada yer almıştık. Bir yıl sonra 10 sıra daha gerileyerek 28'nci sıraya düştük.

VELİLERİN GAYRETİYLE
Peki bu başarısızlık eseri kime ait? 2010'dan bugüne İl Milli Eğitim Müdürlüğünü yönetenlere ait. Bu başarısızlık, 'liyakat, sınav kazanma gibi kriterleri' çöpe atıp, yandaş sendika üyelerini yönetici olarak atayanların eseri. Başarılı okul müdürlerini görevden alıp, yerlerine kafe köşelerinde 'bol kepçeden puanlar vererek' liyakat sahibi olmayan insanları yönetici yapanlar sayesinde 28'nci sıradayız. Yandaş sendika 'güdümünde hareket eden', başarılı eğitimcileri ve yöneticileri 'cezalandıran', çalışanlar arasında 'adaleti yerle bir edip, kul hakkı yiyenler' yüzünden Eskişehir'de 'eğitim dibe' vurdu. İlimizde veliler çocuklarının iyi eğitim almaları için her türlü fedekarlığı yapıyor. Onların 'gayreti sayesinde' 28'nci sıradayız. Yoksa 'kural tanımazlık, torpille bir yerlere gelme, başarıyı cezalandırmanın' son yıllarda hakim olduğu Eskişehir eğitimi 'çok daha gerilerde' olurdu.

SADAKAT DEĞİL LİYAKAT
Eğitimde bu çarpık zihniyet değişmediği takdirde Eskişehir seneye ilk 40'a bile giremez. Çiçeği burnunda İl Milli Eğitim Müdürü Hakan Cırıt, Eskişehir'i 2000'li yılların başındaki 'altın çağına götürmek' istiyorsa; eğitimcilerden ve eğitim yöneticilerinden 'sadakat değil', 'Liyakat' beklemelidir. Yandaş sendikanın değil, Eskişehir 'eğitimcilerinin, öğrencilerinin, velilerinin İl Milli Eğitim Müdürü' olmalıdır. Çapsız insanların birileri tarafından masa başında verilen 'hormonlu puanlarla' koltuk sahibi yapılmasına izin vermemelidir. Hizmetiçi eğitimleri arttırarak, öğretmenleri kendilerini geliştirmeye zorlamalıdır. Ne yazık ki okullarımızda mezun olduğu bilgilerin üzerine bilgi koymayan, kitap okumayan öğretmenler görev yapıyor. Ülkenin geleceği olan çocuklarımızın daha iyi bir eğitim alması için kendilerini geliştirmeyen, üretmeyen eğitimcileri cezalandırmalıdır. Cırıt dibe vurmuş bir İl Milli Eğitim Müdürlüğü aldı. Gerçekten işi kolay değil. Eskişehir Milli Eğitim'ini 20 yıldır takip eden bir gazetecininin uyarılarını umarım dikkate alır. Eğitimciler, veliler ve öğrenciler ondan son 9 yılda eğitimde yaşanan yozlaşmayı sona erdirmesini bekliyor...
--------------------------------------------------------
NOSTALJİ
SÜCAADDİN ÇIKARMASI

Yıl 1986. 32 yıl önce. Yer: Seyitgazi Arslanbeyli (Sücaaddin) Köyü. Burada Seyyid Sultan Sücaaddin Veli Anma Etkinlikleri yapılıyor. Bu etkinliğe SHP Eskişehir yöneticileri de katılıyor. SHP Merkez İlçe Başkanı Zeki Ünal, Merkez İlçe Saymanı Erdal Çakıcıer, Merkez İlçe Yöneticileri Turhan Duru, merhum Savaş Kayalar, İlyas Bahçe, CHP Seyitgazi İlçe Başkanı Abdullah Gürcan, Doğançayır Belde Başkanı merhum Lütfi Ünal, O yıllarda partinin önemli isimleri Rasim Duru, Av. Mustafa Eryılmaz, Mustafa Koçak, Himmet Çelik, Fevzi Karausta ve Rasim Duru'nun o tarihte 8 yaşında olan oğlu Bülent Duru fotoğrafta yer alıyorlar. O gün yer sofrasında partilileriyle birlikte yemek yiyen Zeki Ünal bir yıl sonra SHP'den Eskişehir milletvekili seçildi. Erdal Çakıcıer'de bir yıl sonra SHP Merkez İlçe Başkanı oldu.
--------------------------------------
FIKRA
KARŞI TARAFA GEÇİP DE BİZE Mİ KÜFRETSİN?

Süleyman Demirel'in Başbakan olduğu dönemlerden birinde kendi partisinde sürekli küfreden bir milletvekili hakkında diğer milletvekilleri şikayette bulunmuşlar. 'Sayın Demirel bu milletvekili sürekli küfrediyor. Lütfen partiden ihraç edelim gitsin.' O hazırcevaplığı ve kıvrak zekası ile Demirel yapıştırmış cevabı: 'Binaenaleyh, olmaz öyle şey. Biz ihraç edelim karşı tarafa gidip bize mi küfretsin? Bırakın adamı.'